Eğitim nedir?” başlığı altında yaptığımız tanımdan da anlaşıldığı gibi eğitimin insan hayatını kolaylaştırdığı ve daha yaşanılır hale getirdiği tartışmasız bilinen bir gerçektir. İnsanoğlunun mağaralardan plazalara transfer olması, küçük bir toprak parçasından tüm dünyaya ulaşması ve hatta uzaya bile gidebiliyor olması eğitimin sonucudur.
Hem bireysel, hem de küresel olarak asla son bulmayacak olan eğitim süreçlerine ayak uydurmak insani bir sorumluluk, hatta mecburiyet haline gelmiştir.
Çağımızda bilgiye ulaşmak ve bilgiyi işlemek daha kolay olduğu için insan ömrü çok farklı yaşam standartlarına tanık olabilmektedir. Bundan 20 yıl önce hayal dahi edemediğimiz teknolojiler bugün hayatımızı kolaylaştıran unsurlara dönüşmüştür. Bu hızlı değişime ayak uydurabilmek için özellikle çocukların doğru ve etkin bir eğitim sürecinden geçmeleri önemli bir gereklilik.
Küresel bir gereksinim olan eğitim doğduğumuz andan itibaren başlıyorsa,aile bu eğitimin neresindedir?
Araştırmalar çok net gösteriyor ki çocukların kişilik gelişiminin %70’i 0-6 yaş aralığında gerçekleşiyor. Yani, anne-babaların, çocuklarının gelecekteki okul başarılarına, öğrenme yeteneklerine, zihinsel, fiziksel ve sosyal becerilerine en çok katkıda bulunabilecekleri dönem 0 – 6 yaş dönemidir. Üstelik insanın tüm gelişim alanlarının (fiziksel, hareket, bilişsel, dil, sosyal ve duygusal) yüzde 70’inin tamamlandığı bu dönemde yapılan bir hata, yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkabilecek telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olabilir. Halk arasında bir söz vardır ki bilimsel bilgilerin ışığında buna katılmamak mümkün değil; insan 7′ sinde neyse, 70’inde de odur.
Konuyu daha iyi anlamak ve her ebeveynin üzerine düşeni yapmasına katkı sağlamak için ebeveynlerimizi bu konularda bilinçlendirmek çokçok önemli!!
YORUMLAR