Hakiki sevgi koşulsuz , karşılıksız ve kalıpsız olanıdır...
...
Eğer ‘seviyorum’ dediğimiz şeylerden bir karşılık bekleyerek sevgimizi gösterebiliyorsak bu olsa olsa iki yüzlülük veya çıkarcılık olur...
...
Tuhaf bir algımız var cidden: Zira en çok kurban edebileceğimiz veya yiyebileceğimiz hayvanları,ısrarla meyveli ağaç ve bitkileri, özellikle kendinden istifade edebileceğimiz donanımlı insanları ( velev ki onlar eşimiz, evladımız , dostumuz olsun...) tercih ediyoruz...
Eskiden olduğu kadar kalmasa da halâ bu algı devam etmekte , öyle değil mi?
Düşünelim bir, anne babalar olarak neden çocuklarımızın eğitim ve mesleklerini bu kadar çok baskılıyoruz ? Altında yatan güçlü nedenlerden biri onların olduğu kadar kendi geleceğimizi de düşünmektir ve ona göre yatırım yapmaktır...
Bahçelere, bağlara , tarlalara da en çok mahsül alınacak ürünler ekilir zira karşılıksız olduğu düşünülen işlere yatırım yapmak insanoğlunun yerleşmiş yapısına aykırı duruyor, her ne kadar öz’üne değilse de!... Ormanlar oluşturmak, bahçelere meyvesiz ağaçlar dikmek zor gelirken üzerinde üç beş tane şeftali olunca çok daha zevkli, keyifli, akıllıca ve kolay geliyor...
Bu yaklaşımlarımıza verilecek örnekler çoktur... Bu ve benzeri örnekler biz insanoğlunun şu üç günlük dünyada ne kadar da çıkarcı ve aç gözlü bir şekilde gündelik yaşadığımızın da açık delilidir aslında... Oysa ki öz’ümüz ötelere , maveralara ulaşacak eylemleri gerçekleştirebilecek bir donanımla yaratılmış/tı...
Mümkün/dü oysa karşılık beklemeden de sevmek, hediyeleşebilmek, zaman ve emek ayırabilmek, gönülden verebilmek, iyilik etmek ...
Hatta karşılıksız verebilmenin ve iyiliğin bize bıraktığı o huzur ve mutluluk hissinin bir benzeri daha yoktur... Keşke bunu idrak edebilsek...
Düşünmemiz lazım bu güne kadar edindiğimiz huy, alışkanlık, duygu ve bildiğimizi düşündüğümüz tüm öğrendiklerimizi ...
Doğru bildiğimiz yanlışlarımızı fark edip değiştirme vaktimiz gelmedi mi...?!
Arındıralım yüreğimizi ve zihnimizi yerleşik kalıp ve koşullardan ki özgürleştirelim öz’ ümüzü...
Selametle efendim...
Peri’han Taşdemir Taylı
YORUMLAR