Reklam
Reklam

İkizdere Direnişine CHP'Lİ Vekillerden Destek

İkizdere Direnişine CHP'Lİ Vekillerden Destek

İkizdere Direnişine CHP'Lİ Vekillerden Destek
30 Nisan 2021 - 13:13
Reklam
Reklam

DEVLETİN KORUMADIĞI DOĞAYI İKİZDERELİ KADINLAR KORUYOR!

CHP’li vekiller Mahmut Tanal ile Mustafa Adıgüzel, Rize’nin İkizdere ilçesinde Cengiz İnşaat’ın açmak istediği taş ocağına karşı günlerdir doğa nöbeti tutan vatandaşlara destek için bölgeye geldi.

Tanal, Devletin korumadığı alanları vatandaşların koruduğunu belirterek, “Devletin, Çevre Kanunu’nun 30. maddesine göre hareket eden İkizdere direnişçilerini ödüllendirmesi, madalya vermesi lazım” dedi.


CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal ile CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Rize’nin İkizdere ilçesindeki doğa harikası İskencedere Vadisi’nde Cengiz İnşaat tarafından açılmak istenen taş ocağına karşı günlerdir direnen yöre sakinlerinin doğa nöbetine destek verdi. Tanal ve Adıgüzel’e CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz de eşlik etti.

DEMOKRATİK HAKLARINI KULLANAN KADINLARA KÖTÜ MUAMELE
Nöbet alanından izlenimlerini paylaşan CHP’li vekil Mahmut Tanal, barışçıl yöntemlerle demokratik haklarını kullanan İkizdereli kadınların joplanarak, biber gazı sıkılarak kötü muameleye tabi tutulduğunu söyledi.

TELEFONLARI ZORLA ALARAK SUÇ İŞLİYORLAR

Jandarma müdahalesinde vatandaşların elinden zorla telefonları alınarak çekilen görüntülerin silindiğini belirten Tanal, “Bir defa telefona el koymak mahkeme kararıyla olur. Görüntüleri silmek, suç delillerini yok etmektir. Zorla telefonu almak suçtur. Bu vesileyle cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyorum” dedi.

DEVLETİN VATANDAŞI ÖDÜLLENDİRMESİ LAZIM
Taş ocağı açma bahanesiyle yok edilmek istenen İskencedere Vadisi’ne sahip çıkan vatandaşların aslında kamu görevi ifa ettiğini dile getiren Tanal, “Devlet, Çevre Kanunu’nun 30. maddesine göre hareket eden İkizdere direnişçilerini ödüllendirmesi, madalya vermesi lazım. Devletin korumadığı alanları vatandaş koruyor. Anayasa’nın 56. Maddesine göre çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin görevidir. Çevreyi yok etmenin hiçbir gerekçesi olamaz. Hiçbir hak yaşam hakkının üzerinden değildir. Vatandaşın yaşam hakkı ihlal ediliyor. Sağlıklı çevrede yaşamak herkesin hakkıdır. Doğayı kullanmak, çevreyi yok etme hakkı vermez. Çevre hiçbir şeye feda edilemez” ifadelerini kullandı.

YABAN HAYVANLARI KAÇIYOR

İkizdere’deki İskencedere Vadisi’nin UNESCO tarafından dünyada korunması gereken 254 vadi listesine eklendiğini aktaran Tanal, İskencedere Vadisi’nde taş ocağı için başlatılan çalışmaların telafisi imkansız zararlara yol açtığına dikkat çekerek, şunları anlattı: “Balıkların geçiş yolu kapatıldı. Yazın ve kışın yer değiştiren balıkların yumurtlama, yaşam alanlarına zarar verildi. Bu yörede ilaç olarak kullanılan bal üretimine darbe vuruluyor. Arıcılık bitiriliyor. Çay bahçeleri yok ediliyor. Vatandaşın evi tahrip ediliyor. Doğa harikası olan vadi, yaban hayatının en yoğun olduğu bölgelerden biridir. Çengel boynuzlu dağ keçisi, geyik, karaca, bozayı, yaban domuzu, saka, kızılgerdan, doğan, tilki, bu yöreye özgü kuş türlerinden dağ horozu… Yaban hayvanları gürültü sesinden dolayı yaşam alanlarını terk edip başka yerlere gidiyorlar. Yabancı oldukları yerlerde de hayata tutunamıyorlar. Rize’nin simgesi atmacalar dahi gidiyor.”

MUSLUKLARDAN ÇAMUR AKIYOR
Gürdere, Cevizli ve Ilıca gibi köylerde yaşayan vatandaşların içme suyu ihtiyaçlarını taş ocağı çalışmalarının yürütüldüğü vadiden temin ettiğini belirten Tanal, “Borulardan kirli, çamurlu su akıyor. Vatandaşlar parayla su alıyor. Yine hayvanlar da çamur akan suyu içemiyor. Bu yüzden köylüler besledikleri hayvanları için de su satın alıyor. Hayvancılığı öldürüyorlar.Su yatakları da yön değiştiriyor. Bu gidişle vatandaşlar köylerinden göç etmek zorunda kalacak. Su temel, öncelikli bir haktır. Doğada bulunan tüm canların hakkıdır. Bu hak feragat edilemez, bu hakka dokunulamaz. Devletin yeterli ve kaliteli su sağlama görevi vardır” ifadelerini kullandı.

ÇED RAPORU NEDEN İSTENMİYOR?

CHP’li vekil Mahmut Tanal, İkizdere İşkencedere Vadisi’nin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olduğunu kaydederek, “Her yerde ÇED raporu gerekirken burada ‘ÇED raporuna gerek yok’ diyorlar. Tabiat ve kültür varlığı böyle mi korunuyor? Ayrıca alternatif taş ocağı varken gelip bu güzelim bölgeyi taş ocağına çevirmek istiyorlar. Taş ocağının arkasına sığınıp sanki maden arıyorlar” şeklinde konuştu.

CHP’Lİ ADIGÜZEL: BURANIN ÜSTÜNÜN ALTINDAN KIYMETLİ OLDUĞUNU ANLATAMADIK
İkizdere’deki doğa mücadelesine destek için gelen CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise doğa alanlarını tahrip etmeye yönelik girişimlerin Karadeniz Bölgesi’nin genel bir sorunu olduğunu vurguladı. Artvin’den Samsun’a kadar bazen taş ocağı, bazen HES, bazen altın madeni olarak sorunun karşılarına çıktığını belirten Adıgüzel, “Bir türlü buranın üstünün altından kıymetli olduğunu anlatamadık bu insanlara. Üstteki tarım alanlarından, fındık bahçelerinden, çay bahçelerinden elde edilecek gelirin altından çok daha fazla olduğunu dinletemiyoruz. Ordu’da da Cerattepe’de de şahit olduğumuz: Ocaklarda yapılan çalışmalar, patlamalar, bütün su kanallarını değiştiriyor. Eski su yatakları yerinden oluyor. Su kaynakları olumsuz etkileniyor. Tarım alanları, evler kullanılamaz hale geliyor” dedi. 

CHP’Lİ BAŞKAN SALTUK: TÜM KARADENİZ SALDIRI ALTINDA
CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz de sadece İkizdere’nin değil Karadeniz’in tüm doğasına karşı bir saldırının başlatıldığını vurgulayarak, “Yaylalar, dereler, ormanlar, Karadeniz’de yeşile, doğaya ait ne varsa hepsi saldırının, yağmanın işgali altında. Çok uzun zamandan beri devam eden bir hadise. Etrafta kesilmiş ağaçları görüyoruz” bilgisini verdi.

MEVCUT TAŞ OCAĞI VARKEN VADİ ISRARININ SEBEBİ NE?
İkizdere Dernekler Federasyonu Başkan Yardımcısı İsmet Ekşi, daha uygun bir noktada mevcut ruhsatlı bir taş ocağı varken maliyet ve ulaşım zorluğuna rağmen İskencedere Vadisi’nde taş ocağı açılmak istenmesinin akıllarda soru işareti yarattığını kaydederek, “Daha ötede devletten ruhsat alınan bir taş ocağı var. Ama o ocak değil de niye burası? 30 kilometre yukarı gelip de bu vadiyi yok edip… Buradan nakliyesi daha pahalı, lojistik zorluğu var. Mevcut olan taş ocağı kullanılsa çevre tahribatına bu kadar sebebiyet verilmez. 100 dönüm tahrip olacak. Bu yeşilliğin hiçbirisi olmayacak. Mevcut yer varken neden burası?” diye ordu.
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum