-Kime bağlanalım?
-Sadece Allah’a
-Pekiyi nasıl olacak?
Muhakkak ki insanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri de en iyi biz biliriz; sağında ve solunda oturmuş iki alıcı (melek onun yaptıklarını) alıp kaydederken biz ona şah damarından daha yakınız. Deyip rahmetiyle bizi yaratan, yaşatan, rızıklandıran, bize öz benliğimizden, ruhumuzdan ve her şeyden daha yakın Rabbimiz Allah var ve yalnız O’na gönülden bağlanmalıyız.
Göklerde de yeryüzünde de hükümranlık Allah’a aittir: dolayısıyla Allah her şeyi yapmaya kadirdir.
Her şeyi takdirinde bulunduran ve her istediğini yapmaya gücü yeten Allah’a gönülden bağlanan kişi, muazzam bir inanca, güzel bir ahlaka, riyasız ibadetlere, samimi bir kulluğa, değerli bir hayata, salih amellere, nihayetsiz nimetlere, hayırlı emellere, hem maddi hem de manevi rızıklara kavuşur.
Allah’ın rahmetiyle ve iradesini güçlü bir şekilde iyiden, doğrudan, güzelden, hayırlıdan yana kullanıp tercih haklarını doğru değerlendirenler paha biçilemez nimetlere kavuşurlar.
-Örnek verebilir misiniz?
-Tabii ki
Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz Allah’ın sonsuz rahmetinin yanında kudret ve yüceliğinin nihayetsiz olduğunun birçok örneği var. Bunlardan bir tanesini Hz. Davud (as)’dır.
Davud (as)’ın tam bir teslimiyetle Allah’a gönülden yönelişiyle tüm insanlara hassaten inananlara örnek olarak hatırlatılması ve Allah’ın gönülden yönelen kullarına verdiği eşsiz nimetleri konu alır.
(Ey Rasul’üm ve inananlar) onların sözlerine (işlerine) sabırla direnin ve güçlü iradeli kulumuz Davud’u hatırda tutun. Çünkü o tam bir teslimiyetle sürekli Allah’a yöneliş halindeydi.
Sabır sadece Hz. Peygambere değil, aynı zamanda bütün peygamberlere ve bütün inananlara tavsiye ediliyor. Rahman Allah, Hz. Davud (as) örneğini verirken sabırla beraber teslimiyete de dikkat çekiyor.
Sabır, ümitsizliğin ve çaresizliğin dipsiz kuyularında tembelce beklemek yerine gereken her türlü çabayı ortaya koyarak direnmeyi, yapılması gerekenleri yerine getirdikten sonra sonucu konusunda Allah’ın takdirine güvenerek teslimiyetle sabrı taçlandırmaktır.
Teslimiyetin olmadığı yerde sabır külfet olur. Peygamberler başlarına gelen sıkıntıları, acıları Allah’a teslimiyetle çözmüş, zorluklara sabırla direnerek göğüs germişlerdir.
Davud (as ) tam bir teslimiyetle sürekli Allah’a yöneliş halinde olduğundan kâinatın mutlak hâkimi Allah, dağları ve sürüler halinde kuşları onun emrine amade kılmıştır. Sabah-akşam sürekli bir şekilde Allah’ın kudret ve yüceliğini dinlendirirlerdi.
Davud (as ) Halık-ı mutlak Allah’a gönülden bağlı olduğu için Allah da mahlûkatını razı olduğu kuluna gönülden bağlı kılmıştı ve hükümdarlığını kuvvetlendirirmiş, kendisine hikmet ve güzel konuşma yeteneği vermişti.
Sâd Suresi’nin 17 ile 20. Ayetlerine konu olan bu kıssa cihan şümul ve evrensel olan son ilahi kitap Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz Allah, tüm insanlığa ve hassaten biz inanlara birçok mesaj verir:
Her kim kötülüğe, zulme, nankörlüğe, inkâra saplanıp kalmışların sözlerine, işlerine karşı sabırla direnirse ve bu konuda Allah’ın elçisi Davud aleyhisselamı örnek alıp tam bir teslimiyetle sürekli Allah’a yöneliş halinde olursa biz de kulumuz Davud’u desteklediğimiz gibi onları da destekleriz.
Halık-ı mutlak Allah’a boyun eğene, Allah mahlûkatını hizmetkâr eder. İster dağlar ile ister taşlar ile isterse kuşlar veya başka mahlukatlar ile razı olduğu kullarına yardım eder. Her nimetle Allah’ın mülk ve kudretini görüp dillendirmemize vesile kıldığı gibi ibadet ve kulluğumuzun kalitesini arttırarak inancımızı pekiştirir.
Rabbimiz Allah, bizleri yolunda ve rızasında her anı en iyi şekilde değerlendirenlerden eylesin…
Selam, dua ve muhabbetlerimle...
A.Erkan FURKANOĞLU
02.10.2024
YORUMLAR