Minik bebeğini arabaya yerleştiren annesi , sigarasını yakıp bir nefes çektikten sonra rahatlamış ve huzura ermiş bir edayla soruyor: ” Nasılmış annesinin bebeği, güvende miymiişşş...?!” ( Sanki araba koltuğunun emniyet kemerini takınca her şey hallolmuş oluyormuş gibi!!!...)
(Tipik metaya teslim olmuş ve her şeyin o açıdan halledilebileceği zihniyeti meselesi...)
...
Kamu spotu sesi de cevap veriyor: “ Sigara dumanı altında hiç bir çocuk güvende değildir !!!”diye...
...
Yukarıdaki bir mizansen değil arkadaşlar, olayın ciddiyetinin ve sorumluluğunun farkında mıyız?!?!?
Rahmetli babamın bir baba olarak belki de tek yaptığı kötülük bir sigara tiryakisi olması idi... Sanki zararı sadece kendine imiş gibi gözüken bu olumsuz durum hiç de öyle masum! değildi!!! Hem kendine hem de bizlere , canından çok sevdiği ve ilgilendiği ailesine de , çok zarar vermişti... Rahmetli babacığımla sürekli bu konuda bir tartışma halinde olmuştuk ama ne zaman ki rahmetli babacığım çok hasta olup da sigaradan tiksininceye kadar ne demek istediğimi ve hissettiğimi anlayamamıştı zira benim için daha tiksindirici ve iğrenç bir şey yoktu... Sonunda o da idrak etmiş lakin hepimiz için de çok geç olmuştu: Küçüklüğümden beri ciğerlerim çok hassaslaşmış ve en ufak bir dumanaltında veya soğuk algınlığında anında tepki verir hale gelmiş ve her kış onlarca iğne yemek zorunda kalmıştım, yıllarca... Hala da ciğerlerim zayıf ne yazık ki...
Sadece sigara da değil zararlı her türlü alışkanlıklarını , anne ve babaların çocuk isterken bir gözden geçirmeleri , onların sorumluluğunu maddi manevi üstlenebileceklerse çocuk istemeleri gerektiği olgunluğuna kavuşmuş yetkin insanlar olmaları gerekir.
Hatta her geçen gün çiftler, evlilik, yuva kurmak, ebeveyn olmak vb vs konularında daha da sertleşiyorum... Çift olmadan önce insanlara farklı eğitimler verilerek , her konuda aydınlatılmaları gerektiği ve evlilik öncesi sınava tabi tutulmaları gerektiğini , ancak uygun şartlara ve yetkinliğe sahip olabilenlerin evlilik ruhsatını alabilmesi gerektiğini düşünüyorum...
Zararlı alışkanlıkları hatta bağımlılıkları olanların ise evlilik ruhsatı alamaması , karşılıklı çiftler razı ise de asla çocuk sahibi olmalarına müsade edilmemesi gerektiğini düşünüyorum... Evlilik ruhsatı alıp da evlenenlerin ise çocuk sahibi olmadan önce yine bir eğitime tabi tutulup , izin almaları gerektiğini de özellikle vurguluyorum... Özellikle de psikolojik sıkıntıları olanların , tedavi olmadan evliliklerine dahi müsade edilmemesi gerektiğini, ebeveynliklerine ise sağlıklarına kavuşana dek asla müsade edilmemesi gerektiğini düşünüyorum!!!
Milletin sıkıntılarını masum yavrucuklar çekmek ve bu dünyaya daha ilk dakikadan yenik başlamak zorunda değiller!!! ...
Bu düşünceler sizlere çok faşistçe gelse de inanın toplumu, gençliği, çocukların halini vb gidişatı gözlemledikçe, kimsesizler yurduna ve sokaklara baktıkça ki ailelerin içleri de çok parlak değil ne yazık ki bu düşüncelerimin haklılığı gün gibi aşikar oluyor... Ne yazık ki!!!...
Bu konuda devlet eliyle yaptırımı güçlü , sorumluluğu geniş kanuni uygulamalar düzenlenmez ise her geçen gün , o sürekli televizyon programlarında ve haberlerinde izlenilen saçma sapan olumsuzluklar çığ gibi artacaktır ve toplumun çöküşü de ailenin çöküşü ile gerçekleşecektir!!!
Bu çocuklar hepimizin...
Bu toplum biziz!!!
Bu konuda sen, ben, biz bir şeyler yapmaz isek kim yapacak...?!
Bu nesilin ıslahı anne ve babaların ıslahı ve eğitimi ile mümkündür ancak...
...
Arkamızı dönüp de :” Nasılmış bizim kuzucuklarımız?...” diyebilmemiz için öncelikle aynaya baktığımızda, gözlerimizin içine bakarak kendimizden emin olmamız gerekir...
Hiç bir zaman geç değildir!
Biz değişirsek çok şey değişir!
O zaman , toplumumuz neslimiz de değişir!
Uyandığımız günlerin en kısa zamanda gelmesi dualarımla...
Selametle efendim...
Peri’han Taşdemir Taylı
...
..
.
YORUMLAR