Son yıllarda artan ekonomik zorluklar, hayatımızın her alanındaüü hissedilen bir gerçek. Gelirlerin düşmesi, enflasyonun tırmanışı, temel ihtiyaç maddelerine erişimde yaşanan sıkıntılar derken, toplumun büyük bir kesimi geçim sıkıntısıyla boğuşuyor. Ancak ne yazık ki, gündemimizde bu sorunlar yeterince yer bulamıyor. Medya ve siyaset arenasında sürekli olarak farklı konular ön plana çıkarılarak, asıl sorunumuz olan ekonomik kriz gölgede bırakılıyor.
Bu algı yönetimi, dikkatleri ekonomi dışındaki meselelere çekerek toplumsal farkındalığı dağıtıyor. Kimi zaman dış politika meseleleri, kimi zaman ise magazinsel olaylar gündeme taşınarak halkın ilgisi başka yöne kanalize ediliyor. Peki, bu durum kime ve neye hizmet ediyor?
Ekonomi, bir ülkenin bel kemiğidir. Halkın refah seviyesini doğrudan etkileyen bu konuda yapılacak tartışmalar, alınacak önlemler ve çözümler üzerinde yoğunlaşmamız gerekirken, günlerce televizyon ekranlarında ve sosyal medyada spekülatif konularla meşgul ediliyoruz. Bu meşguliyetin en büyük bedelini ise, her geçen gün daha fazla ekonomik sıkıntıya gömülen vatandaşlar ödüyor.
Sorunları konuşmaktan kaçınmak, onları yok etmez. Aksine, derinleştirir. Ekonomik kriz ve yoksulluk halkın boğazını sıkarken, toplumun bu durumun farkında kalması ve çözüm arayışlarına yönelmesi gerekiyor. Gündemi belirleyen güçlerin algı oyunlarına teslim olmadan, gerçek problemlerimize odaklanmalı ve bunları açıkça konuşmalıyız.
Ekonomik krizin çözümü, önce bu sorunun varlığını kabul etmekle ve ciddiyetle tartışmaya açmakla başlar.
YORUMLAR