Uzaktan bakınca mantıklı gibi görünen bu
cümleye yakından bakarsak şayet şu sonuca varıyoruz: O halde zekat emri boş,
infak emri boş, sadaka emri boş.... “Allahım bunları sen alıştırıyorsun yardıma”
dememiz lazım. Haksız mıyım?
O halde kardeşlerim. Lütfen uzaktan
parlak görünen bu gibi sözlere yakından bakalım, odaklanıp öylece analiz
edelim.
Arkadaş diyor, "eğitim şart
eğitelim". E tamam da adam karısını ve çoluk çocuğunu terk edip gitmiş,
yahut hapse girmiş şimdi biz bu aileleri yüzüstü bırakıp gidip adamı mı
eğitelim?
Tamam çocukları eğitelim ama her
eğitimin sonucu yüzde yüz garanti başarı mı? Balık tutmayı öğretelim ona da
tamam. Herkesin yapısı mizacı durumu aynı mı? Makine mi bu?
Kötülükle mücadele sadece yardım
kuruluşlarının mı görevi? Sen de görevlisin kardeşim öyle değil mi?
Yardım kuruluşlarını geliştirmek için
eleştirene amenna. Diğer türlüsünü mantık, bilgi analiz ile çok rahat
çürütebiliriz. Orada yapılan usulsüzlükler varsa da onu da net ortaya koyup
eleştirmek lazım. Ama sağlam bilgilerle, sanıyorum diyerek değil.
Ayrıca eğitelim diyorsun kardeşim
haklısın. Yardım çalışmaları dolaylı yoldan eğitime bak nasıl katkı sunuyor:
Ailelerin okula giden çocukları var. Bu çocuklara her sene kırtasiya ve okul
kıyafeti yardımı yapılıyor. Bu çocukların okula devam ediyor olması bile bir
başarı sayılmaz mı? Aileye verilen gıda, yakacak, giyim yardımları dolaylı
yoldan çocukların eğitimini desteklemiş olmuyor mu? Daha nasıl olsun okul
varken ayrı bir okul mu yapsınlar, maaşlı öğretmen mi tutsunlar. Nasıl olsun
mesela? Eksik bulmak kolay kardeşim. Asıl zor olan önce yapılanın kıymetini
farketmek. Ondan sonra eksik söylemek insaflı olmak zorunda bırakır insanı.
Yardım kuruluşlarının işleyişi vs’ler
ile ilgili net birinci ağızlardan bilgi almayana kadar veya kulaktan duyduğun
bilgileri birinci yetkililerden teyid etmeyene kadar topluma ilan etmemelisin.
Bu da büyük bir vebaldir.
“Yardıma alışıyorlar” tezi bizlerin de
gündeminde. Ancak olaya biraz daha yakından bakalım. Her ay düzenli olarak
gıda, fatura ödemeleri, kira yardımı yapıyor muyuz biz? Yani bunlar garanti mi?
Devletin sosyal yardımını saymıyorum. Onun belli şartlarda olana cüzi miktarda
yardımı oluyor ama o da “oh kafam rahat” diyecek moda getirmiyor insanı. Yardım
kuruluşların da yardımları yüzde yüz garanti gelecek de değil. Bu nedenle
insanlar kıt kanaat geçinmeye devam etmek zorundalar. Evde çalışan varsa bir
tık rahat edebiliyorlar ki yine de zor geçiniyorlar. Zira kira ve faturalar
zaten elde olanı tüketiyor. Bu nedenle biz elimizde yardım malzemesi fazla
olunca durumu çok kötü olanlardan sonra kiracı asgari ücretlilere yöneliyoruz.
Bir destek mahiyetinde…
Hasılı yardıma alışacak kadar düzenli,
garanti ve elde artan bırakacak bir yardım olmuyor. Bu nedenle yardım
kuruluşlarını milletin gözünde düşürecek hamleler büyük vebaldir. Varsa
hataları hikmetlice bizzat yetkililere ileterek düzeltmek gerekir. Yoksa
beşerin olduğu yerde hata olmaz diyemeyiz. Ama bunu insaflıca yapmak kaydıyla…
Urfada özellikle aile dramlarından kaynaklanan mağduriyetler o kadar çok
ki… Anlatmakla bitmez. Üvey annelerini tek başına ortalıkta bırakan üvey
anneler mi dersiniz, başka kadınlara varıp ilk eşini çocuklarıyla ortada
bırakan alçak erkekler mi dersiniz, hapse giren adamların aileleri mi dersiniz,
babaları vefat edenler mi dersiniz… Bu nedenle gönlü zengin infak ehline
olduğumuz bu köprüyü yıkmadan sağlamlaştırmak her zaman önemlidir.
YORUMLAR