Reklam
Reklam

Vali Erin, Telabyad ve Resulayn’daki Son Durumu Anlattı

Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Barış Pınarı Harekatı ile terör örgütlerinden temizlenerek güvenli hale getirilen Telabyad ve Resulayn kentlerinde yapılan ve yapılacak çalışmalarla ilgili sivil toplum kuruluşu temsilcilerine bilgi verdi.

Vali Erin, Telabyad ve Resulayn’daki Son Durumu Anlattı

Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Barış Pınarı Harekatı ile terör örgütlerinden temizlenerek güvenli hale getirilen Telabyad ve Resulayn kentlerinde yapılan ve yapılacak çalışmalarla ilgili sivil toplum kuruluşu temsilcilerine bilgi verdi.

22 Kasım 2019 - 20:30
Reklam
Reklam

GAPTEM toplantı salonunda gerçekleştirilen bilgilendirme ve istişare toplantısına, Şanlıurfa’da yaşayan Suriyelilerin kurduğu sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleri ile Resulayn ve Telabyad Yerel Meclis Başkanları katıldı. Telabyad ve Resulayn’da terör örgütlerinin tahrip ettiği şehirlerden görüntülerin izlenmesiyle başlayan toplantıda konuşan Vali Abdullah Erin, harekatın başlamasından önce ve sonrasında Telabyad ve Resulayn’da yapılacak çalışmaları planladıklarını belirterek, Suriye Devletinin ve Suriye halkının 2011 yılından itibaren haksız bir muamele ile karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Suriye’yi bu hale getirenlerin kurtarıcı gibi ortalıkta dolaştığını ve asıl müsebbibin bu emperyalist sömürgeciler olduğunu kaydeden Vali Erin, “Hiçbir kayıpları olmadan, bölge çocuklarını birbirine düşürüp, onların ölümüne ve yok oluşuna sebep olanları kınıyoruz. Suriye halkı, karşı karşıya kaldığı bu yıkımı ve savaşı hak etmiyor. Orada yaşayan milyonlarca masum, mazlum ve hiçbir şeyden haberi olmayan insanların hiçbiri bu durumu hak etmiyor. Daha önce birçok İslam ülkesinde başlayıp, silsile halinde Suriye ile devam eden bu olaylardan sonra hayatını kaybeden, şehit olan tüm kardeşlerimizi rahmetle ve özür dileyerek anıyoruz. Suriye’de insanlığın yerin dibine battığını çok net şekilde hepimiz görüyor ve izliyoruz. Zenginlik ve bolluk içinde yaşayan ve dünyaya nizam vermek isteyen ülkelerin, milletlerin, devletlerin bu ölümlere sessiz kaldığını da görüyoruz. 2011’den bu tarafa Suriye halkının yaşadığı sıkıntı ve zorluklardan kurtulması için onlarla birlikte olan başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milletine, Kuveyt ve Katar gibi ülkeler başta olmak üzere yardım ve desteğini esirgemeyen, bir kısmı da bugün aramızda bulunan dernekler ve uluslararası kuruluşlara teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
Suriye’de 2011 yılından bugüne kadar yaklaşık 11 milyon insanın ülkesinden ayrılmak zorunda kaldığını, bir milyona yakın insanın da hayatını kaybettiğini hatırlatan Vali Erin, Suriye’nin birçok şehrinin de tahrip edilerek yıkıldığını söyledi. Suriye’nin, terör örgütlerinin yuvalandığı ve oyunlarını sahneledikleri, büyük ülkelerin de onları desteklediği bir hale geldiğini ifade eden Vali Erin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, 2011 yılından itibaren Suriye’nin ve Suriye milletinin yaşadığı zorluk ve sıkıntıda sonuna kadar Suriye halkının yanında olacağını deklare ettiğini hatırlattı.
 Türkiye’nin bu sözünü sadece söylemde bırakmadığını, bunu eyleme dönüştürdüğünü ve Suriyeli kardeşlerine her türlü yardım ve desteği sağladığını kaydeden Vali Erin, “Dört milyona yakın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yapmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Dört milyon kardeşimizin 500 binini de Peygamberler Şehri olan Şanlıurfamızda misafir ediyoruz. Bu kardeşlerimizin her türlü ihtiyaçlarını gidermeye, yaşadıkları travmayı hafifletmeye, çalışma çağındaki gençlere iş temin etmeye, geçinemeyecek durumda olanlara her türlü insani, gıda, barınma yardımı sağlamaya gayret ediyor, çaba sarfediyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin, olayların başladığı günden bu yana Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu ifade ettiğini ve aradan geçen süre içerisinde bu politikasında hiçbir değişiklik olmadığını dile getiren Vali Erin, Suriye topraklarının tamamının Suriye halkının olduğunu, Suriyelilerin özgürce ve geleceklerinden emin şekilde yaşayacakları toprakların Suriye topraklarını olduğunu söyledi.
Fırat’ın batısında ve doğusunda yapılan operasyonun Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamaya yönelik terör örgütlerine karşı düzenlendiğini hatırlatan Vali Erin, Türkiye’nin temel amacının bölgeye huzur ve barışı getirmek olduğunu ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir taraftan Suriye halkının kendi topraklarına güvenli halde dönmelerini sağlamaya çalıştığını diğer taraftan da Suriye sınırında terör kuşağı oluşmasına kesinlikle müsaade etmediğini kaydeden Vali Erin, Türkiye’nin temel amacının bölgeye barış ve huzur getirmek, DEAŞ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin oyun alanı olmaktan kurtarmak, bu topraklarda ve Türkiye’ye yakın bölgelerde yığılan terör gruplarını dağıtmak olduğunu dile getirdi.
Terörden temizlenerek güvenli hale getirilen o bölgeleri, insanların tamamının güven içinde yaşadıkları bir yer haline getirmeyi, Türkiye başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış Suriyelilerin tekrar özgürce yaşayacakları kendi topraklarına dönmesini sağlamak istediklerini kaydeden Vali Erin, 9 Ekim 2019 tarihinde başlayan Barış Pınarı Harekatı ile güvenli hale getirilen Telabyad ve Resulayn kentlerinin durumu hakkında bilgiler verdi.
Gerçekleştirilen harekatla terör örgütlerinden temizlenen Telabyad ve Resulayn’a Türk askerinin girmesiyle birlikte orada yaşayan insanların ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla insani yardım faaliyetlerinin hızla başladığını vurgulayan Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti:
Harekat sırasında şehadet makamına ulaşan Mehmetçiklerimiz başta olmak üzere Suriye Milli Ordusu unsurlarına, harekat sırasında ve sonrasında oraya hizmet götürmek amacıyla çalışırken şehadet makamına ulaşan kamu çalışanlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
O bölgenin yeniden inşaası, Suriye’nin derinliklerine kaçarak oraları terkeden, Türkiye’ye ve başka ülkelere giderek topraklarını terkeden kardeşlerimizin topraklarına dönüşünü hızlandırmayı, evlerine dönüşlerini sağlayacak şartları ortaya koyacak çalışmalara gece gündüz devam ediyoruz. Kamu kuruluşları olarak sürdürdüğümüz çalışmalarda bizlere destek olan İHH, Kızılay, Hayrat, Beşir Derneği ve diğer derneklerimize de teşekkür ediyorum.
Telabyad ve Resulayn’daki asıl manzara şudur: Resulayn ve Telabyad 2011’e kadar Suriye rejiminin denetiminde olan bölgelerdi. O tarihten sonra İŞİD’in kontrolüne giren bölgeler oldu. Oradaki halkın yıllarca baskı altında olduğu uzun bir dönem yaşandı. Ardından PKK terör örgütünün baskısı başladı. Bildiğimiz kuvvetler ve güçler tarafından bu topraklar İŞİD’den alınıp PKK’ya teslim edildi. 9 Ekim 2019’a kadar PKK terör örgütü büyük bölümü Müslüman ve Sünni olan oradaki halka yönelik Marksist, Leninist bir yaşam biçimini dayattı. Oradaki çocuklar ve halk aşırı ideolojik bir anlayışın altında kaldı.
Resulayn ve Telabyad’da altyapı olarak tabir edebileceğimiz hizmetlerin tamamı PKK terör örgütü tarafından tahrip edilmiş durumdaydı. Elektrik şebekeleri tahrip edilmiş, trafo merkezleri bombalanmış, çalışamaz hale getirilmiş, içme suyu kuyuları ve tesisleri tahrip edilmiş, kullandıkları okulların hepsinde tüneller açmak, duvarları yıkmak, malzemeleri kırmak dökmek suretiyle kullanılamaz hale getirilmiş, Camiler başta olmak üzere kamu binalarının tamamı tahrip edilmiş, caddeler sokaklar kullanılamaz hale gelmişti. Her tarafta yanmış araçlar, molozlar bulunuyordu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölgeye girmesiyle birlikte büyük oranda insansızlaşan Resulayn ve Telabyad’a hızlı şekilde insanlar dönmeye başladı ve dönüşler hızlı şekilde devam ediyor.
Suriye’deki Resulayn ve Telabyad kentlerini yönetecek, Suriyelilerden oluşan meclislerin teşekkül edildiğini, hizmet sunacak tüm kurum kuruluşların altyapısının hazırlanmaya başladığını, ihtiyaç duyulan yeni binaların inşa etmeye yönelik çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini aktaran Vali Erin, Telabyad ve Resulayn’da görev yapacak, biner kişilik Polis teşkilatı oluşması için de hazırlıkların başladığını ifade etti.
Her iki kentin elektrik şebekelerinin ve trafolarının tamir edildiğini, yeni kuyular açmak suretiyle içme suyu ihtiyacının giderildiğini belirten Vali Erin, Gençlik Spor, DSİ, AFAD, Kızılay, Sağlık ve diğer tüm kurum kuruluşların planladıkları çalışmalara hızlı şekilde devam ettiğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı’nın Kızılay’ın da destekleriyle ilk günden itibaren her iki kentteki hastanelerin bakımını kısmen yapmak suretiyle girdiğini ve sağlık ve tedavi hizmetlerinin verilmeye başladığını dile getiren Vali Erin, “Bugüne kadar Telabyad ve Resulayn’da yapılacak çalışmalarla ilgili projeler hazırlandı. Bir kısmı tamamlandı, bir kısmıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Eğitim, sağlık, altyapı, gençlik, çocuklar ve kadınlara yönelik uygulanacak çok sayıdaki projenin bir kısmı tamamlandı. Bir kısmı da bir hafta içinde tamamlanarak faal hale gelecek” dedi.
İnsani yardımların ilk günden itibaren hem şehir merkezlerine hem de kırsal bölgelere AFAD koordinasyonunda ulaştırıldığını belirten Vali Erin, her şeyin insani yardımdan ibaret olmadığını, amaçlarının ve hedeflerinin her iki kentin de tarihi geçmişlerine yakışır şekilde, orada yaşayan tüm insanların, Arapların, Kürtlerin, Yezidilerin, Süryanilerin ve diğer tüm insanların barış içinde, kardeşçe yaşayabilecekleri şehirlere dönüştürmek istediklerini söyledi.
Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti:
Başından beri üzerine düşen sorumluluğu sonuna kadar, Cumhurbaşkanımızın riyasetinde yerine getirmeye devam ediyoruz. Sizlerin ve diğer uluslararası kuruluşların, vakıfların, derneklerin bu hayırlı hizmete ortak olmasını istiyor, burada insanlığa yardımcı olmak isteyenlerin hepsine kapımız açıktır. Birlikte, oradaki kardeşlerimizi, bacılarımızı rahatlatmaya, insanca yaşatamaya yönelik yapabileceğimiz çok şeyler var. Tekliflerinize ve hazırladığımız projeleri sizlere açıklamaya hazırız. Birlikte ve ayrı ayrı bu işleri yapmaya hazırız. Ama daha önce de söylediğimiz gibi, Suriyeli kardeşlerimize evsahipliği yapmaktan ve onlara yardımcı olurken harcadığımız kaynak miktarını dikkate almadan, sadece Allah rızası ve kardeşlik hukukunun gereği olarak, hiç para hesabı yapmadan ve hiç dilenmeden üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Bunun karşılığında devlet ve millet olarak beklediğimiz Allah rızasından başkası değildir. Bu çerçevede kalmak koşuluyla uluslararası kuruluşlar, vakıflar ve derneklerin hepsine kapımız açıktır. Karşılıklı yardımlaşmaya ve işbirliğine açığız.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm dayatmalara, zor durumda bırakılmak istenmesine rağmen bugüne kadar avucunu kimseye açmadı, bugünden sonra da açmayacaktır İnşallah. İşbirliği ayrı bir şey. Allah rızası için katkı sunmak isteyenlerin niyeti ayrı bir şeydir. Şanlıurfa’da 9 yıldır yaşayan Suriyeli kardeşlerimize yönelik olarak Kuveyt’ten, Katar’dan gelen birçok hayır kuruluşu bunu yaptı.
Toplantıya katılan Suriyeli STK temsilcilerine teşekkür eden Vali Erin, “İlginiz ve yoğun katılımınız için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Hayalimizdeki Telabyad’ı, Resulayn’ı ve Suriye’yi Allah’ın izni ve yardımıyla gerçekleştireceğiz” dedi.
Toplantı, Suriyeli STK temsilcilerinin sorularının cevaplanması ve yapılan istişarelerin ardından sona erdi.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum