Reklam
Reklam
Kiracıların Eşyalarından Başka Kaybedecek Neyi Var?
Bilal Yılmaz

Bilal Yılmaz

Kiracıların Eşyalarından Başka Kaybedecek Neyi Var?

22 Aralık 2024 - 23:12


Kiralık bir hayat… Dört duvar arasında sıkışıp kalmış bir ömür… Modern dünyanın bize sunduğu "sahiplik" yanılsamasının ötesinde, kiracı olmak bugün artık sadece bir ekonomik durum değil, aynı zamanda bir sınıfsal gerçeklik.


Ev kirası, elektrik, su, doğalgaz… Her ay masaya bırakılan faturalar, sadece bir ödeme listesi değil, aynı zamanda birer zincir. Bu zincirlerin ağırlığı altında ezilen kiracılar, artık "eşyalarından başka kaybedecek bir şeyi olmayanlar" haline geldi. Peki, bir insan eşyalarından başka neyi kaybedebilir ki?


Barınma Hakkı: Lüks mü, Hak mı?

Barınma hakkı, insanlığın en temel ihtiyaçlarından biri. Ancak kapitalist düzen, bu temel ihtiyacı alınıp satılan bir meta haline getirdi. Ev sahibi ve kiracı arasındaki ilişki, bir sözleşmeden öteye geçmiyor artık. Oysa barınma, bir sözleşme konusu değil; yaşamın sürdürülebilirliği için vazgeçilmez bir gereklilik. Ancak bugün, ev sahiplerinin insafına bırakılmış bir "lüks" haline dönüşmüş durumda.


Kiracı Olmanın Kutsal Gerginliği

Kiracılar, her ay kapıyı çalan zam haberleriyle bir kez daha yıkılıyor. Artan kira bedelleri, değiştirilen sözleşme koşulları, "evden çıkarılma" tehdidi… Barınma, kiracı için bir huzur kaynağı değil, sürekli bir savaş alanı. Üstelik bu savaşta düşman, ne sadece ev sahipleri ne de piyasa dinamikleri. Asıl düşman, insanların barınma hakkını bir ticari kazanç unsuru haline getiren düzenin ta kendisi.


Sınıfsal Çatışmanın Yeni Yüzü: Çatısızlık Korkusu

Sınıfsal çatışma artık fabrikaların dumanlı bacalarından değil, apartman dairelerinin kira kontratlarından doğuyor. Bir zamanlar "açlık grevi" yapan işçiler bugün "çatı grevi" yapacak hale geldi. Çatısız kalmak, sadece fiziksel bir mekanın kaybı değil; aynı zamanda insanın onuruna ve geleceğine indirilen ağır bir darbe.


Çözüm Nerede?

Sosyalist bir bakış açısıyla çözüm açık: Barınma, bir ticari ürün olmaktan çıkarılmalı ve kamusal bir hak olarak güvence altına alınmalı. Kiraların dondurulması, sosyal konut projelerinin artırılması, boş duran evlerin kamulaştırılması… Bunlar, kapitalist düzenin dayattığı "kira krizi"ne karşı atılabilecek adımlardan sadece birkaçı.


Kiracıların eşyalarından başka kaybedecek hiçbir şeyleri kalmadı. Ama belki de tam da bu yüzden, kazanacak koca bir dünyaları var. Çünkü özgürlük, dört duvar arasında değil, hak edilen bir yaşamda saklıdır.


Bilal Yılmaz

Sorular ve sorunlar, çözüm olmadan da yaşar mı?


YORUMLAR

  • 0 Yorum