Reklam
Reklam
Özrü Kabahatinden Büyük
Mehmet Emin KUŞ

Mehmet Emin KUŞ

Özrü Kabahatinden Büyük

28 Kasım 2020 - 10:50

Orta yaşlarında olan bir çiftlik sahibi, ‘sevgilisini ve sevgilisinin annesini’ baltayla öldürüp küçük parçalara böldü. Daha sonra onların etlerini kıyma yapıp sucuk haline getirdi. Ve o sucukları da bütün mahalle halkına yedirdi. Aradan geçen zaman içerisinde/tam unutuldu derken; öldürülen- öldürülüp- etleri sucuk yapılan kadınların kardeşi ve anne olanın oğlu (yani katilin kayınbiraderi) uzak bir ülkede olduğu için ailesini aradı, onlara ulaşamayınca kalkıp geldi.

     Genç adam geldi tüm aramalara rağmen annesini ve kız kardeşini bulamadı… Haliyle Polise başvurdu. Katile sık sık gelip gitmeye başladı, ondan şüpheleniyor ya… Zaman zaman kavga etmeye başladılar katil ile. Kendisiyle sert ağız dalaşına girmeye başladılar. Çünkü ablasının sevgilisi olduğunu biliyordu.

   Ama orta yaşlı olan katil; ser verip sır vermiyordu. Genç adama, doğru- dürüst cevap vermediği gibi, kendisine; "git buradan daha da gelme yanıma, benim haberim yok. Ayrıldık nereye gittiklerini bilmiyorum" diyordu.

  Genç adam ise ona çok öfkelenmişti. Hatta nefret etmeye başlamış ve ondan kuşkulanmıştı. Bu yüzden katilin peşini bırakmıyordu. Israrla üzerine gidiyor, gizli ve açık bir şekilde devamlı takip ediyordu. Derken bir dedektifle beraber hareket edip bazı ipuçlarına ulaştılar. Baltayı buldular. Kan izlerine rastladılar ve haliyle bazı bulgularla yola çıkarak adamı tutuklattılar. Derken ellerinde ki belgeleri güçlendirerek katilin suçunu ispatladılar.

  Nihayet katil yargılanmak üzere mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme başkanı (hâkim) kendisine sordu; "senin hakkında sevgilini ve annesini öldürdüğünü, baltayla doğrayıp kıyma yaptığını, daha sonra bu kıymadan da sucuk yapıp mahalle halkına yedirdiğin iddia ediliyor... şu şu deliller de bu suçu işlediğini ispatlıyor, sen buna ne dersin" dedi.

  Sizce katil-cani- ne dese beğenirsiniz?
   Mahkeme kalabalık, kalabalık öfkeli, Katil iki elini ön tarafından aşağıya doğru uzatarak birbirine bağlamış ve ayakta duruyordu. Döndü mahkeme salonuna herkesi süzdü, tekrar mahkeme heyetine döndü. Boynunu büktü ve kısık bir sesle aynen şu cevabı verdi; “çok üzgünüm efendim, bir daha böyle bir şey yapmayacağım…”

  Mahkeme heyeti ve tüm hazirun şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Çünkü adamın savunması çok acayip ve soğukkanlıca, hatta buna savunma bile denilemez. Özür diledi, fakat özrü kabahatinden büyük. Sanki yaptığı sıradan, normal bir hataymış gibi üzgün olduğunu ve bir daha böyle bir şey yapmayacağını söylüyordu adam!

YORUMLAR

  • 0 Yorum