Gündemlerimiz her daim yoğun. Maalesef olumsuz gündemler
daha fazla. Ancak olumlular da yok değil. Ben bu yazımda Narin kızımız, 4.madde
ve Teğmenler ile ilgili görüşlerimi kısaca sizlerle paylaşacağım.
Narin kızımızın başına gelen o vahim olay ülkedeki tüm
vicdanlı insanların yüreğini yakmıştır burası kesin. Savunmasız bir kızı
katletme. Aslında cezası direk idam olmalı. Müslümanların şeriatı böyle. Hatta
şunu da görüyoruz, şeriata sıcak bakmayanlar bile artık böyleleri öldürülsün
diyor. Rabbimiz ‘kısasta sizin için hayat vardır’ buyuruyor. Bu kadar açık ve
net bir durum. Bu cezanın caydırıcılığı öyle net hissedilir ki… Bazıları diyor,
siyasi muhaliflere yönelir bu ceza. Yoo… Madde şöyle olacak kabaca: Kasden
birini öldüren öldürülür, maktulün sahibi sadece diyet cezasını kabul eder
yahut etmez. Elbette ki iyice araştırılacak, tüm deliller ortaya çıkarılacak
ondan sonra. Teknik süreçleri savcılar ve mahkeme yürütecek. Tez kellesi vurula
cinsinden olmayacak.
Narin kızımızın süreci maalesef dedikodularla kirletildikçe kirletiliyor. Her
önüne gelen bir yorum yapıyor. Devlete düşen bu süreci hakkaniyetle hızlandırarak
sonuca kavuşturmak. Bu gibi durumları fırsat bilenler fırsattan istifade
ırkçılığı körüklüyor, yahu din karşıtları dindarları kötülüyor vs. Bunlar aşağılık
işler. Dindar olmayan ve başka ırktan olanların da haberini alıyoruz mesela.
Şimdi hemen yargısız infaz mı yapalım? Üstelik dindar diyoruz ya, acaba Kitaba
ve sünnete göre dindarlık nedir ne değildir biliyor muyuz?
Kısacası tüm vicdanları yaralayan bu elim olaydan kimse
ötekileştirme çıkarmasın. Tek isteğimiz katillerin cezasını en ağır şekliyle
almasıdır. Bu işi fırsata çevirip sataşma üretenler toplumun hastalıklı
bireyleridir.
*
4. madde gündemi yeni. Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu,
son bir demecinde “4.madde olmasın diyoruz” dedi. Bunu kendince
gerekçelendirdi. Yani 4.madde kalkar kalkmaz hemen diğerlerini değiştirelim
demiyoruz, bunun ilkel olduğunu, gericilik olduğunu ve milletin egemenliğine
aykırı olduğunu dile getirdi. Gayet de haklı. Üstelik X’te paylaşım yapan yobaz
bir Kemalist öyle bir yaş tahtaya bastı ki, bilenler acı acı güldü, bilmeyenler
de onun bastığı yaş tahtaya basa basa tahtayı paramparça etti. Şunu diyor
mealen: “İyi ki atamız zamanında bu maddeyi koymuş, bunu öngörmüş”. Neresini
düzeltsek? Bu maddenin Kenan Evren darbecisi tarafından konduğunu bilmeyecek
kadar cahil. Düşünün böyleleri tarikatçılığı eleştiriyor, çağdaşlık diyor, akıl
ve bilim diyor. Yapıcıoğlu ve diğer vekiller sürekli Atatürk ile imtihan
edilmeye çalışılıyor. Sanki bunlar Müslüman için iman maddeleri. Elhamdulillah
ki Hüda Par'lı vekiller direniyor da Müslüman toplumun yüreğini serinletiyor.
Ak partili vekiller bu konuda korkak ve cılız. Bu gibi süreçleri Erdoğan’a
bırakmışlar. O da ne kadarını yaparsa...
Arkadaşlar eğer siz 4.maddeyi savunursanız siz anayasayı
kutsal metin ilan etmiş olursunuz, Mustafa kemali de o dinin ilahı.
Söylediklerinizle yaptıklarınız uyuşmuyor. Bu gibi maddeler zaten büyük
konsensüs olmadan değişmez. Ama sizin taa baştan değiştirilemez demeniz insan
fıtratındaki özgürlüğe aykırı, zira bu metin beşeri bir metin ve yanlış da
olabilir gayet tabi. Ayrıca Kemalistlerin kurduğu bu sistemde bir tane şey
millete sorulmadı. Bu gerçek apaçık duruyor ortada. Üstelik Yapıcıoğlu ikinci
bombayı da bir soru ile patlattı, Özgür Özel’e sorarak. Meğer 1950’de CHP'nin
bizzat kendisi, Mustafa Kemal’in ilkelerini kaldırmayı teklif etmiş. Yani onlar
yapınca sorun olmuyor mu?
Kısaca Yapıcıoğlu gayet haklı. Bu ülke bu deli gömleğini
ilelebet kal-dı-ra-maz.
*
Teğmenler gündeminin üzerinden zaman geçti ama geçenlerde
Urfa yerelinde bir yazarın yazısının okuyunca yazmazsam olmaz dedim. Bu ülkenin
kurtuluşunu tek bir kişiye endekslemek yukarıda bahsettiğim deli gömleğinin bir
düğmesi. Mustafa kemalin askerleriyiz sözü kısaca Müslüman, muhafazakar Anadolu
halkının gönlünde yer etmiyor. Evet on yılda on beş milyon nesli zehirlediniz ve
seksen milyonda kat kat arttı bu zehirli nesiller ama yine de nesillerin büyük
bir kısmının gönlünde yok. Bunu anlayın artık. Biz tek dayatmacı tarih kitabına
değil dedelerimizin, babalarımızın anlattığına da bakarız. Tarih hiç öyle bir
kitaba sığar mı, bir kitapta gizlenir mi? Mesela bu askerler neden Kazım Karabekir'in
askeriyiz demiyor. Oysa doğu ordusu onun elindeydi. Onun katkısı öyle büyük ki…
Bu isim nerdeyse yok gibi. Çünkü mili mücadeleden sonra yaşananlar hiç de
cephede Allah Allah Allah diyerek savaşan imanlı erlerin istediği gibi olmadı.
Karabekir bile son anda idamdan döndü. Tek kişiye ve dinsiz ideolojiye dayalı
bir rejim kuruldu. İşte teğmenlerin askeriyiz dediği ismin arkasında öyle
sadece milli mücadele yok. Batıcılık var, dinsizlik var, içki var, açık saçıklık
var, İslam'a düşmanlık var, başörtüsü yasağı var, namaz kılanın müdür olamaması
var, dinle alay etme var, batıyı kültür olarak taklit etme var, var da var. O
nedenler teğmenler resmi prosedürde de olmayan bu hareketlerinin artık tepki
göreceğini bilmelidir. Allah’tan korkun, peygamber ocağı denilen, askerine Mehmetçik
denilen orduyu ne hale getirdiniz. Irkçı, dinsiz bir vizyon ile ordu mahvettiniz.
Şimdilik bu iç gündemle yetinelim.
Rabbim güzel günlere ulaştırsın. Herkesin barış içinde yaşadığı, birbirine
tehdit olmadığı ve fitne üretmediği günlere inşallah…
YORUMLAR