Kentsel dönüşüm uzmanı, inşaat mühendisi Zeki Yıldırım yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları söyledi:
"En son Haliliye ilçemizde inşa halindeki bir binada inşaat çalışması sırasında binanın çalışma yapılan katın altındaki katta taşıyıcı yapı elemanlarının hareketli ve binanın kendi yükleri altında kırılması sonucu binada göçme meydana gelmiş ve neyse ki 3 vatandaşımızın yaralanmasıyla bu olay ölümsüz atlatılmış oldu.
Bu tarz olaylar inşaat sektöründeki denetimsizliği tekrar tekrar getirip önümüze koymaktadir! Nitekim göçen bina ile ilgili yaptığım incelemeler ve teknik meslek odalarımızın konu ile ilgili hazırladığı raporlarda kamu adına yapılması gereken denetim görevinin yeterince yapılmadığı ortaya çıkmaktadır. Denetimsizliğin kamu (halkımız) açısından maddi-manevi olumsuz sonuçları olmaktadır! Bu binada olduğu gibi üç kat imalatın tamamen çöp olması maddi olarak milli servet kaybıdır, beraberinde vatandaşlarımızın yaralanması, ölümlü bu tarz olaylar ise manevi kayıplarımız…
Yapı denetimi kamu adına yapılan ve vatandaşlarımıza güvenli, konforlu,estetik ve kent planlanmasına uygun yapıların tüm imalat aşamalarını fen ve sanat kurallarına uygun olacak şekilde denetlenmesini sağlayan bir sistemdir. Ülkemizde daha önce kamu kurumları marifetiyle yapılmaya çalışılan bu denetim görevi tamamıyla 2011 yılında 4708 sayılı kanun ile özel Yapı denetim kuruluşlarınca yapılmaktadır. Bu tarihten sonra inşaat sektöründeki denetimler görece olarak daha etkin olmaya başlamış ve günümüzde profesyonel bir şekilde Yapı denetim kuruluşlarındaki uzman mühendis/mimarlar eliyle yapılmaktadır. Nitekim son dönemlerde yaşanan depremlerde (Elazığ, İzmir …) Yapi denetim kuruluşlarınca denetlenmiş binalarda yapısal hasarlar çok minimal kalmış, geri kalan yapılarda ise can ve mal kaybına sebep olacak hasarlar meydana gelmiştir. Yapı denetim Kanununda yetersizlikler vardır, örneğin Haliliye ilçemizde çöken bina gibi inşaat alanı 200 m2 ve altında kalan binalar yapı denetim uygulaması kapsamında degil, bu binalarda denetim halen ruhsat veren kurumun sorumluluğunda! Bunun yanında tüm kamu yatırımları yine aynı şekilde yapı denetim uygulamasının dışında bırakılmış. Bu durum kamusal denetimin zaman zaman yetersiz kalmasına, denetimsiz, fen ve sanat kurallarına uyulmadan binaların inşa edilmesine sebep olmaktadır.
Yapı olarak tanımlanabilecek tüm inşaat yapılarının Yapı Denetim sistemi içinde, uzman yapı denetçileri tarafından denetlenmesini sağlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.
Yapı denetim kanunu uygulaması başlamasıyla birlikte ülkemizde yapı kalitesi açısından ciddi anlamda pozitif ilerleme kaydedilmiştir. Yapılar eskiye nazaran daha sağlam, daha konforlu, daha estetik, kısacası fen ve sanat kurallarına göre inşa edilmektedir. Bu yönüyle Yapı denetim kuruluşlarımız bir yerde kamu adına kamusal görevlerini ifa ederken çocuklarımıza daha güvenli bir geleceğin inşa edilmesine vesile olmaktadırlar. Yani aslında yapı denetim kuruluşları ve sistem içerisinde çalışan tüm mühendis ve mimar meslektaşlarımız halkımızın birer gizli kahramanlarıdırlar. Bunun yanında süreç içinde kanunun verdiği yetkiyi istismar eden yapı denetim kuruluşları da olmuştur! Bu kuruluşlar yine süreç içerisinde ilgili makamlarca kanunen hak ettikleri cezalara çarptırılmaktadırlar.
Sonuç olarak; inşaat sektöründe yapı denetim hayati önem arz etmektedir. Artık sektördeki denetimsizliğe toplum olarak hep birlikte tepki göstermemiz gereklidir. İnşa edilen yapılar bizlerin ve çocuklarımızın yaşam alanlarıdır. Sadece konut olarak düşünmemek gerekir, inşa edilen her yapı medeniyetimizi geliştiriyor ve yaşam alanlarımızı tamamlıyor. Barınma temel bir insan hakkıdır, barınma hakkı tesis edilirken temel insan haklarından olan yaşam hakkının da göz önünde bulundurulması gereklidir.
Yapı denetim herkes içindir!
#herkesiçinyapıdenetim" dedi.
Urfa Radikal
YORUMLAR