Reklam
Reklam

Hizb-ut Tahrir Mensuplarına verilen cezalara tepki geldi

İstanbul İstinaf Mahkemesi’nin, 2017’de Köklü Değişim Dergisi’nin düzenlemeyi planladığı fakat mülki idarenin engellemeleri sonucu “yapılamayan” “Dünya Hilâfet’e Neden Muhtaç?” başlıklı konferans için yerel mahkemenin verdiği ceza kararına yapılan itirazı hiçbir “gerekçe göstermeden” reddederek yerel mahkemenin verdiği cezaları onamasıyla sistematik olarak sürdürülen yargı zulmüne toplumun çeşitli kesimlerinden tepki yağıyor.

Hizb-ut Tahrir Mensuplarına verilen cezalara tepki geldi

İstanbul İstinaf Mahkemesi’nin, 2017’de Köklü Değişim Dergisi’nin düzenlemeyi planladığı fakat mülki idarenin engellemeleri sonucu “yapılamayan” “Dünya Hilâfet’e Neden Muhtaç?” başlıklı konferans için yerel mahkemenin verdiği ceza kararına yapılan itirazı hiçbir “gerekçe göstermeden” reddederek yerel mahkemenin verdiği cezaları onamasıyla sistematik olarak sürdürülen yargı zulmüne toplumun çeşitli kesimlerinden tepki yağıyor.

Hizb-ut Tahrir Mensuplarına verilen cezalara tepki geldi
07 Haziran 2022 - 20:20
Reklam
Reklam

Köklü Değişim Dergisi tarafından 5 Mart 2017’de İstanbul’da gerçekleştirilmesi planlanan “Dünya Hilafete Neden Muhtaç?” başlıklı konferans hiçbir makul gerekçe gösterilmeden engellenmiş, konferans konuşmacıları hakkında yargılama başlatılmıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından başlatılan yargılamada; konferans konuşmacılarından olan Mahmut Kar, Osman Yıldız, Abdullah İmamoğlu ve Musa Bayoğlu hakkında toplam 31 yıl 3 ay ceza verilmişti. Daha sonra bu hukuksuz karar İstinaf Mahkemesi’ne götürülmüştü. İstinaf Mahkemesi de Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir yargılamalarındaki hukusuzluğa dikkat çekerek verdiği 9 ayrı hak ihlali kararına rağmen cezaları gerekçe göstermeden onadı.

Konferansın konuşmacılarına bile konuşmaya fırsat vermeden ceza yağdırılması yargı zulmü olarak nitelendirildi ve toplumun çeşitli kesimlerinden yazar, gazeteci, kanaat önderi ve medya temsilcileri bu karara tepki gösterdi.

Yargı zulmüne karşı tepkiler şu şekilde:

Gazeteci Hakan Albayrak: “Şiddetin Ş’sine Dahî Bulaşmayan Hizb-Ut Tahrir’e Terörist Yaftası

Karar Gazetesi’nde bugün yayımlanan “İstinaf Mahkemesi’nin ‘Hilafet Konferansı’ Kararı” başlıklı yazısında Gazeteci Hakan Albayrak, yargılama sürecinden bahsettikten sonra yargı garabetine şöyle tepki gösterdi:

Şiddetin ş’sine dahî bulaşmayan Hizb-ut Tahrir’e terörist yaftası yapıştırması, dünyanın hilafete muhtaç olduğu fikrini örgütlü bir şekilde savunuyorlar diye insanlara terörist muamelesi yapması inanılır şey değil.”

“Fikir ve ifade hürriyeti nerede?” diye soran Albayrak, yazısında şu ifadelere yer verdi:

Hilafete istediğiniz kadar karşı olun ve hilafetçilere istediğiniz kadar buğzedin; görüşlerini size zorla kabul ettirmeye kalkışmadıkları müddetçe onlara tahammül etmeye mecbursunuz!

Avukat Mustafa Kocamanbaş: “Yaptım Oldu Yargısı İş Başında”

İstinaf mahkemesi yapılmayan konferansa verilen cezaları onamış,

Gerekçe; yazmaya zahmet edilmemiş,

Yaptım oldu yargısı iş başında,

Bu yapılan adaletsizliktir, vurdumduymazlıktır,

Türk yargısı bu kararlarla ileriye değil ancak geriye gider.”

Gazeteci, Program ve Belgesel Yapımcısı Adem Özköse: “Bu Akıl Almaz Bir Yargı Zulmüdür”

İstanbul'da ‘Hilafet’ ile ilgili düzenlenmek istenen ve valilik tarafından izin verilmeyen konferansın 4 konuşmacısına verilen 31 yıllık ceza istinaf tarafından da onaylamış. Bu açık bir adaletsizlik ve hukuksuzluktur. Bu akıl almaz bir yargı zulmüdür.”

Gazeteci Tayyar Tercan: Yapılmamış Bir Konferans Yüzünden Ceza Vermek?

Milat Gazetesi Yazarı Tayyar Tercan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada karara tepki gösterdi:

Yapılmamış bir konferans yüzünden ceza vermek?

Bu ülkede LGBT bile ‘onur yürüyüşü’ adı altında propagandasını yapabiliyorken, inanan insanların Hilafet üzerine yapmak istedikleri bir konferansı, üstelik yapmasını da yasaklayarak ceza vermek hangi hukuk ve vicdana sığar?”

Sosyolog, Araştırmacı-Yazar ve Gelecek Partisi Kurucu Üyesi Bahadır Kurbanoğlu:

“Anayasa Mah., Hizb-ut Tahrir’le ilgili kararında ‘terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak ilgili ve yeterli bir değerlendirme yapılmamıştır’ demişti.

Umarız Yargıtay, klasik devlet ezberinden sıyrılıp kararını ifade özgürlüğü çerçevesinde verir.”

Araştırmacı-Yazar Ahmet Turgut Ulucak: “Müslümanlara karşı yıldırma politikası sürüyor”

Cahiliyenin hüküm sürdüğü, fahşanın fütursuzca işlendiği mekanlarda hilafet istemek hangi gerekçeyle suç olur?

Müslümanlara karşı yıldırma politikası sürüyor.

Seküler sistemlerin zulüm dışında bir şey üretmesi mümkün değildir.

Kardeşlere Allahtan haklarında hayr olanı diliyorum.”

HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük: “Adalet göğün direğidir, yıkılırsa gökyüzü yerinde duramaz.”

Sosyal medya hesabından davanın karar metinini paylaşan Elibüyük, “Adalet göğün direğidir, yıkılırsa gökyüzü yerinde duramaz.” İfaderiyle yargı zulmüne tepki gösterdi.

Yeni Şafak ve Diriliş Gazetesi Yazarı-Aktivist Yaşar Yavuz: “Şaka Felan Değil!”

Yavuz, Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar’ın hukuksuz yargı kararı hakkındaki açıklamalarını alıntılayarak şöyle tepki gösterdi:

Şaka falan değil!

Yapılamayan bir konferans sebebiyle @mk_mahmutkar ve arkadaşlarına ceza verilmiş!

Tweet bu kadar.”

Mazlum-Der İstanbul Eski Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar: “Direnen Muvahhidlere Muvaffakiyet Ver”

Bu sistem kendine dahil ve sadık kılamadıklarını sürekli bir tedirginliğe muhatap eyler. Bunu bir güvercin tedirginliği ile karşılayıp direnen temiz pak, muvahhid ve mücahitlere istikamet ve mukavemet üzere muvaffakiyet ver. Katından bir sekine, yardım ve Rahmet ihsan eyle yâ Rabb!

Edirne İslam Gençliği Derneği Başkanı Habil Mert: “Yazıklar Olsun”

Hilafeti öven diziler yapacaksın sonra da, Hilafet isteyenleri zindana atacaksın!

Yazıklar olsun.”

Habil Mert başka bir paylaşımdan ise: “Müslümanca yaşamak istemenin bedelini kimler ödetiyor?” ifadelerini kullanarak karara tepki gösterdi.

Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği (TÜRKİSTANDER) Başkanı Burhan Kavuncu: “Zorbalıkların Örneği”

Hukuk devleti: Hakk’ın hakimiyeti,

Kanun devleti: Hukuka uymasa da yasaların hakimiyeti,

Zorba devlet: Güçlülerin keyfi yönetimi.

Hizb-ut Tahrir davası mahkemelerin bile kanunları çiğnediği zorbalıkların bir örneği oldu.”

İslam Hukuku Dr/Avukat Mehmet Akif Can: “Çifte Standart”

Halife II. Abdulhamid’in hayatının ve Hilafet’in anlatıldığı “Payitaht” dizisinde Tahsin Paşa karakterini canlandıran Bahadır Yenişehirlioğlu ve dizinin sosyal medya hesabını etiketleyen Can ise yargı kararına şöyle tepki gösterdi:

Türkiye’de çifte standardın hukukta nasıl tebarüz ettiğinin örneği… Payitaht dizisinin oyuncuları dikkat etsinler, her an hilafeti övmekten yargılanabilirler!

@Yenisehirlioglu

@PayitahtEsFilm

İslama Çağrı Derneği Başkanı Nihat Çam: “Verilerin Cezalar Dayatma”

“HEYHAT MİNEZ ZİLLE” ZİLLET BİZDEN UZAKTIR. Hilâfeti yani ‘Allah azze ve celle in hükmünü’ istemekten daha onurlu bir duruş olabilir mi ? Verilen cezalar, dayatma... muttaki Müminlerin ancak imanını artırır…

 حسبنا الله ونعم الوكيل (Hasbunallahi ve nimel vekil)

Anadolu Gençlik Derneği İstanbul İl Başkanı Mehmet Yaroğlu: “Konuşamamak Dahi Suç”

Yargı kararıyla ilgili haberi alıntılayan Yaroğlu, tepkisini şu şekilde beyan etti:

Müslüman topraklarında hilafeti istemek, konuşmak hatta konuşamamak dahi suç...

Avukat Zeki Ulukan: “İnsanlar Düşüncesini İfade Etmeden Bile Ceza Veriliyor”

"‘Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir’ diye Anayasa maddesi var ama insanlar düşüncesini ifade etmeden bile ceza veriliyor.

Düşünce suçu devam ediyor herhalde.”

Avukat Emre Sert: “Hilafet konusunu, reyting ve para için televizyon dizilerinde yayınlamak suç değil ama konferanslarda anlatmak suç öyle mi?”

“Allah demenin yasak olduğu dönemden #hilafet demenin yasak olduğu döneme geçtik.

Hilafet konusunu, reyting ve para için televizyon dizilerinde yayınlamak suç değil ama konferanslarda anlatmak suç öyle mi?”

#GerekçeYokZulümVar

Avukat Bilal İpek: “Adaletin Zerresi Kalmamış Memlekette”

Adaletin zerresi kalmamış memlekette. Yargı tamamen talimatla yürütülür olmuş. Hizb-ut Tahrir’den olan kimseler yapmayı düşündükleri konferanstan dolayı ceza alıyor. Ve bu ceza istinafça onanıyor!

Yapmadıkları konferanstan dolayı...

Yargıyı serbest bırakın!

Hisbe Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Oruç: “Fiile Dökülmemiş Konferanstan 31 Yıl”

Komünist parti mensubunun komünizmi istemesi meşru, Müslümanın hilafeti istemesi hapis… Üstelik gerçekleşmesine izin verilmemiş fiile dökülmemiş bir konferanstan dolayı 31 yıl.” #GerekçeYokZulümVar

Gazeteci-Yazar Şükrü Hüseyinoğlu: “AKP Hükümeti, Müslümanların Önünü Açmaya (!) Devam Ediyor”

“AKP hükümeti, Müslümanların önünü açmaya (!) devam ediyor.

Bir konferansa bu kadar ceza. Hem konferansı engelle, hem de katillere vermediğin cezayı sırf konferans yapacaklar diye bu Müslümanlara ver.

Milleti CHP öcüsüyle korkutuyorsunuz, fakat siz de ondan aşağı kalır bir öcü değilsiniz.

Rabbim, zulüm düzenince hapis cezaları onaylanan kardeşlerimizin yardımcısı olsun.”

İzmir Özgün-Der Kemal Songür: “Ürettiğiniz Kanunlara Bile Sadık Değilsiniz., Veyl Olsun...”

“İslam'a teslim olduğunu ifade eden her tutarlı-samimi insan müslimce bir hayat/yönetim/işleyiş/devlet ister ve bunun için çaba sarf eder…

Müslümanların İslam'a teslim olmasını ve bu iddialarını dillendirmesini yasaklayarak suç sayıp ceza vermek aslında İslam'ı bu topraklarda yasaklı bir din olarak ilan etmektir...

T.C rejimi-sistemi kuruluş felsefesi olarak İslam'ı, Müslimleri hiçbir zaman hazmetmedi ve bu hazmı sistemden beklemek devenin iğne deliğinden geçmesini beklemek gibi absürt bir beklentidir...

Lâkin., batılda olsa her sistemin yazılı sözlü kanunları vardır ve hele modern dünyada kendi elleriyle ürettikleri ve kayda geçirdikleri kanunlara-kurallara uyulmasını her sistem ister ve bunun görece takipçisi olur.., elbette biz Müslümanlara göre bâtıl olan laik-seküler sistemin kendi ürettiği -şiddete bulaşmamak kaydıyla her insan-vatandaş düşüncelerini ifade etmekte özgürdür- şeklindeki sözüm ona evrensel kanunları bile ters yüz ederek adeta alay edercesine cezalar yağdırmasının tek anlamı vardır., o da Müslimler bu özgürlüğün dışındadır demektedirler...

Adalet beklemiyoruz velâkin ürettiğiniz kanunlara bile sadık değilsiniz., veyl olsun...”

İnsan ve Medeniyetler Hareketi Derneği’nden Şahin İbrahim Güleryüz Hoca: “Allah’ın Hesabı Çok Şiddetlidir”

Her sapkınlığın özgürce konuşulduğu hatta yaşandığı bu topraklarda Allah’ın emri olan Hilafet meselesini konuşanların böyle cezalandırılması bunu yapanlara ancak bela ve ağır bir ceza olarak döner.

Siz ey iktidar sahipleri Allah ve Rasul’üne savaş mı açıyorsunuz yada savaş açanlara hizmet mi ediyorsunuz.

Allah’ın hesabı çok şiddetlidir.

Bunu unutmayın.”

Tefekkür Kelâm Araştırmaları Merkezi’nden Yazar Melikşah Sezen: “Adaleti İşletmeyen Hukuk, Yok Hükmündedir”

“‘Dünya hilafete muhtaç’, ‘Müslümanların hilafete ihtiyacı var’, ‘Halifelik müessesesinin olmadığı yerde Müslümanın vahdeti olmaz’ demek, bunların hakikatini ifade ve müdafaa etmek ne zamandan beri suç oldu?

Adaleti işletmeyen hukuk, yok hükmündedir.”

#GerekçeYokZulümVar

Ayrıca İstinaf Mahkemesi’nin aldığı bu hukuksuz karar bir çok haber sitesi ve medya kuruluşu tarafından da haberleştirildi. #GerekçeYokZulümVar etiketine on binlerce tweet atıldı ve yargı zulmü Türkiye gündeminde ilk sıraya yerleşti. 

Karar sonrası yargı zulmüne maruz kalan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Köklü Değişim Yazarı İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu ve Köklü Değişim Dergisi Yazarı Osman Yılduız sosyal medya hesaplarından kısa bir video yayınlayarak yapılan zulmü kamuoyu ile paylaştı. Yazarlarımız ayrıca videolarda gerek arayarak gerek sosyal medya hesabından yargı zulmüne karşı destek verenlere teşekkür ettiler.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • 2 yıl önce
    İslamın merkezliyini yapmış bir ülkede hilafet istemek kadar doğal ne olabilir ki.bu cezaları veren zihniyet batıya hizmet eden bir zihniyettir bir müslüman olarak bende hilafet istiyorum