Göç olgusu toplumdaki değişimin göstergelerinden biridir. Ülkemizde ve Şanlıurfa özelinde birçok ülkede yaşandığı gibi kırsal alanlardan şehirlere doğru, şehirlerden sanayileşmiş veya sanayileşmekte olan şehirlere doğru yoğun göçler yaşanmış, günümüzde’ de yaşanmaya devam etmektedir.
Türkiye'nin son 25 yılına damgasını vuran hızlı sanayileşme ve buna bağlı hızlı kentleşme sürecinden en az etkilenen bölgeler Türkiye'nin doğusunda yer alan coğrafi bölgelerdir. Marmara, Akdeniz ve Ege'de yoğun bir üretim yaşanmakta, buna bağlı olarak nüfus, iş bulma umudu ile bu bölgelere göç etmektedir. Bu süreçte Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tüketim alışkanlıkları artmış, ancak bununla paralel üretim artışı olmamıştır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunan büyük şehirlerden, Gaziantep dışında hiç birisi kendisinden küçük yerleşim birimlerini etkileyecek bölgesel merkez durumuna gelememiştir. Şanlıurfa gibi büyük şehirlerin, fonksiyonel etki sahaları, il sınırları ile belirlenmiştir. Devlet desteği ile kurulan organize sanayi bölgeleri beklenen etkiyi gösterememiş, buralara yatırım için gelen dış sermaye hayal kırıklığı ile geriye dönmeye başlamıştır. Özellikle kalifiye eleman konusunda yaşanan sıkıntı sürecin olumsun ilerlemesine neden olmuştur. Bölgede Gaziantep dışındaki şehirlerde nüfus artmasına rağmen milli gelirden alınan pay azalmaktadır.
Bunların yanında göç hareketi sadece şehirlerarasında veya Şanlıurfa’dan İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illere değil Şanlıurfa il sınırları içinde köyden Şanlıurfa merkeze şeklinde de önemli olarak nitelendirebileceğimiz bir göç hareketi yaşanmaktadır. Özellikle GAP sonrası ve Şanlıurfa’nın Büyükşehir statüsü kazanması sonrasında kent merkezine doğru yoğun bir göç hareketliliği olmuştur.
Yaşanan yoğun göç, kent nüfusunu hızla arttırmakta ve şehirlerin göçle birlikte artan nüfusun ihtiyaçlarına cevap verememesine sebep olmaktadır. İstanbul’un büyük bir metropol ve bir sanayi şehri konumuna gelmesi şehrin cazibesini arttırmıştır. Artan istihdam alanları sebebi ve işsizliğin görece daha fazla yaşandığı Doğu ve Güneydoğu yörelerindeki insanlar için de iş kapısı olma ümidiyle göçün en fazla yaşandığı ilimiz olmuştur.
Şanlıurfa’dan bu süreç içinde İstanbul’a ve diğer büyük şehirlere önemli olarak nitelendireceğimiz sayıda göçler yaşanmıştır. GAP projesi kapsamında köylerin boşaltılması, boşalan köylerdeki büyük arazi sahipleri çok yüklü paralar alarak yatırımlarının bir kısmını Şanlıurfa merkeze, diğer kısımlarını ise göçün yoğun tercihi olan büyük şehirlere yapmışlardır. Şanlıurfa merkeze yapılan gayrimenkul yatırımları ve göç nedeni ile işsizlik daha belirgin şekilde kendini göstermiş bununla ters orantılı olarak konut fiyatları artmış, geçim konusunda sıkıntılar yaşanmıştır. Bu dengesiz gelişme sonucunda büyük arazi sahipleri dışında kalan çoğunluk Şanlıurfa merkezde yaşadıkları sıkıntı ile büyük kentlere göç etmişlerdir. 1999 yılında yaşanan büyük deprem ile depremin yaşandığı Marmara bölgesinden tersine göç yaşanmışsa da, bu tersine göç uzun sürmemiş, kısa süre sonra gidenlerin yanlarına kattıkları ile birlikte eski nüfusunda üzerine çıkılmıştır.
YORUMLAR