Reklam
Reklam

Savcılık Tahir Elçi’nin Cenazesini ‘Terörist Cenazesi’ Diye Sunan Erkan Tan’a Takipsizlik Verdi!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, A Haber’de merhum Tahir Elçi’nin cenazesini “Terörist cenazesi” diye sunan Erkan Tan hakkında takipsizlik kararı verdi. CHP’li Mahmut Tanal’a tebliğ edilen kararın gerekçesinde, “basının geniş bir ifade özgürlüğüne sahip olduğu, eleştirel görüşlerin şiddeti övmediği sürece sert, agresif ve düşmane bir üslupla kaleme alınabileceği” belirtildi.

Savcılık Tahir Elçi’nin Cenazesini ‘Terörist Cenazesi’ Diye Sunan Erkan Tan’a Takipsizlik Verdi!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, A Haber’de merhum Tahir Elçi’nin cenazesini “Terörist cenazesi” diye sunan Erkan Tan hakkında takipsizlik kararı verdi. CHP’li Mahmut Tanal’a tebliğ edilen kararın gerekçesinde, “basının geniş bir ifade özgürlüğüne sahip olduğu, eleştirel görüşlerin şiddeti övmediği sürece sert, agresif ve düşmane bir üslupla kaleme alınabileceği” belirtildi.

Savcılık Tahir Elçi’nin Cenazesini ‘Terörist Cenazesi’ Diye Sunan Erkan Tan’a Takipsizlik Verdi!
17 Ocak 2021 - 14:33
Reklam
Reklam

CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Turkuvaz Medya Grubu bünyesindeki TV kanallarından A Haber’de sunduğu “Sabah Ajansı” programında Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesini, “PKK’lı teröristin cenazesi” gibi sunarak, kendisini de “PKK’lı teröristin cenazesine katıldığı” iddiasıyla hedef gösteren Erkan Tan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.

Tanal, şikayet dilekçesinde, program sunucusu Erkan Tan’ın, Elçi’nin cenaze törenine ait fotoğraf karesini, “…sonra ikinci fotoğraf, yine bir PKK’lı teröristin cenazesinden. Burada da CHP’li vekiller… Mahmut Tanal var…” şeklinde sunduğunu hatırlatmıştı.

SAVCILIKTAN ERKAN TAN’A TAKİPSİZLİK

CHP’li Tanal’ın şikayetini değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, A Haber sunucusu Erkan Tan hakkında takipsizlik kararı verdi.
Tanal’a tebliğ edilen kararın gerekçesinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nunyaptığı açıklama üzerine A Haber’de yapılan haber içeriğinde, Tanal’ın da yer aldığı ikinci fotoğrafa ilişkin olarak ‘PKK'lı teröristin cenazesinde Tanal’ın da bulunduğunun’ belirtildiği, bunun dışında Tanal’ın adının zikredilmediği ve Tanal’a yönelik herhangi bir suç isnadında bulunulmadığı savunuldu.

“ELEŞTİREL GÖRÜŞLER DÜŞMANE BİR ÜSLUPLA KALEME ALINABİLİR”

Basının kamuyu ilgilendiren konularda geniş bir ifade özgürlüğüne sahip olduğunun belirtildiği Başsavcılık kararının gerekçesinde, “eleştirel görüşlerin silahlı direnişe teşvik etmediği ve şiddeti övmediği sürece sert, agresif ve düşmane bir üslupla kaleme alınabileceği” dile getirildi.
Gerekçede, “İfade özgürlüğünün yalnızca lehte olduğu kabul edilen veya zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen bilgi veya düşünceler için değil, aynı zamanda devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsızedici bilgi ve düşünceler için de geçerli olduğu” belirtildi.

İFADEYE ÇAĞIRMAK BİLE BASINI BASKI ALTINA ALMAK OLUR
“Somut olayda kamuyu ilgilendiren konuda, basının haber verme ve kamuoyunun bilgi edinme hakkı kapsamında kalan güncel ve eleştirel mahiyette bir haber yapıldığının” savunulduğu gerekçede, “haberin şiddet içermediği ve şiddeti teşvik eder yönünün bulunmadığı; atılı hakaret suçunun oluşması için sarf edilen sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını içermesinin veya sövmek fiilini oluşturmasının gerektiği, haberin bu nitelikte olmadığı, ‘terörist cenazesine katıldı’ şeklindeki söylemin ceza hukuku anlamında terör örgütüyle ilişkilendirilme niteliği taşımadığı, salt terör örgütü mensubunun cenaze törenine katılmanın mevzuatımızda müeyyidelendirilmediği, haber içeriğinde müştekiye yöneltilmiş bir suç isnadı da bulunulmadığı, atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı” iddia edildi.
Tanal tarafından sunulan manevi tazminata ilişkin mahkeme kararının da atılı suçun oluşumu ve Ceza Hukuku yönünden emsal ve bağlayıcı yönünün bulunmadığının ileri sürüldüğü gerekçede, AİHM kararı hatırlatılırken, “gazetecinin yapmış olduğu haber ve yazmış olduğu yazının açıkça basın özgürlüğü kapsamında kalıp suç unsuru içermemesi halinde, ifadeye çağırılmasının bile basını ve basın mensuplarını baskı altına alacağı, bu nedenle suç unsuru içermeyen habere dayalı olarak şüphelinin ifadesine başvurulmasına gerek görülmediği” dile getirildi.

ŞİKAYET HAKKI ELÇİ’NİN AİLESİ TARAFINDAN KULLANILABİLİR
CHP’li vekil Mahmut Tanal’ın şikayet dilekçesinin içeriğinde yer verdiği “haber ile Tahir Elçi'nin cenaze töreninin terörist cenazesi gibi gösterilmeye çalışıldığına” ilişkin beyanına yönelik olarak ise Başsavcılık kararının gerekçesinde, “eylemin TCK'nın 130. maddesinde düzenlenen kişinin hatırasına hakaret suçuna vücut verebileceği, ancak bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının TCK m. 131/1-2.maddesi gereğince şikayete bağlı olduğu ve şikayet hakkının ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından kullanılabileceği, müştekinin (Tanal) şikayet hakkının olmaması ve şikayet hakkına sahip olanlar tarafından yapılmış usulüne uygun şikayetin bulunmaması nedeniyle TCK m. 73/1 uyarınca soruşturma ve kovuşturma imkanının olmadığı” aktarıldı.

CHP’Lİ TANAL SAVCILIK KARARINA İTİRAZ ETTİ

Bu arada CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın A Haber sunucusu Erkan Tan hakkında verdiği takipsizlik kararına itiraz etti. Tanal itiraz dilekçesinde, A Haber’deki programda gerçeğe aykırı ifadeler kullanıldığını hatırlattı. Dilekçesinde, söz konusu yayınla, izleyicilerde algı yaratmak suretiyle onurunu, şerefini ve saygınlığını rencide etmenin amaçlandığının açık olduğunu kaydeden Tanal, kovuşturmayayer olmadığına dair kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ifade etti. Görüntülerden de anlaşılacağı üzere şüphelilerin amacının ifade özgürlüğü kapsamında kalmadığının açık olduğunu vurguladığı dilekçesinde Tanal, haberlerin gerçeğe uygun olarak toplumu bilinçlendirmek için yapılmasının herkes tarafından arzu edilen bir durum olduğunu, ancak A Haber’de kendisi hakkında yapılan haberin doğru ve gerçeklikle bir alakasının olmadığını kaydetti. İtiraz dilekçesinde, şahsını terör örgütüyle ilişkilendirmeye yönelik özel bir çabanın sarfedildiğini belirten Tanal, onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek ‘olgu isnadının’ olmasının hakaret suçunun oluşabilmesi için yeterli olduğunu vurguladı.
Tanal dilekçesinde, Başsavcılığın kararıyla adalet inancının zedeleneceğini, şüphelilerin eylemlerinin cezalandırılmadığını düşünmesi nedeniyle çok daha cesur bir şekilde kişilerin onur, şeref ve saygınlığını yok sayacak davranışlarına devam etmesine neden olacağını belirtti.
 
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum