Şanlıurfa Eyyubiye’den bir imam kardeşimiz ümmetin öfkesini
tek başına büyük bir cesaretle Siyonist iki polise gösterdi. Rabbim onun
şehadetini kabul eylesin.
Neden üçüncü kez diyorum?
İlki Urfa’nın 100 yıl önce verdiği kurtuluş mücadelesinden
dolayı. O zaman da küresel emperyalistlere karşı vatan savunması yapıldı.
Onikiler namıyla maruf liderler yerel güçlerini organize ederek merkezden
bağımsız bir şekilde direniş gösterdiler. İman uğruna vatanlarını düşmana teslim
etmediler. Urfa sınır şehri olduğu için bu direniş aslında Anadolu namına
yapılıyordu. İşte bu nedenle urfa şanlı unvanını aldı.
İkinci defa haketmesinin sebebi de asrın felaketi diye
bilinen büyük deprem sonrası özellikle komşusu Adıyaman’a can feda bir şekilde
yardıma koşmalarıydı. Gerçekten dillere destan bir yardım seferberliği olmuştu.
Öyle ki adam eski model arabasına düdükle tencerelerde hazırladığı çorbayı
alarak yola koyulmuştu. Arabaların arkasını ekmekler doldurup alel acele yola
koyuluyorlardı. Siverek üzerinden de hızlı bir şekilde yardım akışı oluyordu.
Tüm bu süreç diğer illerden henüz yardımın gelmediği zamanlarda gerçekleşti.
Adıyamanlılar bunu iliklerine kadar hissetti. Hatta depremin yıldönümünde üst
geçite şu pankartı astılar: “Zor gün dostu Şanlıurfa’ya minnettarız”. Oysa
diğer illerden de yardımlar gelmişti. Ama ilk iki gün olan o canhıraş yardımlar
asla unutulamaz. İşte bu nedenle ikinci defa haketti diyorum.
Ana gündemimiz olan Aksa Tufanı direnişinin olduğu şu
zamanlarda Şanlıurfa’dan yiğit bir imam kardeşimiz Kudüs turuyla Filistin
topraklarına ayak basmış. Bir ablamızın güzel benzetmesiyle “Putları kırmaya
niyetli olan İbrahim as’ın ben hastayım demesi gibi o da grubuna hasta olduğunu
söyleyip grubundan ayrılmış” ve markete gidip bıçak almış. Ardından dar bir
sokak arasında İsrail polisine arkadan saldırıp boğaz kısmına darbeler vurarak
ağır bir şekilde yaraladı. Öyle bir cesaretle atıldı ki ısrarlı bir şekilde
polisin boğazını hedef aldı. Tüm dünya o videoyu izledi. O anda polisler
dirense de Hasan kardeşimiz darbelerine devam etti. Ancak sonunda polislerin kurşunlarıyla
şehid edildi.
Evet askerleri öldürememiş olabilir ama onun işgalcilere
yönelik bu saldırısı, gösterdiği bu büyük cesaret belki yüzyıllarca
anlatılacak. Zira adeta dünyayı esaret altına alan küresel şeytan olan Siyonizm
gücüne karşı Anadolu’dan bir aslan atıldı. Osmanlı yüzyıldır orada etkin değil,
yerinde kurulan laik, seküler, Kemalist Türkiye maalesef İsraili ilk tanıyan halkı
Müslüman ülke olarak ihanetin baş aktörlüğünü seçti. Müslüman Anadolu halkı
yıllarca bu ceberrut rejimin elinde mahvoldu, asimile edildi. Bu arada Siyonistler
de Filistin’de zulmünü arttırdı. Anadolu halkı kendi derdine düşmüştü doğal
olarak. Bu şekilde geçen yıllardan sonra Hamas’ın Kassam Tugayları büyük bir
hazırlıkla atıldı zalimin üstüne “Tufan” dedi direnişin adına. Rezil etti tüm
dünyaya, meğer balon olan Siyonist orduyu. Hala da devam ediyor, Yasin 105’lerle,
drone’larla, ğul denilen kanaslarla… Bu
süreçte Siyonizm zalimliğini ispat edercesine vahşice sivil halka saldırdı
ayrım gözetmeden. Dünya bu katliama da şok oldu. Zira uyutulmuştu dünya.
Tüm dünyayı her türlü gücüyle ahtapot gibi saran küresel
şeytani güç olan Siyonizm Kassam ve diğer bileşenlerin direnişine karşı
koyamadı, esirleri alamadı, kara savaşı bataklığına battı. En önemlisi de
Kassam medya gücünü de hazırlamıştı ve tüm dünyaya operasyonlarını gösterdi.
Siyonizmin en şeytani gücü olan medya gücüne de darbe vurmuş oldu. Siyonizmin
büyük yavrusu Amerika'da bile vicdanlar ayaklandı. Bazı Amerikalılar anladı
kandırıldıklarını…
Süreç bu şekilde devam ederken İki defa Şanlı olan Urfa’dan
bir yiğit yüreğindeki ateşe dayanamadı, kahraman bir eda ile siyonistin kalbine
yıllara yayılacak olan Anadolu korkusunu taşıdı. Osmanlı’nın bıraktığı yerden
dercesine… Naçizane şöyle bir tespitim vardır: “Filistin, Osmanlı’nın
kapanmayan cephesidir.” İmam Hasan kardeşimiz bu cepheyi yeniden diriltmiş
oldu. Hakan Albayrak’ın deyimiyle “Bin yıllık kardeşliğimizi yüzyıllık parantez
bitiremez”. Hasan kardeşimiz o parantezi kapatmaya çalıştı. Rabbim onun
cesaretini imanına şahid kılsın. Siyonizm büyük hurafesiyle bu topraklarda hep
bir ur olmaya devam edecek. Bu topraklardaki seküler tiplerin umurunda
olmayabilir ama iman yüklü kalpler onların bu topraklarda at koşturmasına izin
vermeyecektir. Zira Siyonizm barış inşa etmiyor, fitne inşa ediyor.
Hasılı, imam Hasan kardeşimiz Urfa’nın üçüncü kez Şanlı
unvanını almasına vesile oldu. Tarihi nitelendirmeler önemlidir. Urfa’nın iman
kökünü yeniden hatırlatmış oldu İmam kardeşimiz. Siyonistlerin Urfa’dan darbe
alması heveslerini kursaklarına tıkamış olacaktır.
YORUMLAR