SİRKLER...
Çocukken çok severdim o sihirli, çılgın, heyecanlı ve harikulâde yerleri...
Saf çocukluğumun fantastik mekânları idi...
En son Hacettepe'deyken Ankara büyükşehir sirkine gittiğimde bu sefer hiç de öyle zevk almadığımı, aksine orada çalıştırılan insanlarla ve hayvanlarla empati yaptıkça "... benim ne işim var burada?!..." diyerek ve bu sisteme benim de orada katkı sağladığımı düşünerek çıktım ve bir daha da gitmedim... Herkesle de aydınlandığım düşüncemi paylaştım...
Şu geldğimiz zamana da bakınca açıkçası hiç farkında olmasak da tüm bu dijital devrim/çağ, yapay zeka sayesinde, sosyal ağlarda, küresel bir sirk kurulmuş ve herkesi de bir şekilde görevlendirmiş ve çalıştırıyor gibi çekip çeviriyorlar, işlerine gediği gibi yönlendirip yönetiyor, manipüle ediyor, gündemini oluşturup hayata hükmediyorlar/ hükmetmeye çabalıyorlar... Ve dahi bütün bu küresel sirk işçiliğini de bedavaya yaptırıyorlar, karın tokluğuna bile değil!!!... Modern kölelik hiç kimsenin gözüne batmıyor zira herkes köle!!!... Efendileri sirk patronları ne söylerse, ne yaparsa, ne açarsa ona inanma meyilinde... Hatta yakında sen peygambersin/ Mehdisin/ Mesihsin, haydi göster kendini dediklerinde toplu eylemler ve yeni hareketler başlayabilir, hiç şaşırmayın!!!...
Biz, dünya halkları, sosyal medya ve yapay zeka kullanıcıları da cellatına aşık olmuş bir hâlde, bırakın bir sirk elemanı olduğunun farkında olmak, bu küresel sirkin sahiplerini kullandığını ve onlardan istifade ettiğine inanarak stocholm sendromu yaşarken, şizofrenik bir hayata devam etmekteyiz...
Toplumların büyük yığınlarını ehilleştirmiş ve bağımlısı yapmış durumda bu küresel sirk patronları! Ki zaten bu dijital çağ hamlesi ve sıçramasının amaçlarından biri de bu idi...
Başarılı oldukları da aşikâr...
Bu noktada bu ortamlarda birer sirk çalışanı değil de bu sistemi delecek ve gerçek bir dünya kuracak olanlar da elbette var/dır... Her ne kadar çok azınlıkta olsa da...
O gün, Ankara'da, son gittiğim sirk gösterisinde yaşadığım hayâl kırıklığı, pişmanlık, acizlik ve kızgınlık duygusunu bugün de yaşıyorum... Her ne kadar elimden geldiğince aydınlatıcı, yol açıcı, düşünmeye sevk ederek sorgulatıcı bir rehberlik için bu mecrada varlığımı sürdürüyor ve mesleğimi de buradan çoğu zaman gönüllü icra ediyor olsam da yine de bu sistemin çarkının içinde olup da sistemi dönüştürücü etkin bir şey yapamıyor olmak çok canımı sıkıyor... ( Esasında bütün bu yapıp ettiğim çalışmaları kendimden kendime, yine kendim için yapıyorum...) Aynı misyonda olan arkadaşlarım ne demek istediğimi ve de hissettiğimi yakînen anlayacaklardır...
Bu küresel sirkten, sadece bizler idrak eder ve değişimi seçersek çıkabiliriz. Değişim ve dönüşüm için de ilahî ilkeler çok açık ve net; dallandırıp budaklandırıp da karmaşık hâle getirmeye hiç gerek yoktur. Yaratan'ın bu sevgi ve rahmet ipine tutunanlar kurtulur... Sevgi ve şükür frekansında kalıp teslim olarak, adil, dürüst, iyi, güvenilir, cömert, hoşgörülü ve yardımsever şekilde güzel ahlakta ve kalitede olup, gereken amelleri yaparak kendimizi ve çevremizi muhafaza edebiliriz inşa'allah...
Bu vesile ile diğerleriyle, dışarısıyla, başkalarıyla ilgilenme hastalığını terk ederek sadece kendimize dönmeliyiz... Ki hâlimizi, durumumuzu dosdoğru görelim, okuyalım, anlayalım ve çözümleyelim...
İşte böyle, hayat bilinçli çok daha güzel...
Kapatılsın tüm güdüm alanları!...
Sirklere hayır!!!
Her türlüsüne...
Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Canlar...
Peri'han Taşdemir Taylı...
YORUMLAR