Hesap vermek iki yönlüdür. Hesap vermenin biri, insanın
insana hesap vermesidir. Diğeri ise İnsanın yaratanına Ahirette hesap vermesidir.
Dinimizde İmanın şartlarından biri de Ahirete İmandır. Ahiret ebedi yurttur.
İnsan dünyada yaptıklarının hesabını ahirette verecektir. Kötülüklerine karşı
ceza iyiliklerine karşı da mükâfat alacaktır. İnsanın dünyada ki yaşantısı
başıboşluk değildir. Radarlar arabaların hızını ölçüyorsa, Trafik polisleri
görevini yapıyorsa, yaşantımızda gizli açık ne yapmışsak İlahi radarlarla
tespit ediliyor. Yine İmanın şartlarından olan görevli melekler tarafından her
şeyimiz kayda geçiyor. Dünyada beşeri mahkemeler gibi, Ahirette de İlahi
Mahkeme-i Kübralar vardır. Dünya mahkemelerinde suç karşılığı veya haksız
suçlar için avukat tutulabilir, namdarlık, varlık, siyasi rozetler. Mevki
makamlar fayda verebilir. Ahiret mahkemelerinde bunlar da yok. Her kes ameli
ile baş başadır. Son pişmanlık fayda vermeyecektir. Bu konu ile ilgili Rabbimiz
şöyle buyurur. ”Biz her insanın Amelini,
kader kitabını boynuna bağladık. Kıyamet günü onun için bir kitap çıkarırız da
onu açılmış olarak önünde bulur.” Kitabını
oku, bu gün hesap sonucu olarak nefsin sana yeter.”İsra suresi ayetler
13/14.
Rabbimiz Kul hakkı ile karşıma gelmeyin buyurur. Kul hakkı
çok çetindir. Asrımızda insanlar her gün kul hakkına tecavüz ediyor. Niyetler
okunuyor. Dinlemeden, araştırmadan vuruyor. Vuruşların çoğu iftiradır. Dinimiz
Bir şeyde, konuda hüküm vermek için araştırın diyor. Araştırmadan nefis,
duyguları, tatmin etmek kul hakkına hem saldırı hem de kul hakkının geçmesidir.
Gerçekten Allah’tan korkanlar kul hakkına riayet ederler. Günümüzde kul hakkı
ihlali basın ve sanal âlemle yapılıyor ki, tam bir çirkefliktir. İsa A.S.
Sahabelerine dünyada en ağır şey nedir? Buyurmuş, onlar dağlardır demişler.
Bilemediniz demiş, Dünyada en ağır şey birine iftira etmektir buyurmuş. Dünya
Ahiretin tarlasıdır. Burada ne ekilirse Ahiret tarlasında o biçilecektir.
Vücudumuzda bulunan azalarımız bile Ahirette leh veya aleyhimize şahitlik
edecektir. Ahiret inancı sağlam olanlar kul hakkını üzerlerine geçirmemeye
çalışırlar.
Toplum sorunlarını, görmeden yaşamadan masa başında ahkâm
kesmek elbise biçmek acizlerin meziyetidir. Gidişatımız iyi değil, hayat
yolculuğumuz mayınlarla döşelidir. Din Dünya işlerini becerenler yalan
söylemezler, kimseye iftira etmezler, kimseyi linçe tabi tutmazlar. Doğruluktan
ayrılmazlar, insanları aldatmazlar. Emin güvenilir olduklarını zedelemezler. Üç
günlük dünya zevki için dünyalığı ahirete tercih etmezler. Dünyada fırsatı
eline geçirenler. Dediğim dediktir yeri göğü inletenler, yanlış yaptıklarının
hesabını Dünyada vermeseler bile, Ahirette hesabını Allah’a vereceklerdir.
O hesap gününde, dünyalıklarda onları kurtarmayacak. Hesap
gününü göz önüne alarak Ticarette, siyasette, yazmada, Din Kardeşliği
ilkelerinde, yaşantımızın tüm alanlarında dünya yolculuğunda İslami kurallara
riayet etmek her İnsan ve Müslümanın asli görevidir. İçi, dışı, eylemleri,
söylemleri birbirine uymayanlar münafık tiplilerdir. İlahi ikazla Münafıklar da
Cehennemin en alt katında azap görecekler, onları oradan kurtaracak kurtarıcıda
yoktur. İnsanı günaha götüren araçlardan biride dildir. Konuşurken doğru
konuşmalıyız. İnsan günah işlemezse Melek olur. Günahtan sonra pişman olmak,
bir daha o günahı işlememek, Tövbe edip üzerinde durmak, en akıllıca yoldur. Öğrenci
yazılı veya sözlü ile Öğretmenine hesap verir. Şoför trafik kurallarına
uymamaktan trafik polisine, radara hesap verir. Suçlu suçundan dolayı mahkemede
hâkime sözlü veya yazılı savunmasını yapar. Memur amire, işçi patrona,
siyasetçi parti liderine hesap verecek de dünyadaki ömür sermayemizden de
Ahirette Yaptıklarımızdan Allaha hesap vermeyecek miyiz? Rabbim bizleri
hesabını iyi yapanlardan eylesin…
Selamla kalın selamette kalın.
YORUMLAR