Son zamanlarda Türkiye'nin siyasi sahnesinde öyle bir ortam oluşuyor ki, her hamle, her yakınlaşma, her açıklama adeta satranç tahtasında yerini buluyor. Birçok gözlemci, ülkedeki siyasi partilerin bir araya gelmesinin ya da bazı konularda uzlaşmalarının, tamamen bir strateji olarak kurgulandığını tartışıyor. Sanki her şey bir plan dahilinde ilerliyor; kimin ne hamle yapacağı, ne zaman yapacağı, kime ne zaman karşı çıkacağı ya da kime yakınlaşacağı önceden belli gibi görünüyor.
Gerçekten de, son zamanlarda çok farklı siyasi uçlardan gelen partiler, hiç beklenmedik bir şekilde ortak noktada buluşuyorlar. Uzlaşmaz gibi görünen, ideolojik farklılıkları bariz olan siyasi oluşumlar, aniden karşılıklı olarak birbirlerine yakınlaşıyor. Tüm bu yakınlaşmalar, halkın ilgisini başka yöne çekmeye yönelik bir strateji olabilir mi? Ya da belki de, toplumsal tepkileri yönetmek ve yönlendirmek için bir yol olarak düşünülüyordur. Siyasi manevralar, toplumsal gözlemlerle paralel bir şekilde gelişiyor ve adeta bir plan dahilinde ilerliyor.
Birçok kişi, bu yakınlaşmaların, aslında siyasetin derin hesaplarının bir yansıması olduğuna inanıyor. Partiler birbirleriyle el sıkışırken, görünmeyen bir satranç tahtasında hamleler yapıyorlar. Gerçek bir stratejiye, toplumsal hareketliliklere, halkın tepkilerine göre şekillenen bu hamlelerin sonrasındaki gelişmeler, her defasında daha karmaşık hale geliyor. Kimin ne zaman hangi konuyu gündeme taşıyacağı, kimin hangi grubu destekleyeceği ve kimin kimle ittifak yapacağı önceden hesaplanıyor.
Bu manevraların temel amacı, toplumdaki huzursuzlukları ya da krizleri başka yönlere kaydırmak olabilir. Bir tarafta sürekli artan ekonomik sorunlar, diğer tarafta giderek yükselen toplumsal gerilimler… Her biri, siyasi stratejilerle yönlendirilen bir başka gündem maddesi gibi kullanılıyor. Kimi zaman siyasi figürler, kamuoyunun dikkatini farklı bir konuya kaydırmak için stratejik açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar, bir anda gündemi değiştirebiliyor ve toplumun tepkisini başka bir yönelime yönlendirebiliyor.
Siyasi liderlerin bu tür taktiksel hamlelerde bulunması, elbette sadece Türkiye'ye özgü değil. Ancak burada dikkat çeken şey, bu hamlelerin oldukça planlı ve hesaplanmış bir şekilde gerçekleşiyor olması. Birçok kişi, siyasetin güçlü figürlerinin birbirleriyle yaptığı manevraların, aslında bir bütünün parçası olduğuna inanıyor. Toplumun gözünden kaçan, belki de hiç düşünülmeyen bir şey, siyasetin çok daha derin, çok daha karmaşık bir düzeyde yürütülüyor olmasıdır.
Sonuç olarak, Türkiye'deki siyasi manevraları bir satranç oyununa benzetmek, oldukça yerinde bir tespit olacaktır. Kimi zaman hamlelerin görünüşü, gerçek amacı gizler ve her strateji, yeni bir fırsat yaratır. Bu süreçte kimin kazanacağı ya da kaybedeceği, belki de toplumun gözlerinden uzak bir yerde şekilleniyor. Ama bir şey kesin: Siyasi arenada her şeyin olduğu gibi, toplumsal tepki ve duygu da, dikkatle hesaplanıyor.
Bütün bunlar nazara alındığında tek temennimiz ülkemizin bekasından başka bir şey söz konusu değildir. Ümit ediyoruz ki ülkemiz bu zorlu günleri de geride bırakarak huzura kavuşacaktır.
Mehmet Bilgin - Gazeteci/Yazar
18:58 - 23.03.2025
YORUMLAR