Reklam
Reklam

Siyasetçilere Ve Gazetecilere Yapılan Organize Saldırıyı Nefretle Kınıyoruz

Son dönemlerde siyasetçilere ve özellikle muhalif görüş beyan eden gazeteci ve fikir insanlarına yapılan saldırı ve tehditler maalesef ülkemizi 90’lı yılların o karanlık günlerine geri götürüyor.

Siyasetçilere Ve Gazetecilere Yapılan Organize Saldırıyı Nefretle Kınıyoruz

Son dönemlerde siyasetçilere ve özellikle muhalif görüş beyan eden gazeteci ve fikir insanlarına yapılan saldırı ve tehditler maalesef ülkemizi 90’lı yılların o karanlık günlerine geri götürüyor.

Siyasetçilere Ve Gazetecilere Yapılan Organize Saldırıyı Nefretle Kınıyoruz
18 Ocak 2021 - 19:35
Reklam
Reklam

Daha önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aleni bir şekilde tehdit edilmesi ve tehdit edenlerin gerekli cezaları almaması, daha sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in evinin basılması ve sorumluların serbest bırakılması hadiselerini üzüntü ve kaygıyla karşılamıştık. Son olarak geçtiğimiz günGelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selcuk Özdağ’ın evinin önünde saldırıya uğraması ve Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Afşin Hatipoğlu ve Gazeteci Orhan Uğuroğlu’nun darp edilmeleri demokrasimiz açısından oldukça endişe verici bir süreçte olduğumuzu kanıtlıyor.

Bir siyasetçinin Ankara’da evinin önünde saldırıya uğramasının izahı olamaz bu tip saldırılar sadece o siyasetçiye yapılmış münferit bir saldırı olarak da değerlendirilemez. Bu tip saldırıların ve tehditlerin asıl hedefi şüphesiz Demokrasimizdir. Bu açıdan bu Saldırılar ve Tehditler açıkça birer TERÖR faaliyetidir. Siyasetçiye saldırmak hemen her zaman çok partili demokrasinin temeline saldırmak ile paralel olmuştur.Bir ülkede siyasetçilere saldırılar genelde Sivil Diktayı çağrıştırır. Eğer bir sivil Diktadan bahsetmiyorsak ve bir Siyasetçi ya da politik görüşleri olan Muhalif Gazetecilere yönelik saldırılar münferit olaylar olarak değerlendirilecekse hemen sonrasında iktidarda olanlar tarafından şiddetle kınanması gerekir. Yüksek perdeden kınanmıyor, lanetlenmiyorsa, orda tam olarak organize bir saldırıdan bahsetmek mümkündür.
Ülkedeki olumlu ve olumsuz her gelişmenin birinci derecede sorumlusu ve muhatabı İktidar Partisi ve Cumhurbaşkanlığı Makamıdır. Bu nedenle Cumhurbaşkanından Açık ve Net bir açıklama bekliyoruz.
Hiç bir mazeret kabul edilmeksizin bu açıkça bir terör faaliyetidir.

Hiç bir şekilde üstü örtülmeyecek, göz ardı edilmeyecek, suskunlukla karşılanmayacak bir Siyasi Terörle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesini isteriz.Muhalif fikir beyan eden Siyasetçilere ve Gazetecilere tahammül göstermeyenler bu Ülkenin Birliğini ve Beraberliğini savunamazlar. Unutulmamalıdır ki Demokrasi ve Düşünce Özgürlüğünü hedef alan saldırılara sessiz kalanlar, saldırıya ortak olmak durumundadırlar. Toplumsal Barışımıza yönelik yapılan bu saldırıyı esefle ve nefretle kınıyoruz. Bu tip saldırılar, yıldırma çalışmaları ve tehditler karşısında yer yerinden oynamıyorsa, ülkede iktidara sahip olanlar en yüksek perdeden bu vakaları kınayıp gerekenin yapılması noktasında güven telkin edemiyorsa burada Demokrasimiz açısından çok ciddi Tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzu düşünmemiz gerekir. Saldırıların faillerinin bir an önce yakalanması ve olayın yargı tarafından tüm yönleri ile aydınlatılması hayati bir konudur.

Maalesef Siyasetçilerin ve Gazetecilerin hedef alınabilmesi, saldırıya uğrayabilmesi içinden geçtiğimiz dönemin sorunlu figürlerinin yarattığı anarşik iklimin neticesidir. Bir süredir devam eden saldırı ve tehdit zincirinin kırılması şöyle dursun, bu zincirin genişlemesi Demokrasi ve Basın Özgürlüğü açısından kaygının ötesinde bir duruma işaret etmektedir.Türkiye’nin  bu tip saldırıların kolaylıkla yapılabildiği bir ülke olması kabul edilemez. Türkiye Mafya ve Magandaların pervasız bir şekilde siyaseti dizayn etmeye çalıştıkları bir ülke olmayacaktır. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti bu Çapulculardan ve onları azmettirenlerden hatta onların fiillerinden Siyasi Fayda devşireceğini düşünen zavallılardan daha büyüktür. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ınTürkiye’yi Siyasetçisi ve Gazetecisi sokak ortasında saldırıya uğrayan, Muhalefet liderlerinintehdit edildiğiiği bir ülke olmaktan derhal çıkarmak için gerekeni gecikmeden yapması elzemdir.Saldıranlar ve Azmettiriciler bulunmalı ve en ağır cezalarla cezalandırılmalıdır ki bir daha bu hadiseler yaşanmasın.
 
Bizler, aşağıda adları yazılı olan Partiler olarak yapılan Saldırı ve Tehditleri Nefretle Kınıyoruz.
 
      CHP İYİ Parti Saadet Partisi        Gelecek Partisi  Anavatan Partisi               
Hayrettin Cidir     M.Fedai ÇakmakHüseyin Mücahit Abdullah YeşilHalil Aslan
 
GENÇ PartiDYP                   Demokrat Parti    Hüda- Par                  HDP
Zeliha YolcuSalih Kaçak          Mustafa Polat      Emin Özaslan       Mikail Gözek
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum