Hilafetin kaldırılışı Müslümanlar için büyük bir yıkımdı. Bu devrimi yapanlar halka rağmen yaptılar.
Birinci meclise sorulsaydı asla
çıkmazda bu karar. Halka sorulsaydı hiç çıkmazdı. Ama son çare hilafet Tbmm
bünyesinde mündemiç denilerek donduruldu.
Halifelerin saltanata dayalı olması elbette kabul edilemez.
Ancak halifelik ıslah edilebilirdi. Zira
o Müslümanların birliğinin sembolü idi. Hint Müslümanlarının altın
bileziklerini Anadolu’ya göndermesi hangi şuurdan kaynaklanıyordu? Senusi’nin
diyar dolaşmasının muharriki neydi? Hilafetin tümden kaldırılması düşmanın
istediği şeydi. Maalesef düşman İngiliz’in planı işletildi.
Mehmet Akifler... Muhammed İkballer
Said Halimler.. Şeyh Senusiler.. ElBennalar
Elmalılılar.. Şeyh Saidler.. Said Nursiler..
Ve niceleri ıslah programını icra edebilirlerdi.
Hepsi derdest edildi. Pasifize edildi.
Müslümanların aktif damarları kurutuldu..
İngilizler Anadolu'da yaptıklarını Mısır’da, Irak'ta,
Arabistan'da da yaptılar. Hilafet paramparça edildi. Hem merkeze hem de diğer
ülkelere operasyon yapılarak yeniden diriltilmesi engellendi. Hasan El benna
gibi öncüler gündemde tuttu ama istenilen sonuç elde edilemedi. Kötülük hızlıca
yayıldı. Şu an cemaat olarak Hizbut’tahrir gündemde tutuyor. Ancak onların da
daha kuşatıcı olması gerekiyor. Salt ideoloji haline getirerek adeta mehdiyet
havası veriyorlar. Oysa olması gereken cemaatlerin büyük konsensüs ile bunu
başarmaları. Bu da sağduyu ve esneklik ile olur. Tek tipçi, tek mezhepçi bir
dayatma ile olmaz. Yine de çabalarının boş olduğunu düşünmüyorum.
Ümmet olarak başımıza büyük belalar geldi. Bunun farkında
olmalıyız. Bu nedenle ümmeti yerden yere vurmamalıyız. Yeniden dirilmek için
daha kardeşane, daha mutedil, müslümanlara karşı daha şefkatli olmalıyız. Kur’an
merkezliliği esas alarak sahih sünnet ile ümmete açılmalıyız. Cemaat
kalıplarını esnetmeliyiz. Halifeliği olduğu gibi değil daha Kur’ani ve sünnete
uygun haliyle ayağa kaldırmalıyız. Ama bu hiç kolay değil. Bir mezhebin veya
cemaatin mutlak belirlemesiyle değil ümmetin ortak icmaıyla eylemsellikler
üretmeliyiz.
Müslümanların birliği Kurani bir gerekliliktir. Allah Resulü’nün
hayatında da görüyoruz. Zafer birlikten gelir. Üstelik sahabenin disiplinli bir
birlikteliğiyle geldi zafer. Allah Rasulü bedenen aramızda olması da Kur’an
aramızda, peygamberimizin mütevatir sünneti biliniyor. Ulus zehri ve
mezhepçilik, Kuranı ve sünneti gölgede bırakmış halde. Büyük bir vebal... Halis
niyet en önemli şart. Bu süreçte herkeste cemaatsel esneme olmalı. Esnemekten
kastım kardeşane şefkat. Dediğim dedik pozisyonu sorunlu bir pozisyon. Aksi
halde ümmete doğru gitmek zor olacak...
Çocuklarımızı yakın tarih konusunda şuurlandırmalıyız. Başımıza
örülen çorapları tek tek anlatmalıyız. Elbette kendimize de özeleştiri yaparak.
Hep söylerim, savaş yorgunu Anadolu halkına bu yapılmamalıydı. Ardından diğer
ümmet coğrafyalarına… Anlaşılan şu ki birliğimiz dağıldığı için başımıza
gelmedik kalmadı. Gazze’de olanlar o günden beri devam edegeliyor. Daha önce de
demiştim: Filistin Osmanlı’nın kapanmayan cephesidir. Artık bunun farkında
olmalıyız. Bazı farklılıklarımızı tolere edebilmeliyiz. Mezhepsel, meşrepsel ve
cemaatsel farklılıkları büyük duvar halinde algılamamalıyız. Elbette tevhid ve
adalet merkezde olacak. Yanlışlarımızı söylerken bile birlik hassasiyetine
dikkat edeceğiz. “En doğrusu bizim cemaat” saplantısından vazgeçmeliyiz.
Siyasi tavır olarak da sisteme karşı tavrımız net olmalı.
Yani kemalizme. Ancak sistem içindeki tüm partilerinin birbirinin eşiti gibi görmek
büyük hata. Son günlerde hüdapar’ın kemalizme dair söylemleri yüreğimizi
serinletti. İnşaallah zamanla daha da büyüyecek. Dini değerlere hassasiyet
gösteren her partinin çabası takdir edilmeli. Elbette hataları da söylenmeli ve
partizanlık yapılmamalı. Şu var ki, dini değerlere hassasiyet göstermek bir
yana güç eline geçtiği zaman neler yapabileceği az çok bilinen kesimlerin
Müslüman topluma diş bilediği unutulmamalı. Ancak bu manzara içinde bile
cemaatlerin savaşı, birbirlerini çekememeleri, en ufak bir farklılığın saman
alevi gibi büyütülmesi umut kırıcı ve utanç verici. Neyse ki Aksa Tufanı az
biraz Müslümanları birbirine yaklaştırdı. Selam olsun onlara. Ümmeti belki
onlar diriltecek o güzel örneklikleriyle…
Söylenecek çok söz var. Bilinç tazeleme önemli. Hatırlama
önemli. Selam ve dua ile.
YORUMLAR