Reklam
Reklam
Perihan Taşdemir Taylı

Perihan Taşdemir Taylı

İTİKÂF...

30 Mart 2024 - 12:21

İbadetlerin hâsıdır...

İtikâf; kendini bir konuya/şeye adayarak, onda derinleşmek için günlük yaşamsal alışkanlıkları en asgariye indirerek, oruçlu, mümkünse sadece su ve hafif şeylerle beslenip, tamamen kapanmak ve nefsî ve dış dünya ile bağı keserek yoğunlaşmak demektir... Klasik ve geleneksel uygulama şartlarında cami veya mescide kapanmak ve tefekkürle, ibadetle vakit geçirmek olarak tanımlansa da hem bu ibadetin amaç ve derinliğine hem de Muhammed as.ın uygulamalarına baktığımız zaman, itikâfın her hangi bir yer/ mekân/ şekil/ özel kıyafet/ özel ibadet vb. gerektirmediği insanın yalnız ve bir başına kalabileceği, sessiz sakin ve huzurlu her yerde, istediği hâliyle itikâfta olabileceğini anlarız... 

İnsanın yegâne mâbedi kendi gönlü/ kalbidir ve itikâf mekânı da kişinin yüreğidir. Her kim nasıl yüreğine inebilir, oraya yoğunlaşıp derinleşebilir ve bir süre o hâl üzere tefekkür ve ibadetlerini farklı bir idrak ile yapabilirse orası onun itikâf alanı olur; ister evi, ister mağarası, ister yazlığı veya yaylası, isterse de cami veya mescidi olsun... Zira burada en önemli nokta mekân değil yoğunlaşma halindeki tefekkürün, içsel istişarenin derinliği, huşu ve hudusudur... Kalbin ıslahı ve inşaası ile zihnin susturulması ve dönüştürülmesidir. Yani şeytanî melekelerimizin terbiye edilerek dengelenmsi ve melekî yönlerimizin de çok daha etkin melekelerimiz kılınmasıdır.

İnsan; iç dünyasına dönmeyi, bağ kurmayı, okumayı, anlamayı ve derinleşerek levh-i mahfuz kodlarını açmayı ve işlevsel hale getirmeyi başaramazsa nasıl kâmil insan olma yolunda ilerleyebilir ki?!... Hakk insanı olmak dış ve iç dünyaları/ âlemleri idrak edip, dış dünyadan geçip, iç dünyasını keşf'etmekle ve yaşayışımıza geçirmekle mümkündür ancak...

Madem ki itikâf iç âleminizin aşikâr olması içindir o halde camiyle, mescidle, tespihle, sarıkla, cübbeyle, şartlı ve şekilli ibadetlerle, cinsiyetle, yaşla, dinle ve dille alakalı değil, insanı Yaratıcısına yakınlaştırarak hakk'ikat'le buluşturan her an, ibadet ve hâldir... 

Bunlarla birlikte itikâfın etkin bir şekilde yaşanması için sükûnet ve yalnızlık, mümkün mertebe en derin sadelik ve nefsî ve  dış dünyayı anımsatacak şeylerden muafiyet ve en önemlisi de safiyane ve samimi bir niyet ve teslimiyet gerekmektedir...

Bu meyanda itikâf ile derinleşmeye karar veren biri gereken şartları oluşturarak en güzel şekilde niyeti ve duasını yapar, suyla temas ederek abdest alır ve arınır, her haline oruç tutar, güzel bir şekilde içine kapanır ve mutmain olana kadar da o hâlde özüne doğru içsel keşif y'ol'cu'luğuna çıkar... 

Uğurlar olsun öz yol'cu'larına!...
Oku âlemlerini, oku kendini, oku Rabbini ve hakk'ikati ki sen de Hakk ol...
İkra! Bismi Rabbike...

Bir saatlik tefekkürün bin saatlik ibadete bedel olduğu vurgulanan, böylesine derin bir deneyimi hepimizin de tıpkı Muhammed as gibi düzenli ve sürekli olarak yaşamamız dileklerimle...

Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Canlar...
Peri'han Taşdemir Taylı...

Sor'u'm'lu'luk'la...
Fark'ında'lık'la...
Hakk'ikat'le...
Tefek'kür'le...
Say'gı'yla...
Sev'gi'yle...
Adal'et'le...
Bil'inç'le...
Uy'an'ış...
Seç'im...
Sen'in...
İyi'ce...
Birr...
Y'ol...
Ol...
...
..
.

YORUMLAR

  • 0 Yorum