Arka Sokaklar dizisinde olduğu gibi bu tür yapımlar, reyting kaygısıyla yıllardır aynı klişelere saplanıp kalmış durumda. Şanlıurfa gibi kültürel zenginliği, tarihi derinliği ve modern yüzüyle öne çıkan bir şehir, ne yazık ki bu dizilerde hep yanlış ve eksik temsil ediliyor. Halbuki Göbeklitepe gibi insanlık tarihine ışık tutan bir değeri, sıra gecesi kültürünü, müziğini, gastronomisini veya gençlerin başarı hikayelerini doğru bir şekilde yansıtacak projeler yapılabilir.
Şanlıurfa, binlerce yıllık tarihiyle, eşsiz kültürel birikimiyle ve modern şehir yapısıyla sadece Türkiye’nin değil, dünyanın göz bebeği bir kenttir. Ancak ne yazık ki televizyon dizilerinde, sinema filmlerinde ya da diğer medya içeriklerinde bu kadim şehir, klişelerle dolu ve gerçeklikten uzak bir şekilde temsil ediliyor.
Şalvarlı, puşili, silahlı, ağalı ve marabalı sahnelerle kurgulanan, anlamını yitirmiş şive denemeleriyle güya “otantik” bir hava katılmaya çalışılan bu yapımlar, ne Şanlıurfa halkının gerçek yaşantısını ne de bu şehrin modern ve dinamik yapısını yansıtabiliyor. Reyting kaygısı uğruna yaratılan bu yanlış algılar, şehrin zengin tarihine ve kültürüne büyük bir haksızlık.
Şanlıurfa, yalnızca “ağa dizileri” ile anılacak bir şehir değil. Göbeklitepe gibi insanlık tarihine ışık tutan bir değerin yanı sıra, sıra gecesi kültürüyle, dünyanın dört bir yanına yayılan eşsiz müzik geleneğiyle, gastronomisiyle, gençlerin modern başarı hikayeleriyle çok daha fazlasını hak ediyor. Tarih, kültür ve medeniyet anlamında bu kadar derinlikli bir şehir, yüzeysel klişelere hapsedilemez.
Bu noktada senaristlere ve yapımcılara büyük bir görev düşüyor. Artık bu şehirleri yanlış tanıtan, dar kalıplarla yansıtan kısır döngüden çıkmanın vakti gelmedi mi? Şanlıurfa gibi köklü bir geçmişe sahip olan bir şehri reyting uğruna basit kalıplara hapsetmek yerine, bu toprakların gerçek hikayelerini, halkın güçlü ve ilham verici yanlarını, kültürünün özgünlüğünü ve tarihinin zenginliğini anlatmak çok daha etkileyici olmaz mı?
Ancak burada iş yalnızca yapımcılara düşmüyor. Bu klişelere tepki göstermeyen biz izleyiciler de bu yanlışa ortak oluyoruz. Şehirlerimizin gerçek yüzünü tanıtacak yapımları desteklemek, bu tür yanlış temsillere karşı eleştirel duruş sergilemek bizlerin de sorumluluğu.
Şanlıurfa’nın sadece geçmişten gelen değil, bugüne ve geleceğe uzanan modern, kültürel ve sosyal dokusunu anlatan içeriklerin çoğalması ümidiyle… Şanlıurfa’mızı doğru tanıtan yapımları görmek, onun hak ettiği değeri tüm dünyaya göstermek en büyük arzumuz. Reyting değil, gerçeklik kazansın!
YORUMLAR