Hemen hemen herkesin yüzünde bir miktar asimetri vardır ve bizi benzersiz kılan da küçük kusurlarımızdır. Ancak günümüzün selfie ve filtre takıntılı çevrimiçi dünyasında simetri arayışına kapılmak kolaydır. Haydi derinlemesine bakalım ve mükemmel simetrik görünmek için gereken tüm stres ve baskının gerçekten buna değip değmeyeceğini öğrenelim.

 

Makalede ele alınan:

 

• Yüz faktörü: filtrelere ve mükemmelliğe olan takıntı
• Filtreye gerek yok: asimetrik yüzler ve çekicilik
• Dikkatli kaydırma: sosyal medya etkisine rağmen özgüveninizi artırmak
• Simetrik yüz takıntısı ve ruh sağlığı

Sosyal medyadaki filtreler bizi kusursuz, mükemmel simetriye sahip yüz görüntüleriyle bombardıman ediyor - ama bu yarardan çok zarar mı sağlıyor? Yüzümüzü olduğu gibi kabul edip takdir edemiyor muyuz?

 

Mükemmel yüz ve vücuda olan arzunun arttığı gerçeğini gizlemek mümkün değil. Her yıl daha fazla insan kozmetik prosedürler yaptırıyor ; 2019'da Amerika Birleşik Devletleri'nde toplam 18 milyon kişi bu sayıya ulaşıyor.

 

Ayna görüntünüz için yüz simetrisi veya ters çevrilmeler yaratan filtreler gibi filtrelerin kullanılması da daha yaygındır . Ancak bu filtreleri kullanmak zihinsel sağlığımız için pek iyi olmayabilir.

 

Sosyal medyadaki sistematik incelemeler, sosyal medyanın kaygı ve depresyon düzeylerini artırabildiğini gösteriyor . Daha spesifik olarak, yeni araştırmalar filtreler ve depresyonun bağlantılı olduğunu ve genç kadınların erkeklere göre daha yüksek görünüm kaygısı yaşadıklarını bildirdiklerini gösteriyor.

 

Bu nedenle, mükemmel bir fotoğraf yayınlamaya yönelik tüm baskının ortasında, sosyal medyada fotoğraf düzenlemenin kendi algıladığımız çekicilikle olumsuz yönde ilişkili olduğunu unutmayın . Kendimizi nesneleştirmemize ve karşılaştırmamıza neden olur, özgüvenimizi azaltır.

 

Simetrik yüz daha mı çekici?

Araştırmalar, yüz simetrisini tercih etme eğiliminde olsak da önemli olan tek şeyin bu olmadığını gösteriyor. Örneğin, bir çalışma simetrik bir yüzün çekiciliğinin büyük ölçüde kişinin genel sağlıklı görünümünden kaynaklandığını gösterdi .

 

Genel olarak çekicilik çok karmaşıktır ve yüz simetrisi temel faktör değildir. Aslında insanlar genellikle yüz simetrisinin tamamını rahatsız edici buluyorlar . Çoğu kişi için yüzün yapay veya tuhaf görünmesine neden olur ve insani niteliğini kaybeder.

 

Başkalarının bizi nasıl gördüğü

Aynaya baktığınızda ters çevrilmiş veya tersine dönmüş halinizi görürsünüz. Yani başkaları size baktığında ters olmayan görüntüyü görüyorlar, bu yüzden resimlerde farklı göründüğünüzü düşünebilir ve görünüşünüzü farklı seçebilirsiniz.

 

Ayrıca kendinizi eleştirme ve küçük asimetrileri fark etme olasılığınız herkesten daha yüksektir. Başkalarının asla göremeyeceği, kendi kendimize empoze ettiğimiz 'kusurlarımıza' odaklanıyoruz. Ayrıca insanlar ifadeniz, beden diliniz ve enerjiniz gibi resmin tamamına bakarlar.

 

Ayrıca kişiliğinizi bilen biri size baktığında bir yabancıdan tamamen farklı bir şey görebilir. Ancak genel olarak birine baktığımızda hepimiz farklı şeyler görürüz .

 

İnsanları çekici kılan şey nedir?

Gerçek şu ki neredeyse hiç kimse mükemmel simetrik bir yüze sahip değildir . Araştırmaların biraz asimetrinin çekiciliğimizi ortadan kaldırmadığını göstermesinin nedeni muhtemelen budur. Bunun yerine asimetri, olduğunuz benzersiz kişi olarak öne çıkmanızı sağlayacak karakter katar .

 

Dolayısıyla, beynimiz simetriyi takdir edebilse de, güzellik büyük ölçüde sembolik çağrışımla ilişkilidir ; tıpkı asimetriyle dolu sanat ve doğanın inanılmaz derecede güzel görünebilmesi gibi.

 

Genel olarak bir kişiyi çekici kılan şey, aşağıdakiler gibi birçok faktöre bağlıdır:

 

• Kültür
• Dünya görüşü
• Kişisel özellikler
• Fiziksel özellikler (koku, ses vb.)
• Şekil ve simetri
• Kişisel deneyimler ve tarih

Başlangıçta genellikle tamamen görünüşe odaklansak da, gerçek şu ki, birinin davranış şekli onun çekiciliğine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Mesela onların gülümsemesi sizde nasıl hissettiriyor? Güvenle yürüyorlar mı ve nezaketle konuşuyorlar mı? Simetrik bir yüz tek başına sizi daha çekici kılmayacaktır.

 

Nasıl daha çekici hissedeceğinize dair ipuçları

Bize sürekli olarak yeterli olmadığımızı söyleyen bir kültürde büyüdük . Bedenimiz, cildimiz, saçımız veya dişlerimiz olsun, her zaman bize değiştirmemiz söylenen bir şeyler var gibi görünüyor. Neyse ki, daha fazla harcamamızı sağlayacak tüm pazarlamanın ortasında, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmesi ve daha çekici hissetmesi için beynimizi yeniden eğitmeye çalışabiliriz.

 

Tarafsız düşüncelere odaklanın

İnsanlar her zaman 'olumlu düşünmemiz' gerektiğini söyler ama eğer bu kadar kolay olsaydı hepimiz bunu yapıyor olurduk. Bu nedenle, görünüşünüzle ilgili sevgi dolu düşünceler içinde 0'dan 100'e çıkmak yerine (alışık değilseniz zor olabilir), tarafsız ifadeleri deneyin. Örneğin, "Vücudumun hayatı deneyimlememe izin vermesine minnettarım", "Vücudum çok çalışıyor ve ilgiyi hak ediyor" veya "Yüzüme yargılamadan bakmayı deneyebilirim" vb.

 

Uygun ve doğru hissettiren bir cümle bulana kadar kelimelerle oynayın.

 

Günlük bir öz şefkat uygulaması geliştirin

Kendimize karşı daha şefkatli olmayı deneyeceğimizi söylemek kolay ama bunu uygulamaya koymak? Bu, tutarlı bir günlük alışkanlık yaratmak için biraz çaba gerektirir .

 

Bugün başlayabileceğiniz egzersizlerden biri, her sabah veya akşam kendiniz hakkında üç şefkatli şey yazmaktır. Vücudunuzla, kişiliğinizle ya da sadece kendiniz için yaptığınız iyi bir şeyin farkına varmanızla ilgili olabilirler . Önemli olan onu nazik, anlayışlı ve yargılayıcı olmayan bir şekilde çerçevelemektir. Örneğin, "Bugün zor bir şeyi hallettikten sonra dinlendiğim için kendimle gurur duyuyorum" veya "Bugün sosyal medyanın güvensizliği tetiklediğini fark ettim, bunu yönetmenin yollarını düşünüyorum."

 

Bize değerimizi hatırlatan küçük bir günlük alışkanlıkla, daha sağlıklı düşünceler üzerinde domino etkisi yaratabiliriz . Bunu bir alışkanlık haline getirmek için kendine şefkatli bir uygulama veya alıştırmalar içeren bir günlük almayı deneyin.

 

Kendinizi doğru insanlarla çevreleyin

Sosyal medyanın FOMO'ya, kaygıya, depresyona ve daha kötü bir öz imaja yol açabileceğini biliyoruz . Sizi tetikleyen hesapları silmeyi veya sessize almayı düşünün ve uygulamalara ara vermeyi deneyin.

 

Bunun yerine, etrafınızı sadece görünüşten daha fazlasına değer veren destekleyici arkadaşlarınızla veya gruplarla çevrelemeye odaklanın . Örneğin spor, müzik, yürüyüş veya sanat kulüpleri.

 

Biriyle konuşmak

Biz sosyal varlıklarız ve her şeyi kendi başımıza çözmeyi bekleyemeyiz. Bir destek sistemimiz olduğunu hissettiğimizde kendimizi daha iyi hissetmeye hazırız, bu nedenle bize ulaşıp destek istemekten korkmayın.

 

İster nazik bir arkadaşınızdan ister bir profesyonelden gelsin, nasıl hissettiğiniz konusunda açık olmak, tüm güvensizliklerinizi ve acınızı içinizde tutmanın yarattığı baskıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Bir terapist ayrıca daha sağlıklı başa çıkma araçları ve düşünceleri geliştirmek için sizinle birlikte çalışabilecektir.

 

Çekiciliğin simetrik bir yüz veya vücuttan çok daha fazlası olduğunu unutmayın. Birinin kişiliğinin ona bakış açınızı nasıl tamamen değiştirebileceğini bir düşünün. Mükemmellik konusunda endişelenmek yerine, özgüveninizi yüksek tutmanın yollarına odaklanın. Etrafınızı, zihinsel sağlığınız için faydalı olan şeylere önem veren insanlarla kuşatın.

 

Hangi yüz daha çekici: simetrik mi yoksa asimetrik mi?

Herkesin çekim algısı farklıdır; bu tamamen kişisel tercihlerinize ve kültürel etkilere bağlıdır. Geleneksel olarak simetrik yüzlerin daha çekici olduğu düşünülüyordu. Ancak asimetri benzersizlik ve karakter katabilir. Ayrıca herkesin bir miktar asimetrisi vardır.

 

İnsanlar asimetriyi fark ediyor mu?

Küçük asimetriler sıklıkla gözden kaçırılır. Üstelik bir kişinin fark ettiğini diğeri fark etmeyebilir.

 

Başkaları yüzümü nasıl görüyor?

Çoğu insan yalnızca yüz simetrinize veya belirli özelliklerinize odaklanmaz. Hepimiz insanları ve yüzlerini bütün bir varlığın ve kişiliğin parçası olarak görme eğilimindeyiz. Yani mükemmel simetrik bir yüze (veya mükemmel bir şeye) sahip olma konusunda endişelenmemize gerek yok.