Osmanlı çöküşü sonrası Anadolu
coğrafyası dört bir koldan işgallere uğradı. Anadolu’nun ekseri Müslüman halkları
Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla ve diğer anasırlarla bu işgallere karşı imanı ile
direndi. Bu direniş sonucunda işgaller bir bir söküldü.
İşgallerin yaşandığı iller her
sene kurtuluş günleri etkinlikleri düzenlemekte. Hakları var elbette.
Atalarımızın can siparene bir şekilde vatan savunması yapmasıyla emperyalist
ülkeler bizzat hakim olamadılar topraklarımıza. Ancak önemli bir sorun sonradan
baş gösterdi. Halk bunun farkında olamadı ilkin, sonrasında ise iş işten
geçmişti.
Emperyalistlerden nerdeyse farkı
olmayan bir ideoloji ülkeye hakim oldu. Bu ideoloji kemalizm idi. Tek adamın
gölgesinde gelişen bu ideoloji sonraki on yıllarda darbelerle tahkim edildi. Daha da azgınlaştı. Kraldan çok
kralcı zihniyetler pireyi daha da deve yaptı. Böylece kemalizm çeşitli
ritüellerle adeta putperest bir inanca dönüştü. Aziz İslam’ı ve onun
sembollerini ise düşman belledi. Halkın inancındaki bazı hurafeler de bahane
edildi tabi… Yakın tarihin dehlizine şu an girmek istemiyorum. Ancak lütfen
araştıralım ve gerçekleri görelim.
Kemalist ideolojinin kutsama
ritüelleri bu defa Balıkesir’in Edremit ilçesinde hortladı. Daha önce de bu tür
vukuatlar oluyordu. 10 Kasımlarda çocukları heykel önünde adeta secde ettirme
gibi. Edremit’te yaşanan etkinlik öğrendiğimiz kadarıyla ÇYDD kısaltmasıyla
maruf bir derneğin pervasızlığı ile gerçekleşti. Zincire vurulan bir çarşaflı
kadının zeybek oynaya bir efe tarafından zincirinin çözüldükten sonra kadının
çarşafı da atarak sanki düşman Yunan’dan değil de çarşaftan kurtulmuş gibi bir
senaryo sergilendi. Tek kelime ile iğrenç. Sosyal medyada şuurlu insanlar tarafından
fazlaca kınandı. Özellikle istiklal mücadelesinde cephe için mühimmat hazırlığı
yapan çarşaflı annelerimizin resimleri paylaşılarak…
Evvela şunu bilmeliyiz ki
tesettür, Aziz İslam’ın kesin farzlarından biridir. Çarşaf ise bunun
pratiklerinden biridir. Açıkçası şahsi görüşüm de o ki çarşaf tesettür
ibadetini hakkıyla ifa ettiren bir giyim biçimi. Maalesef o da modaya,
modernizme yenik düştü. Orası ayrı konu.
İstiklal mücadelesi veren
askerlerin eşlerinin ekser giyimi olan çarşafa saldırarak Kemalist zihin adeta
kendi itikadına göre huşulu bir eylem yapmış oluyor. Bu zihniyet iktidar olmasa
da sürekli muktedir halde bu saldırıları gerçekleştiriyor. Şuan bir nebze de
olsa muktedirlikleri de kırıldı ise de tam değil. Akparti hükümetleri konuda
bizi hayal kırıklığına uğrattı demeyi de ihmal etmeyelim. Hakkıyla mana
planında işgale karşı direnemedi. Ama yine de yaptıkları hiç yok değil.
Kemalist ideolojinin en bariz
kendini gösterdiği alan tesettür alanı. Bir de içki. Açılıp saçılınca ve içki
de içince muasır medeniyet seviyesine ulaşmış oluyorsunuz. Tabi sadece bundan
ibaret değil. Ama bu toplumu sürekli bu iki şey üzerinden gerdiler. Hala da bu
niyetlerinden vazgeçmiş değiller. Bu nedenle Müslüman muhafazakar taban
yönetimin yeniden bunların eline geçmemesi için teyakkuzda olmalı. Müslüman
sivil toplum örgütleri tepkilerini en yüksek şekilde dile getirmeliler. Mesele
sadece çarşaf değil zira, İskilipli Atıf Hoca’nın da sadece sarıktan dolayı idam
edilmediği gibi. Mesele İslam’ın siyasi sosyal ekonomik her türlü etkinliğini
kırmaktı. O dereceye varıldı ki, cenazeleri yıkayacak kimse kalmadı ve cenaze
namazı kıldıracak. Yakın tarih okumaları hakkıyla yapmıyoruz, yapanlar ise
çabuk unutuyor.
Nesillerimize yapacağımız en
büyük iyiliklerden biri de işte dahili bedbat diyebileceğimiz bu ideolojiyi
tanıtmaktır. Ülkeyi geriye götüren zihniyet bu zihniyettir. Erbakan gibi bir
bilim adamını 40 yıldır süründüren zihniyet bu zihniyettir. Sarıklıyı asan,
zorla şapka taktıran, ırkı yücelten, her yere zorunlu heykel diktiren, başörtülüyü
okula almayan ve halka rağmen halkı yöneten zihniyet bu zihniyettir.
Muhafazakar yönetimlerin günahları da olsa da halkı bu derece aşağılamamaları
onları iktidar yapmaktadır. Tabi desiselerle muktedir olmaları sonucu yıllarca
bu halka zulmettiler.
Son olarak, hükümetin kaymakamı
merkeze çekmesi ve malum derneğe müfettiş göndermesi bizce olumlu bir gelişme.
Okullarda da bu gibi kutsama etkinlikleri yapılmaktadır. Sendikalar ve veliler
şuurlu olmalıdır bu konuda. Artık Kemalist ritüellerle kutsama olmasın. Bu
vatan için can veren ecdad hayırla yad edilsin. Tek bir şahsın ve tek bir ırkın
yüceltilmesi son bulsun. Müslüman toplumun tevhidi imanını zedeleyen uygulamalar
bunlar.
Anadolu halklarının mana planında
işgalden kurtulması duasıyla…
YORUMLAR