Reklam
Reklam
Öz'ümüzün Cinsiyeti Yoktur: Ruhun Sonsuz Birliği ve...
Perihan Taşdemir Taylı

Perihan Taşdemir Taylı

Öz'ümüzün Cinsiyeti Yoktur: Ruhun Sonsuz Birliği ve Bütünlüğü

05 Şubat 2025 - 11:57

Gelelim esaslı ve önemli konumuza…
Her ne kadar ilgi alanımız olan kadın ve erkek meselesini işlemiş olsam da, asıl anlatmak ve farkındalık oluşturmak istediğim konumuza bu vesileyle giriş yapalım.

Biz, bu dünyaya erkek ya da kadın olarak gelmiş ve bunu deneyimlemeyi seçmiş olabiliriz. Farklı roller, farklı bedenler ve farklı algılar içinde yaşam sürmekteyiz. Ancak ruh, bedenin ötesinde bir varlıktır; o ne kadındır ne de erkektir. Ne eril ne de dişidir. Ruh, saf, sonsuz ve sınırsız bir varoluştur.

Cinsiyet, bu ikicil—dualist—dünyanın bir gereğidir. Madde âleminde dualite vardır: gece ve gündüz, sıcak ve soğuk, ışık ve karanlık, hakikat ve cehalet, eril ve dişil, kadın ve erkek… Bunlar, yaşamın dengesini sağlamak içindir. Ancak ruhun doğası, bu karşıtlıkların ötesindedir; o, yalnızca bütünlük ve birlik bilir, dualizmin ötesinde bir bilinçle hareket eder.

Yaratıcının Özünden Gelen Birlik

Bizi var eden kudret, bizi kendi özünden yarattığını bildirir bize:

"Ben ona ruhumdan üfledim…" (Sad, 72)

Bu, ilahi bir sırdır. Bedenlerimiz farklı olabilir, ancak hepimiz aynı kaynaktan geldik ve aynı nefesle can bulduk. Cinsiyetler, roller, mevki ve kimlikler yalnızca zaman ve mekân içinde anlam kazanır; ruh ise zamanın ve mekânın ötesinde bir hakikattir.

Ruhun Nötr Bilinci

Gerçek anlamda farkındalık kazanmış bir ruh, cinsiyet kimliğinin ötesine geçer. O, neyin erkek ne de kadını ayırt etmek yerine, her şeyde birlik ve bütünlük görür. Çünkü Yaratıcı cinsiyetsizdir ve bizler de O’ndan gönderilen bir parça ruhuz. Âlemlerin öz’ünden varılan bizim özümüz de, bu birliğin yansımasıdır.

Bu yüzden gerçek sevgi, gerçek merhamet, gerçek bilgelik cinsiyet tanımaz. Bir insan gerçekten olgunlaştığında bakış açısı şu hale gelir:

Kadın ya da erkek değil, insanı görür.
Renk, ırk, dil, dün, mevki, kültür fark etmez; kişinin özünü görür.
İnançlar ve düşünceler değişse de, o birlik ve bütünlüğü hisseder.

Maddeyi Aşan Ruh

Beden fanidir, cinsiyet de öyle. Bugün kadınsan, belki sonraki yaşamında erkek olacaksın; ya da tam tersi. Ancak ruh, ne olursa olsun hep aynı kalır.
Tıpkı su gibidir: Su bazen buhar, bazen buz, bazen de gaz olur ama özü hep sudur. Ruh da böyledir; bazen kadın, bazen erkek olabilir ama özü hep sonsuz ve sınırsız bir bilinçtir.

Öz'ümüze Dönmek

O halde ne yapmalıyız? Cinsiyetimizi reddetmek mi? Hayır, elbette reddetmeyiz. Onu gerekli ve önemli bir araç olarak görmek; ancak bu aracın ötesine geçmeyi öğrenmek gerekir.

Erkek veya kadın olarak doğmak, dünyadaki görevimizin bir parçasıdır. Fakat kendimizi yalnızca bu bedene hapsettiğimizde, büyük resmi kaçırır ve nötr bilinç durumuna ulaşamayız.
Gerçek bilgelik, kendimizi sadece bir kimliğe indirgemeden, herkesi ve her şeyi tek bir hakikatin yansımaları olarak görebilmektir.

Bizler kadın ya da erkek değiliz. Bizler, yalnızca bir isim ya da bedene sıkışmış varlıklar değiliz; yaratanımızdan ayrı gayrı değiliz. Biz, O'nun bir yansımasıyız…
Ve O, cinsiyetten münezzehtir.
O halde, biz de öyleyiz.

Yolumuz her daim sevgide buluşsun, canlar…

Perihan Taşdemir

YORUMLAR

  • 0 Yorum