30 Kasım’dan itibaren bugüne kadar Suriye’deki devrime dair yazdığım notları sizler için derledim.
Suriye'de gelişen olaylar hayırla devam etsin inşallah. Gazzedeki ahlaki duruş örnekleri olur inşallah.
*
Gazze günahların, cürümlerin perdesi olmamalı.
*
Vatan savunması yapan örgütlerle ilgili harekat öncesi süreçlerinden zerre bilgimiz olmaz. Genelde ilgilenmediğimiz içindir. Onlarla ilgili haber okusak bile harekat planını gizli tutmaları da normaldir.
Ne zamanki dünyanın duyacağı çapta ses getirecek bir harekat başlatırlar. Biz de o zaman duyarız. Sonra da sanırız ki 1günlük plan yapmışlar ve ertesi gün harekete geçmişler. Ya da öylece robot gibi beklemişler birileri düğmeye basmış... Tabi analist olmamız hasebiyle(!) ikinci yorumu yapmamız daha cazip görünüyor. Vur etiketi gitsin nasıl olsa devlet değil. Devlet olmak ne ise? Sanki şu an adı devlet olanlar kendi öz gücüyle iş yapıyor da.
Gazze örneği de bunun gibi. 2 yıla yakın süre hazırlık yapmışlar. Düşmanın yaptığı askeri/siyasi hazırlıkları izlemişler. Düşmanın zaten verdiği zararı yaşıyorlar. Ve bunun için plan yapmışlar ve plana göre mecburen belirlenen gün harekatı başlatmışlar.
Şimdi bizim gibi analistlerin(!) ilk sorusu şu: Neden daha önce yapmadınız? Neden şimdi?
Sanki o adamların üst komutanı bizmişiz de bize sormadan başlatmışlar harekatı.
Yaptıkları hazırlıktan haberimiz yok. Harekat öncesi süreçlerinden haberimiz yok. Diyoruz bu 1 günde olacak şey mi?
Fesubhanallah...
*
"Gün şubatın ilk haftası yıl 82
Alev alev yanıyor bir mahzun şehir"
Böyle başlayan bir ezgi var, yıllarca dinlerim. Hala da müzik listemde.
Bazılarının 82'de Hama'da olan bitenden haberi yok. Bazılarının da zerre umurunda değil orda olan biten..
*
"Suriyeliler vatanlarını için savaşmıyor" diyenler utanıyorlar mıdır?
Dış güçlere rağmen diktatörlerini kovdular.
İnşallah kendilerine iyi bir gelecek inşa ederler.
İnşallah başka diktalar oluşmasına izin vermezler. İnşallah sağduyu galip gelir.
Ama şu an çağın büyük zaliminden kurtulmanın heyecanı içindeler.
*
Allah’ın günleri evirip çevirmesi birileri istemese de gerçekleşir. 50 yıldır Kudüs için Esed zalimlerine tahammül ettirildi Suriye halkı. Ama nereye kadar..
Zalimlere Allah’ın ahdi ulaşmaz ve tek zalim Siyonizm değildir. Baas da zalimdi. Zalim baas Saddam kötü iken zalim Baas Esed iyi olamazdı. Allahım sen basiretimizi koru...
*
50 yıllık zalim saltanat devriliyor. Suriye halkı deviriyor. Sonrasında neler olacak onu görelim sonra yorum yapalım. O zaman bi 50 sene daha beklemek gerek. Sanki olumsuzu bekler gibi. Hayır, bu basiret değildir.
Evet, sonrası da onların imtihanı. Hayat hep imtihan değil mi?
Hama, Humus ve Şam şehirlerinde toplanmış çook büyük kalabalıklar görüyoruz. Acaba Esed bu kadar büyük kalabalıklar toplayabilmiş midir? Anlaşılan o ki 50 yıldır bu büyük kalabalıklar baskı ile yönetilmiş. Filistin gerekçe gösterilerek rejime tahammül etmeleri sağlanmış.
*
Esed rejiminin artık İsrail Gazze meselesi ile ilişkilendirmemek gerek bu aldatma olur. Esed rejimi başlı başına Siyonist rejimden farkı olmayan bir yapıda olduğu daha da anlaşılıyor. Hapishanelerinde bahçelerinde gömülmüş cesetler çıktıkça daha da anlaşılacak... Hala Siyonizm korkusu ile Esed’i paklamaya çalışanlar nasıl bir imana sahipler anlayamıyorum.
*
Okulda Suriyeli öğrencilerimizin gözlerinin içi gülüyordu. Babam şehid diyor ama gülerek söylüyor, kendi vatanına dönmenin mutluluğu o kadar fazla ki babasının şehitliğini söylerken gülerek söylüyor. Hepsi dönmenin planını yapıyor. Konuştuklarım Deyrizor’lu çocuklar...
Suriyelilerle olan imtihanı kaybedenlere acıyorum. Neler söylediniz onlara neler. Ne iftiralar attınız. Ne aşağılayıcı sözler söylediniz. İlahi kudret bunun faturasını çıkaracak sizlere...
Ama tam tersi olan iyilik fedaileri de inşallah ilahi rahmet ve lütuflarla güzel bir yaşam yaşayacaklar.
*
Picasso'ya demişler:
- 5 dakikada yaptığın bu resim nasıl olur da bu kadar pahalı olur?
O da şu cevabı verir:
- 5 dk değil 40 yıl artı 5 dk.
Muhaliflerin devrimi 13 gün değil.
13 yıl artı 13 gün.
*
Şu Nusayri azınlığın diktası gösterdi ki azınlıklar her zaman masum değildir, bilakis bazen en vahşi aparat olabiliyorlar. Bir çeşit truva atı olarak kullanılabiliyorlar...
Elbette azınlığın hakkını korumak esastır. Ama esas olan herkesin hakkını korumaktır.
*
Filistinli kardeşimize desek ki, seni kurtarmak için Esed’in 60 yıllık zulümlerine göz yumuldu ve şu an ortaya çıkan videoları izletsek tüm bunlara senin için katlanıldı dersek acaba ne düşünür, ne der?
Konuyu uzatmamın sebebi, bazılarının hala Esed’i kahraman gibi lanse etmesi. Filistin için lojistik destek falan filan demesi....
Görünen zulüm ve işkencelerin arşı alayı titretecek boyutta. Allah’tan korkmak lazım.
Htş ve muhalifler bundan sonra ne yapar, nasıl yapar kendi imtihanları. Buradan hareketle hikayeyi en hafif tabirler kendi penceresine göre tamamlayıp karamsar tablo çizenler Esedi gölgeleme tehlikesine dikkat etmeliler kanaatindeyim.
*
Esed’in Tedmür zindanında kalanlar şöyle diyormuş:
"Ah keşke Sednaya'ya naklimiz olsa.."
*
Muhalifler İsrail’e elinde olan kısıtlı silahlarla karşılık vermiş olsa ve İsrail buradan hareketle şehirleri de sivilleri de bombalamaya başlasa şimdi konuşanlar şöyle diyecek:
Bakın, amaçları Suriye’yi İsrail’e devretmenin ortamını oluşturmak, senin gücün yoksa ne diye karşılık veriyorsun, falan filan.
Yıllarca Esed'ten kurtulan Suriyeliler bu defa İsrail’e yem yapıldı amaç Sünni Müslüman toplumun yok etmek. falan filan bol bol atıp tutacaklar.
Bu nedenle bazıların ki analiz değil. Sadece hayal kırıklığı, ezberleri bozuma uğradığı için sonucu kabul edemiyor. İçine sindiremiyor. İllaki her şey dediği gibi olacak ya...
Şu zindan ve işkence haberlerini okuduğu halde hala atıp tutanlar potansiyel olarak Esed ruhlular demekten kendimi alamıyorum. Demek ki güç ellerinde olsa onlar da Esed’in yaptıklarını yapmakta bir beis görmeyecek. Tek, putu devrilmesin yeter. Put derken lat, menat anlamayın gayet dini ve kutsal putlar.
*
Caminin adı Emevi. Yüzyıllarca bu isim verildiği için mecburen o isimle anılıyor.
Emevi’nin çağrışımları evet hoş değil. Tevhid ve adalet merkezli itikad ehli olanlar için çağrışımları kötü. Bunu kabul ediyorum.
Ancak şuan konumuz Emeviler değil. Konu Suriyelilerin özgür ve insanca Müslümanca yaşama fırsatını yakalamış olmaları. Duamız bu fırsatı değerlendirirken başarılı olmaları.
*
Suriye’deki devrime zafere Müslüman halkın sevincine binaen biz de seviniyoruz. Allah hayırla tamamına erdirsin diyoruz. Esed gibi bariz bir zalimin gitmesine de seviniyoruz.
Bundan sonraki imtihanında asıl mesele Rojava Kürt bölgesinde yapılacak olandır. İnşallah kürtlerin fıtri ve kültürel haklarını gözetirler ve Türkiye'ye de emsal olurlar. Özellikle anadil. Anadil o bölgede resmi ve eğitim dili olmalı... Kürtlerin asıl meselesi budur. Diğer türlü etnik devlet kurma meselesi olamaz bir Müslüman kürdün davası, ki Pkk'nın devleti etnik devlet değil Seküler ideolojiyi devletin temeli yapacak, tek adam (apo) rejimi olacak. Şu an öyle.
Orada da Pkk'nın ideolojik dayatma sorunu var. Mustafa Müslim örneğinden biliyoruz. Pkk'nın esedvari vizyonu olduğu da biliniyor. Seküler özelliği ile İsrail’e, ABD'yi göz kırptığı da biliniyor. Kırpma ötesi, tüm cephaneler ABD’den. Bunlar da ayrı siyasi meseleler. Süreç tek boyutlu değil..
İnsanın hangi dinden ve hangi ırktan olursa olsun fıtri özgürlüğü önemli. Egemen Müslüman çoğunluğun da İslam şeriatını tesis etmesi de önemli...
*
Bugün Suriyeli kardeşlerimizi dinledik. Özellikle Humuslu olanın anlattıkları kan dondurucu. Humus’a giren Lübnan’daki hizb.. örgütünün vahşetlerini anlattı. Sivillere yönelik yapılanlar...
Sedna’ya hapishanesinde olan bitenleri anlattılar. Bizzat yaşayanlar anlattı. Bizzat dediğimiz halde inanmayanlar var. Adam ciğerine kadar yaşamış. Dinlerken şunu dedim içimden: Orada yaşananlara inanmayan ve hala üstünü örtmeye çalışanları 11 kişilik hücreye 27 kişi olarak koyacaksın. İşkence falan olmasın. Ekmekleri de verilsin. Ama tek o şekilde aylarca ayakta durdurulsunlar. Belki o zaman anlarlar. Belki o zaman Allah’ım biz bir zalimi destekliyormuşuz derler, Suriyelileri meğer ne hallerden geçirmişler.
Hafız Esed’in kardeşi Rıfat Esed’in 1982’de 27 gün boyunca Hama’daki yıkımdan sonra şehri dolaşırken cuma namazı için bir araya gelen erkekleri gördüğünde "Hama’da hala erkek mi var?" diyerek bir daha operasyon yapıp 5 bine yakın sivil katletmesini öğrendik. Beşşar zamanında da benzer olaylar. Hizb... ve Şii milislerin de hakeza... Bunları Filistin temizler mi acaba? Büyük ve gerçek tevbe lazım.
Aman Allah'ım.. Hala bunlar yokmuş gibi davrananlar rüyalarında görse keşke. İmkan olsa sembolik olarak oraya tıkılsalar birkaç ay. Başka ne diyeyim. Zira sözün bittiği yerdeyiz.
Pres makineleri de baştan başa bir zulüm aracı.. Onu da anlattılar.
*
Suriyeliler 60 yıllık zulüm rejimini yeni devirmişler. Bundan önce 13 yıl boyunca süren bir iç savaş olmuş. Herkes bir yana dağılmış, insanlar yeni yeni evlerine dönme telaşında. Birilerinin şöyle dediğini duyar gibiyim, Abd’ye dik kafalılık yap, İsrail’e saldır, o zaman yiğitliğini görelim. Neymiş, Abd ile görüşmüşler. Demek ki onların çocuğu. Varılan sonuçları buymuş. Demiyorlar ki, Amerika yıllardır başına ödül koyduğu adamla görüşmek zorunda kalmış. Onlar bile devrimi farketmişler. Neden böyle yorumlanmasın mesela? Yahu siz kendi çocuğunuz Esed’in yaptıklarını görmeden etmeden nasıl da pişkince söylüyorsunuz bunları? Sizin çocuğunuz İsrail’den geri kalan yanı mı var? Neymiş, onun sayesinde İsrail’e füzeler atmışlar. Neyse burada duralım…
Biz Arap körfez ülkelerinin batının kuklası olduğunu bilir ve söyleriz. Meğer aklı başında sandımığımız devlet (İran), vahşi bir diktatör besliyormuş. Suriyeli kardeşlerimiz devrim yaptıktan sonra ayrıntıları öğrendik.
Suriye’nin toparlanması için belki 50 yıl gerek. Bunun için siyaset zeminine ihtiyacı var. Barışa ihtiyacı var.
Gönlümüzden geçenin Müslüman ülkelerin Allah’ın kitabı etrafında bir araya gelmesi ve gerçek birlik kurması. İnşaallah o günleri de görürüz.
YORUMLAR