Harran Üniversitesi'nin yeni yüzü
haline gelen ‘Sürekli Proje Üretme Konsepti’dahilinde, İstanbul, Ankara,
Pamukkale Üniversiteleri ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğünden katılımcılardan oluşan
toplam 25 bilim insanını bir araya getiren, koordinatörlüğünü Harran
Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kasım Takım'ın üstlendiği Göbeklitepe
Araştırmaları Şemsiye Grubu, çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
Göbeklitepe'yi de
içerisinde barındıran ve bereketli hilal olarak gösterilen yukarı Mezopotamya,
insanlık tarihinin en kadim yerleşim yerlerinden birisi olarak
gösterilmektedir. Bölgede 11 farklı konumda antik çağa ait kalıntıların
bulunmasından sonra 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Taş
Tepeler Projesi başlatılmıştı.
Akademisyenler,
‘Taş Tepeler Projesi’ kapsamında Çakmaktepe, Sayburç ve Karahantepe’de
incelemelerde bulundular
Tarihin akışını
değiştirecek kazı alanlarında incelemelerde bulunan Rektör Prof. Dr. Mehmet
Sabri Çelik’in öncülüğündeki araştırma grubu üyelerine,Sayburç ören yerini,
kazı başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan, Çakmaktepe ören yerindeki gelişmeleri kazı
başkanı Doç. Dr. Fatma Şahin ve Karahantepe ile ilgilikazı başkanı Prof. Dr.
Necmi Karul, ören yerindeki çalışmalar hakkında bilgiler verdiler.
Kurulan şemsiye gruplarında
4 üst çalışma grubuna ait olmak üzere, toplam 14 alt çalışma grubu bulunmakta.
Bu grup sayesinde, Göbeklitepe ve Karahantepe kazılarından elde edilen
kalıntılar bilimin tüm disiplinleri açısından incelenerek; Göbeklitepe'de
yaşayan toplumun etnik, sosyolojik ve biyolojik yapısı ve günlük yaşam
biçimleri, dini inançları, beslenme tarzları ve doğayla olan ilişkileriortaya
çıkartılmaya çalışılıyor. Bu kapsamda antik DNA laboratuvarı ve karbon-14
laboratuvarı gibi büyük çaplı projelere imza atmak isteyen ekibin en büyük
hedefi; başta Göbeklitepe olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tüm
arkeolojik kazılara destek olarak bölge tarihinin bilinmeyenlerini gün yüzüne
çıkarmaya yardımcı olmaktır. Böylece Harran Üniversitesi’nin özellikle neolitik
kazılar için bir araştırma merkezi haline getirilmesi hedefleniyor.
Kazı başkanlarından
aldıkları bilgilerin önemine değinen Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Sabri Çelik; “Bu bölgede dünyanın tarihini değiştirecek eserler bulunmaktadır.
Bizde bu eserleri araştırmak amacıyla üniversitemizin önemli bilim insanlarıyla
bir çalışma grubu kurduk. Şemsiye grubu adını verdiğimiz çalışma
topluluklarımız farklı bilimsel çalışmalarda da bulunmaktalar.
Bu kapsamda çalışma
grubumuzla birlikte ilk olarak Çakmaktepe’yiziyaret ettik. Çakmaktepe,
Anadolu'da bilinen ilk yerleşim izlerini Göbeklitepe'den çok daha eskiye
götürüyor. Yerleşik yaşama geçmiş avcı-toplayıcıların Anadolu'da şimdiye kadar
tespit edilmiş en eski yerleşim alanıdır. İnsanlık tarihinde ilk yerleşik
hayata geçiş izlerine işaret eden yapıların tespit edildiği ve Harran
Üniversitemizin haritalandırma desteği ile katkı sağladığı kazı çalışması,
hızla devam ediyor.
Tarihi açıdan diğer
önemli ören yerimiz Sayburç yerleşimidir. Burası 2021 yılından bu yana
kazılmakta olan bir Çanak Çömleksiz Neolitik yerleşim olarak kendini
göstermektedir.
Çalışmalar İstanbul
Üniversitesi ve Şanlıurfa Arkeoloji̇ Müzesi işbirliğinde sürdürülüyor. Harran
Üniversitemizinyine haritalandırma işlemi ile katkı sağladığı bu kazıda; Hem yerleşme
hem de toplanma mekânı niteliğinde olan özel bir yapı ve gündelik yaşamın
geçtiği konutlar açığa çıkarılıyor.Özel yapılardan birinin içinde insan ve
hayvanlardan oluşan bir duvar kabartması var. Kabartmalar Şanlıurfa’da şimdiye
kadar bilinen en bütünlükçü resmi oluşturuyor. Tarih öncesi insanın yaşamına
dair ayrıntılı bilgiler veriyor.
En son olarak ta heyetimizle
birlikte 1997 yılında Harran Üniversitesi akademisyenlerimiz tarafından
keşfedilen Karahantepe kazı yerinde incelemelerde bulunduk. Bugüne kadar açığa
çıkarılan yapıların çanak çömleksiz Neolitik Dönem A evresinin sonu ile B
devresinin başına tarihlendiği düşünülmektedir.Buradan da
Göbeklitepe’dekilerine benzer şekilde T biçimli dikili taşlar çıkarılmış. Yüzey
taramaları ve jeomanyetik ölçümler sayesinde birbirinden farklılaşan 4 ayrı
kesimin olduğuna işaretler bulunan Karahantepe’de açıldıkça genişleyen
kireçtaşı yüzeyler kesilerek oyularak ya da düzleştirerek mükemmel mühendislik
sonucu yapılar için en uygun hale getirildiğini gördük.
Harran Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi başta olmak üzere, Veteriner Fakültesi, Güzel Sanatlar
Fakültesi, Tıp Fakültesi, Ziraat Fakültesi ve İlahiyat Fakültelerinden ilgili
öğretim üyelerinden oluşan şemsiye grubumuzla araştırmalarımız bölgede hız
kesmeden devam edecektir” diye konuştu.
Kaynak: HRÜ Kurumsal
İletişim Koordinatörlüğü
YORUMLAR