Ramazan, bizlere çok daha fazla ve rahat israf etmemiz, bolca gösteriş yaparak kendi kendimizi tatmin etmemiz, televizyonlardan birilerinin arkasına takılıp sabah akşam ağlayıp vicdanımızı rahatlatmamız, neresinden kaçıracağımızı ve kırpacağımızı ince ince hesap ederek zekat miktarını ayarlamamız, açlığımızı bahane ederek agresiflik, anlayışsızlık, hoşgörüsüzlük ve kabalıklarımıza mazeret aramamız, ibadetleri şova dönüştürmemiz, yılın başka zamanı görülmemiş, yenmemiş ve oluşturulamayacak sofralarla iftarlar hazırlamamız , hem de bu sofralara fakir fukaraları değil de eş dost, patron ve avanesini ... çağıracağımız sofralarda eğlenmemiz, geceleri festivallere ve karnavallara çevirmemiz, güneş doğana kadar istediğimizi yiyip ,içip, eğlenip iftara kadar da uyuyarak geçirmemiz, sinirlerine hakim olamayanların her fırsatta başkalarına saldırmaları, oruç tutmayanların ötekileştirilmesi, bayramların da sahillerde tatile dönüştürülmesi, bütün saçma sapan soruları biriktirip o zaman sormamız ... için sunulmuş olmasa gerektir...
Ne dersiniz ...?
Sahi, ne için verilmiş olsa gerekti bu “ Ramazan”...?!
Ramazan neydi...?
Hatırlayalım... Tefekkür edelim...
Her şeye rağmen yine de gelsin Ramazan, hoş gelsin sefalar getirsin...
Selametle dostlar...
Hayırlı, huzurlu, sağlıklı, bol dayanışmalı ve tefekkürlü Ramazanlar diliyorum , sevgi,saygı, merhamet,huşu ve huzur içinde...
Peri’han Taşdemir Taylı
...
..
.
YORUMLAR