Hayat, içinde nimetleri ve musibetleri barındıran bir imtihan sahasıdır. Kimin hayatı mükemmel? Kimin hiçbir sıkıntısı yok? Kim hastalıklarla, dertlerle, zorluklarla sınanmadı ya da sınanmayacak? Hepimiz, kimi zaman nimetlerle, kimi zaman ise zorluklarla karşı karşıya geliriz. Bugüne kadar hayatın bu yüzüyle fazla karşılaşmamış olabiliriz, ama bu, gelecekte de karşılaşmayacağımız anlamına gelmez. Zira hayatımızın filmi hâlâ devam ediyor ve sonraki sahnelerde bizleri nelerin beklediğini bilmiyoruz.
Eğer nimetlerle imtihan ediliyorsak, bu nimetlerin şükrünü eda etmeliyiz. Rabbimiz, bizlere bahşettiği rızkın, bilginin, sağlığın ve imkanların sadece kendimiz için olmadığını öğütler. “Her nimetin şükrü kendi cinsindendir” anlayışıyla, elimizde olanları paylaşmalı, zor durumda olanları görmezden gelmemeliyiz.
Mal nimetinin şükrünü yerine getirmek için:
Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlananlara,
Yolculuk esnasında mağdur olanlara,
Borç yükü altında ezilenlere,
Maddi imkânsızlıklar sebebiyle özgürlüğü kısıtlananlara,
Allah yolunda hizmet edenlere,
Kalpleri İslam’a ısındırılacak insanlara elimizi uzatmalıyız.
Bilgi nimetiyle imtihan edilenler, bu nimetin şükrünü ilmi paylaşarak, başkalarına öğreterek ödemelidir. Çünkü ilim, ancak paylaşıldıkça bereketlenir ve topluma fayda sağlar.
Öte yandan, eğer musibetlerle sınanıyorsak, sabır imtihanını en güzel şekilde vermeliyiz. Rabbimizin bir ismi de *"El-Hayr"*dır; her hayrın kaynağı O’dur. Bizim şer olarak gördüğümüz şeylerin içinde bile hayır olabilir. Şer gibi görünen şeyler, ileride kavuşacağımız güzelliklerin zemini olabilir, bizi olgunlaştırabilir, sabrı ve dirayeti öğretebilir. Allah’ın bizim için takdir ettiğinin, bizim kendi tercihlerimizden daha hayırlı olduğuna inanmalı ve O’na güvenmeliyiz.
Sabır imtihanını verirken unutmamalıyız ki:
Zorluklar bizi güçlendirir,
Tecrübe kazandırır,
Nimetlerin kıymetini öğretir,
Sabır, bizi olgunlaştıran bir süreçtir.
Bu süreçte en büyük destekçimiz ve dayanma gücü bulacağımız şeyler ise: dua, sabır, namaz, zikir, teslimiyet ve Allah’a güvendir.
Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:
"Mü’minin hayranlık verici bir hali vardır ki, onun her işi hayırdır. Bu hal, müminden başka hiç kimsede bulunmaz. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur." (Müslim, Zühd, 64)
Hayatımızın hangi döneminde olursak olalım, gerek şükürle gerekse sabırla sınanmaya devam edeceğiz. Önemli olan, bu imtihanlara nasıl karşılık verdiğimizdir. Rabbimiz, bizleri bu imtihanlardan razı olduğu bir şekilde çıkmayı başaranlardan eylesin.
Selam, dua ve muhabbetle…
Erkan Furkanoğlu
10 Mart 2025 – İzmir
YORUMLAR