Kadınlar öldürülüyor, tecavüze uğruyor, şiddete uğruyor, işkenceye maruz kalıyor…vb. Sadece kadınlar mı çocuklarda bütün bunlara maruz kalıyor. Her gün bir kadın cinayeti ve çocuk istismarı haberi manşetlerden inmiyor. Zanlılar yakalanıyor belki ama değişmesine rağmen hala yetersiz olan, caydırıcı olmayan cezalar yüzünden, toplumda kadına karşı değişmeyen bakış açıları, yetersiz eğitim yüzünden her gün bir yenisi ekleniyor böyle haberlere.
Kadınlar öldürülüyor; kadının giydiği giymediği, konuştuğu konuşmadığı, sustuğu susmadığı, evet dediği hayır dediği, seviştiği sevişmediği her şey haksız tahrik indiriminin mezesi haline geliyor. İster sokakta, ister işte, ister evde; giyiminden gülüşüne her hareketine müdahale edilecek bir ilişkiler ağı içinde kadınlar yaşamaya değil “sağ” kalmaya çalışıyor. Bu tarz davalarda sanıkların takım elbise giymeleri, dava esnasında efendi durmaları iyi hal indirimine neden olmaktadır. Oysa ki öldürülen ya da şiddet uğrayan kadınların ise giydikleri elbiselerin rengi, makyaj yapmaları, evlerine bir saat geç gelmeleri, cep telefonuyla sıkça konuşması gibi nedenler tahrik sayılarak büyük ceza indirimleri uygulanmaktadır. Alkol aldıysa kadın, tecavüz değil rıza vardır denilir, açık mı giyinmiştin cevap evetse bu tecavüz değil. Vb.
Biz öncelikle toplumda yer etmiş ‘erkek egemen bakış açısı’ ile savaşmalıyız. Sadece yasalarla tedbir almak bu cinayetleri, tecavüzleri önlemeye yetmiyor. Aile içi eğitim de dahil olmak üzere okullarda ki müfredata kadar ele alınıp yetiştirdiğimiz erkek çocuklara ‘sen erkek adamsın’ cümlesiyle başlayan onu üstün gören yaklaşımlardan kaçınmalı, okullarda da bu yanlış yerleşmiş olgunun kırılması için çocuklara eğitim verilmelidir. Çocukların cinsiyetinin erkek olmasının ona hiçbir ayrıcalık, üstünlük tanımadığını bilerek yetişmesi gerekir.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öldürülmeyi konuşmadığımız bir gün olsun...
YORUMLAR