Başarılı bir yazar. Muhittin Beyaz'ın Ekolojik Korku isimli kitabı, Karina Yayınevi’nden piyasaya çıktı. Biz de kendilerinden kitabı hakkında bilgi aldık.

Ekolojik Korku isimli kitabın içeriğinden bahseden Muhittin Beyaz, bu kitabın uygarlıkta farklı sorulara cevap aradığını söyledi.

Beyaz, “Farklı bir pencereden tabiat yaşamını, toplumsal yaşamı ve insanoğlunun yaşamını irdeliyor bu kitap. Ekolojik Korku hakikatin ve gerçeğin tarihsel tahlilini sosyolojik ve psikolojik bir şekilde değerlendiriyor” diyerek Ekolojik Korku isimli kitabının içeriğinden bahsetti.

“5 SENELİK BİR GEÇMİŞİN ÜRÜNÜ”

Kitabı yazarken birçok aşamadan geçtiğini anlatıyor Muhittin Beyaz. J. J Ruseau’nun ‘İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı’ kitabından etkilendiğini söyledi. Tabiatın canlılar ve insanlar üzerinde etkilerini gözlemlediğini belirten Beyaz, “4- 5 yıllık süre zarfında güdülerimizle mi, irademizle mi veyahut tanrı değerleriyle mi daha uyumlu olduğumuzu sorguladığımda ne yazık ki güdülerimize daha yatkın davrandığımızın kanısına vardım. Üzülerek bunu diye bilirim ki insanoğlunun uygarlığını asıl inşa eden kudretin irade ve tanrı değerlerinden çok tabiat güdüsü olduğudur” dedi.

KADINA ŞİDDETE KARŞI FARKINDALIK OLUŞTURMAK

Ekolojik Korku’nun gelirini kadın derneklerine ve ihtiyaç sahibi kadınlara bağışlandığını açıkladı.  Artan kadın şiddet ve ölümlerine karşı farkındalık yaratmak için böyle bir şey yaptığını belirtti.

Beyaz, “Kadını kendi kültürüyle yalnız bırakan uygarlığın hasretini dile getirmeyi amaçladım” dedi. Erkek ve kadın arasındaki farka değinen Beyaz, “Başka bir pencereden baktığımızda 5 bin yıllık uygarlıkta erkeğin nemrut şahsında tanrılaştığını göz önüne getirirsek uygarlıkta kadına hiç bir şekilde yer verilmediğini görebiliriz” ifadelerini kullandı.

Beyaz, kadınların özgürce yaşayamadığına da dikkat çekti.

“VARLIĞINI ERKEĞİN VARLIĞINA FEDA EDEN KADIN ÖZGÜRDÜR”

Özgür kadın kavramından bahsetti. Kadınlara gereken önemin verilmediğini aktaran Beyaz, “Erkeğin istediği kadın yani erkek için çalışan ve varlığını erkeğin varlığına feda eden kadın artık özgürdür. İşte böyle garip ve anlamsız bir uygarlıkla karşı karşıyayız. Halbuki yaşama ruh veren kadınların bu denli ruhsuz bırakılmasına bir anlam verilmemesinin cevabı bence uygarlığın en bariz ve en büyük tıkanıklığı olmalı” dedi.

(Kitabın geliri kadın derneklerine bağışlanacak.)

Ali AKIN/Anayurt)