Hiç şüphesiz ki Müslüman toplumlarda 20. yüzyıla damgasını vuran mümtaz şahsiyetlerden biri Hasan El Benna’dır, cemaat olarak yüzyıldır etkisini hissettiren ise İhvanı Müslimin cemaatidir. Elbette ki bu cemaat ümmet şuurunda olduğu için bir dışlayıcı ve tekfir edici bir yapıda değildir. Arap coğrafyalarında kurumsallaştılar. Diğer Müslüman ülkelerde ise fikir ve hareket anlamında olumlu etkide bulunmuşlardır.
Her Müslümanın Hasan El Benna’yı en azından tanımak için okumasını isterim. Fikirleri ve konuşmaları Risaleler adıyla kitaplaşmıştır. Hatıralarım adlı kitabı da piyasada mevcut. Okuyarak tanımak en doğrusu en güzeli. 5 dakikalık videolar yeterli olmaz.
Osmanlının yıkılışının hemen sonrasında Mısır’da emperyalistlere karşı fikri mücadele veren El Benna, gün geçtikçe etkisini Mısır’a yayar. Müslüman halk teveccüh gösterir ve İhvanı Müslimin cemaati Mısır’da etkin olan bir yapıya dönüşür. Hayatın her alanında etkinlikler oluşturarak insanlara ulaşma çabasını göstermişlerdir.
1930’lu yıllarda Mısır’da İngiliz sorun oluyorken, aynı şekilde Filistin’de de siyonizmin taşıyıcılığını yapmıştır. 1948’e kadar Siyonistlerin filistine terör örgütleri yoluyla hakim olmaya çalışması sürecinde İhvanı Müsliminin mücahidleri de cihad sahasına çıkmıştır.
Hasan El Benna dünya Müslümanlarını Filistin’e karşı uyanık olmaya çağırmıştır. Yahudilerin tek meselesinin Kudüse hakim olması olmadığını vurgulayıp tüm dünyada bir egemenlik inşa edeceklerini ve insanları adeta bir çeşit köleleştirme projelerinin olduğunu dile getirmiştir. Mısır’da cemaatin yayın organları üzerinde bilinçlendirmesini yapmıştır.
Mısır kralına ve Arap birliğine yönelik demeçler vererek Filistin meselesini gündemlerine taşımıştır. Ama maalesef onun gibi cesur sonuçlar çıkaramadılar.
Gazze, Yafa, Kudüs gibi şehirlerde şubeler açıp toplumsal bilinçlenmeye katkı sunmuşlardır. Hatta Filistinlileri şuurlandırma çabasını ortaya koymuşlardır. Ayrıca Şam’da şube açarak bölgesel bir etkinlik oluşturmaya çalıştılar.
Bu arada Şeyh Ahmet Yasin Mısır Ezher’de eğitim görürken İhvan’ın tedrisatından geçmiştir. 1987 yılında kurduğu Hamas’ın temelini İhvan’ın fikriyatıyla inşa ettiği bilinen bir durumdur. Bugünki Aksa Tufanı’nda Hasan El Benna’nın emeği var dersek yanlış söylemiş olmayız. Kassam tugayları ürettiği bir füzeye El Benna adını vermiştir.
Hasan El BEnna hayatta olduğu sürece konferans, bildiri gibi yöntemlerle Filistin davasını hep gündemde tutmuştur. Nihayetinde orada savaşacak mücahidler yetiştirmiştir. Ancak bu gelişmeler onun şehadetini hızlandırmıştır. İngilizlerin ve Siyonistlerin dikkatini çeken bir boyuta geldiği zaman zaten Mısır hükümetinin de dikkatinden kaçmayan Hasan EL Benna 12 şubat 1949’da istibarat elemanları eliyle katledildi. Kan kaybından ölümü gerçekleştirildi.
Seyyid Kutub hatıralarında Hasan El Benna şehid edildiğinde Amerikalıların sevindiğini yazmıştı. Amerikalılar nereden tanıyor neden seviniyor, yoksa onlar Amerika Yahudileri miydi?
Filistin’e cihad tohumları eken fikir, hareket ve kıtal boyutlarına varan bir etki bırakan kahraman öncümüze selam olsun.
Hasan El Benna’nın Filistin hakkında sözleri:
"Ey yeryüzü ülkelerindeki Müslümanlar; Filistin savunmanın ilk hattıdır. İlk vuruş, savaşın yarısıdır ve orada savaşanlar ülkenizin, kendinizin ve zürriyetinizin geleceğini savunuyorlar; tıpkı onların kendilerini, ülkelerini ve zürriyetlerini savundukları gibi."
"Filistin meselesi bir doğu ülkesinin ya da tek başına Arap ulusunun meselesi değil, bir bütün olarak İslam'ın ve İslam halkının meselesidir."
"Her fırsatta ve her şekilde protesto edin. Milliyetleri ya da renkleri ne olursa olsun İslam davasının muhaliflerini boykot edin. Yoksul ailelere, mağdur evlere ve cesur mücahitlere para bağışında bulunun. Eğer yapabiliyorsanız gönüllü olun. Kendilerini mazur görenler için hiçbir mazeret yoktur, çünkü inanç eksikliği dışında eylemi engelleyen hiçbir şey yoktur." (1938, Al-Nadir Dergisi).
"Siyonizm, Yahudilerin ulusal vatanı ya da hayali bölünmenin sözde devletiyle sınırlı bir siyasi hareket değil, tüm dünyayı Yahudilerin yönetimine, Yahudilerin çıkarlarına ve Siyon Mesihi’anin liderliğine bağlamayı amaçlayan, dünya Yahudiliğinin önlemlerinin ve çabalarının meyvesidir. Onların bilgisinde Fırat'tan Nil'e kadar veciz sözleriyle ifade ettikleri hayali devletleri, dünya Yahudiliğinin Arap ulusuna devlet devlet saldıracağı bir dayanak noktasıdır; daha sonra İslam topluluğuna millet millet saldıracaktır." (1947'de Ümmete yaptığı açıklamadan).
YORUMLAR