Reklam
Reklam
Gelinen Son Nokta!...
Perihan Taşdemir Taylı

Perihan Taşdemir Taylı

Gelinen Son Nokta!...

28 Nisan 2025 - 09:24

Dünyadaki Açlığın, Kıtlığın, Savaşların, Tüketim ve Cinselliğin Gerçek Mahiyeti...

İnsanoğlu yaratıldığında ona sonsuz bir bereket, bir denge ve bir ilahî yazılım emanet edilmişti.
Yeryüzü, gökyüzü ve bütün canlılar, insanın kalbinde taşıdığı safiyetle uyum içindeydi.
Ne açlık vardı, ne kıtlık, ne yokluk ne de savaş...
Çünkü insan fıtratına uygun yaşadığı sürece, doğa ona hizmet ediyor, hayat ona cömertçe sunuluyordu.

Ancak zamanla insan, kalbini ilahî kaynaktan kopardı. Sevgiyi, şükrü ve tevazuyu unuttu; yerine korkuyu, açgözlülüğü ve sahip olma arzusunu koydu. İşte açlığın, kıtlığın ve savaşın tohumları tam da burada atıldı.

İnsan, Rabbinden uzaklaştıkça ve bireyselleştikçe,  içindeki gittikçe büyüyen boşluğu doldurmak için daha çok, daha çok tüketmeye başladı:
Daha fazla yemek, daha fazla sahip olmak, daha fazla haz aramak, daha fazla almak, daha daha daha çok metâ...
Cinsellik bile bir zamanlar ilahi bir bağ, ruhsal bir yükseliş kapısı iken,
hayvani bir şehvete, hızlı ve haz odaklı bir tüketime dönüştü.
İnsan, ruhunu ve bedenini birbirinden ayırınca, kutsal olan her şey profanlaştı, kirlenmeye, önemsizleşmeye ve sıradanlaşmaya başladı.

Bu yozlaşma, sadece bireysel hayatı değil, toplu/ kolektif bilinci de etkiledi. İnsanlar korku, açlık, gelecek geçim kaygısı, statü ve ölüm endişesiyle birbirine düşman oldular.
Savaşlar başladı, doğa talan edildi, hayvanlar hunharca tüketildi.
Doğanın dengesini bozan bu açgözlülük, dünyanın bütün bereket kapılarını kapattı. Çünkü doğa, insanın aynasıdır; insan kirlenince doğa da hastalanır, emin olun.

Bugün yaşadığımız açlık, kıtlık ve savaşlar,
geçmişin kolektif açgözlülüğünün ve sevgisizliğinin yansımalarıdır.
Bunlar ne kaderdir, ne de bir tesadüf.
Bunlar, ilahi düzenin bir uyarısıdır:
"Ey insan, kaybettiğin safiyete geri dön!"

Çözüm ise yine insandadır.
Çünkü insan, düzelirse dünya da düzelir ve bunun yolu da Rabbin eğitim sistemine tabi olarak "İkra" eylemini gerçekleştirmekten geçer...:

Öncelikle kalbimizi tekrar saflaştırmalıyız,

Şükretmeyi ve sevmeyi öğrenmeli,

Tüketimde ve sahiplenmede sadeleşmeli,

Cinselliği hazdan değil, sevgiden ve kalpten yaşamalıyız.
Çünkü kutsal cinsellik, ruhun diğer ruhla ilahi bir ritimle ilan dansıdır.
Bu doğru yaşandığında, enerji bedenlerimiz arınır ve böylelikle dünya da şifalanır.

Gerçek çözüm, "Ben ne alırım?!" değil,
"Ben ne verebilirim?..." anlayışıyla yaşamakta gizlidir.
İnsanoğlu ruhunu tekrar Allah'a teslim ettiğinde, doğa ona tekrar hizmet edecek, bolluk ve bereket kendiliğinden insanlığa akacaktır.
Çünkü ilahi sistemde eksiklik yoktur; eksik olan sadece insanın şuurudur.

Eğer bir gün, insanlık birlikte diz çöküp tövbe ederse, toprağa, suya, havaya, hayvana ve birbirine hassasiyet ve merhametle yaklaşırsa, dünya yeniden Cennet'e dönecektir.
Çünkü Cennet, dışarıda bir yer değil,
insanın içindeki saf sevgiyi yaşamasının doğal sonucudur.

İşte o zaman, ne açlık kalacak,
ne savaş, ne kıtlık, ne de ayrılık...
Çünkü aşk ve tevazu, bütün yaraları iyileştirir.

Ve dünya, yeniden Allah'ın adıyla,
sevgiyle, adaletle ve barışla nefes almaya bu şekilde  başlayacaktır. Zira hiç iyi bir yerde değiliz şu ânda!

Y'ol'umuz her daim sev'gi'de buluşsun Can'lar...

Peri'han Taşdemir...
...
..
.

YORUMLAR

  • 0 Yorum