Bugüne kadar, en başta da kendi tabîsi inananlar kadar, bu derece yanlış anlaşılmış bir kitap yoktur her halde Kur'an'dan başka...
Elbette ki herkesin algısı ve anladığı ne ise onun için o doğrudur, iyidir ve gerçektir làkin hakikat midir?!...
Birçok ayette Yaratan bizlere...: "... içinizde olanı Ben bilirim, ... içinizde ne varsa bulacağınız odur, ... iç dünyasını değiştirmeyeni değiştirmem, ... iç dünyası inşa olmayanlar ıslah olmaz..." mealinde tavsiyelerle kişisel ahlâkî, düşünsel, duygusal ve davranışsal gelişimimiz için yol gösterirken, inananlar bu çok derinlikli ayetleri arka planda bırakarak anlamadıkları ve daha çok şekilsel, fiziksel, görünen olan ve genel kabul görmüş ibadetlerle dış dünyalarında meşgul olunca eksik bıraktılar ve ortaya çok ciddi bir "algı, işleyiş ve yaşayış" sorunu doğurdular...
Tıpkı "...secdegâhını temiz tut!..." tavsiyesinde de olduğu gibi... Her ne kadar secdegâh olarak cami, mescid, ibadethaneler veya ibadet edilen yerler düşünülüyor ise de asıl secdegâh kişinin " kalbi/ vicdanı/ ahlâkı/ aklıdır". Buraları arındırmadan, temizlemeden ve dahi sürekli pirüpâk tutmadan olmaz... Sonra da kişinin işine, gücüne, rollerine yansıyan bir arınmışlık hâli olmalıdır.
Dünya bize, bizi gösteren bir aynaydı oysa ki...
Zira içinizde ne varsa o yansır âleme ki her Adem bir âlem idi... Bu bilinç seviyesinden bakınca bambaşka okunur varlık âlemi ve Adem!...
" İnsan, ayna karşısında (iç alemde) nasıl davranırsa, ayna da aynısı ile ona karşılık vermektedir her zaman...
İnsan içte olanın (isteklerinin, niyetlerinin, duygularının, düşüncelerinin) dışa tezahürü neticesinde aynadaki görüntüsünü (dünyasını, âlemini) oluşturmaktadır.
"Bilinçlerinizde (niyetinizde, düşüncenizde, duygularınızda) ne varsa, açıklasanız da gizleseniz de Allâh onun sonuçlarını size yaşatır.” denilmiştir.
(Bakara suresi/284)
Her varlığın esma birleşiminden oluşan yapısını
meydana getiren terkipsel yapısı, o varlığın kendi Rabbi'dir (ıslah edererek, eğiterek ve dönüştürerek hakikati buldurucu donanımsal programıdır.)"
“Nefsini bilen, kendini bilir; kendini bilen ise Rabbini bilir!...” (Hz.Muhammed) Ve içeriği kendisiyle alakalıdır...
Kişi iç dünyasını inşa ve ıslah etmeden dış dünya derdine düştüğü zaman hiçbir taş, yerli yerine oturamayacağından, insan binasını bozuk ve yanlış bir zemine kurmuş olur ki bunun olumsuz yansımalarını hepimiz de hayatlarımızda görmekteyiz...
Bizler daha henüz "insan" olmadan ve bu statünün öneminin idrakine varmadan "çok şey"
olmak istiyoruz làkin insan olamadığımız için diğer tüm rollerimiz de yarım yamalak işliyor ve sonunda da düşüyor!
İnsan olmadan, eş oluyoruz...
İnsan olmadan, anne baba oluyoruz...
İnsan olmadan, eğitici/ öğretmen/yönetici/ hakim/ hekim/ imam... oluyoruz...
İnsan olmadan, arkadaş, dost, komşu oluyoruz...
...
Ve asıl olmamız gereken olamadığımız zaman tüm bu rollerimizi eksik veya hatalı yaşıyoruz...
Tam da bu nedendir ki her şeyden, herkesten ve her işten önce ve en çok "kendimiz/ insan olma" üzerine emek sarf etmeli ve mücadele vermeliyiz. Zira, iç dünyasını inşa eden ve kendini gerçekleştiren insanın; hayata, kişilere, insanlığa, olaylara, duygulara, dünyaya, canlılara, varoluşa bakışı, algısı, inanışı, yaklaşımı ve işleyişi bambaşkadır!... O kişi artık akîl insan yani rical olmuştur ve akîl olmayanlarla/ nisalarla yaşarken onların da hayatlarını ve kişiliklerini inşa eder, dönüştürür. Ancak bu şekilde topluluklar ve toplum da değişir, ıslah olur ve dönüşür.
Bu Dünya okulumuzda her şey denge/ salât üzerine kuruludur ve bir tarafı yaparken diğer tarafı ihmal etmek dengelerin tamamen alt üst olması anlamına gelir... Ki bu da yapılan her eylemi ve dolayısıyla da kişileri etkiler; yarım yamalak bırakarak... Kişi yaptığını, ettiğini, tamamladığını ve aştığını düşünse de tek taraflı giderek dengeyi bozduğu ve hakkıyla salât edemediği için her zaman yarımdır, eksiktir ve belki de yanlıştır!!!...
Rad 11'de bize verilen tavsiye benim için şiar bir ayettir...: " İnsanlar kendi iç dünyalarını değiştirirlerse Ben toplumlarını değiştiririm!..."
İşte böyle, hayat çok güzel...
Yeter ki biz bizi bilelim ve değişelim!...
Hakkını vererek salât edenlerden olalım!...
Y'ol'um'uz her daim sev'gi'de buluşsun Canlar...
Peri'han Taşdemir Taylı...
YORUMLAR