Yaşadığımız dönemde ekonomik açıdan hayatta kalmanın ve güçlenmenin yolları
Evet bu sefer gerçekten yaşadığımız kriz, daha önce karşılaşılan tüm krizlerden sebebi itibariyle çok farklı. Geçmişte borç yönetimi, döviz kurlarındaki artışlar ya da bankacılık sistemindeki dengesizliklerle ortaya çıkan krizler finans sektörü üzerinden reel sektöre yansıyabilir ve nihayetinde krize giren ülkelerde insanlar işlerini kaybedebilirdi. Ya da reel sektörde yaşanan bir şok, kamuya ve finans sektörlerine sıçrayıp yine ülke ekonomilerini krize sokabilirdi. Hangi durum geçerli olursa olsun yaşanan ekonomik krizler, en nihayetinde işsizlik, gelir kaybı gibi sorunların derinleşmesi ile sonuçlandı.
Ancak bu kez tek başına bir kriz yaratmaya neden olabilecek tüm panik unsurları bir arada ortaya çıktı. Çatışmaların yarattığı tedirginlik ve önlemleri ile hanehalklarında ve finans sektöründe güven sorunu, uluslararası tedarik zincirinde yaşanan aksamalarla birlikte arz şoku ve işsizlik, işsizlik ve işsizlik endişesi ile birlikte gelen talep şokları… Ciddi bir panik yaşadığımızı söyleyebiliriz. Son dönemde panik bir miktar azalmış görünse de bu şokların etkilerini yaşamaya devam ediyoruz. Bu etkileri bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ise çok daha derinden yaşıyor.
Bu noktada yine krizin temel etkisinin hem tüketicilerde hem de işletmelerde gelir düşüşü ya da tamamen kaybı olduğunu hatırlatalım. Dolayısıyla “gelir artışı olmadan” daha fazla kredi vermenin yukarıda bahsi geçen sorunları çözmeyeceğini görmek durumundayız. Hatta bir adım daha ileri gidip daha da derinleştirdiğini ve kredi ile sorunu çözme yaklaşımının etkisinin çok sınırlı olduğunu görmek zorundayız.
Tüketicinin borçlanma olanaklarını değil, gelirlerindeki düşüşü önleyecek somut adımlar atılmadığı sürece piyasanın da hareketlenmeyeceğinden hareketle bir program yapmadığımız sürece piyasadaki durgunluğu atlatabilmemiz mümkün olmayacak. Ancak bunun farkına varacak mıyız? Maalesef pek de öyle görünmüyor! Bu sefer gerçekten farklı.
Ülkemizin en önemli sorunu yoksullukla, işsizlikle ve cehaletle mücadele etmektir. Ülkemizi kısa dönem içerisinde dünyanın 10 büyük ekonomisi içerisinde görmek, daha çok üretmek ve daha çok zenginleşmekle mümkündür. Ülkemizin kronik hale gelmiş ekonomik ve toplumsal sorunlarını ancak daha çok üretmekle ve zenginleşmekle çözebiliriz. Zenginlik olmadan ne insanlarımızı yoksulluktan ve işsizlikten kurtarabiliriz, ne de toplumsal sorunlarımızı çözebiliriz. Zenginleşmek ise daha fazla üretim daha fazla ticaret demektir.
YORUMLAR