Toplumsal sorunlar karşısında görev elbette devletlere düşmektedir. Zira toplumu sevk ve idare eden devletlerdir. Olması gereken bu iken görüyoruz ki devletler, uyuşturucu kullanımının ve ticaretinin önüne geçmek için etkili adımlar atmamakta hatta perde ardından uyuşturucu ticaretini kendi menfaatleri doğrultusunda desteklemektedir.
Uyuşturucu kullanım sebeplerini doğru teşhis etmeksizin, nedenleriyle değil de sonuçlarıyla mücadele ederek madde bağımlılığının önüne geçmek imkânsızdır. Sentetik madde bağımlılığının temelini kapitalist ilaç firmaları atmış, dünyayı morfin ve eroin ile uyuşturmuştur.
Aç gözlü, doymak bilmeyen ve dünya hayatındaki varlığını hayattan zevk almaya bağlayan bir düşünce yapısı hem uyuşturucu kullanımının hem de uyuşturucu ticaretinin esasını oluşturmaktadır ki bu düşünce yapısı kapitalizmin insanlığa zerk ettiği bir zehirdir.
Hayattan olabildiğince zevk almaya odaklı yaşam tarzı, medyayı, sosyal medyayı, beğeniyi, paylaşımı, görünür olmayı, farklı olmayı, her şeyi tatmayı, her şeyi yaşamayı ve hesap vermemeyi beraberinde getirmiştir.
2020 Dünya Uyuşturucu Raporuna göre 270 milyon insan madde bağımlısıdır. 35 milyon insan tedaviye muhtaç durumdadır. Her yıl 585.000 kişi uyuşturucu kaynaklı nedenlerden hayatını kaybediyor.
İçki ve uyuşturucunun İslam’a göre haram olmasına rağmen halkı Müslüman olan ülkelerdeki durum dünya genelinden çok da farklı değil. Ülkemizde 18.260.000 kişi alkol kullanıyor. Sakinleştirici ve uyuşturucu kullananların sayısı ise 8.300.000 kişi.
İşte bu korkunç rakamlar tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bu rakamlara rağmen gerek dünyada gerekse de ülkemizde tedavi merkezlerinin yetersizliği, tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar, fikri ve ruhi bakış açısının verilememesi, bırakanların tekrar başlaması tedavi yöntemlerinin de başarısız olduğunu gösteriyor.
Peki, uyuşturucu trafiğiyle alakalı korkunç rakamlar önümüzdeyken neden uyuşturucu bağımlılığının önüne geçilemiyor? Nasıl oluyor da küçücük çocuklar ya da lise ve üniversite gençleri uyuşturucuya bu kadar kolay ulaşabiliyor? Uluslararası anlaşmalara, iletişim araçlarına, devletlerin muhteşem diyebileceğimiz imkânlarına rağmen neden bağımlılık sayıları her yıl artış gösteriyor? Bağımlılıktan nasıl mücadele edilmeli ve bu sorunun köklü çözümü nedir?
İşte bu sorunların cevaplarını bulmak ve kamuoyuna taşımak adına Köklü Değişim Gençlik Kolları olarak “İslami Davet Durmaz!” sloganı ile başladığımız 2020-2021 dönemi kamuoyu çalışmalarımızın ilki olan “Gençliğimiz Ve Geleceğimiz Uyuşturuluyor! Ne Yapmalıyız?” başlıklı bir kampanya başlattık. Kampanya kapsamında birçok il ve ilçede stant çalışmaları ile konu hakkında hazırlamış olduğumuz 40.000 adet araştırma raporu ve broşür dağıttık. Siyasi Parti Liderleri, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri, Kanaat Önderleri, Gazeteciler, Yazarlar, İmam Hatipler, Eğitimciler, Muhtarlar ve Mahalle Esnafları ziyaret ettik. Yine uyuşturucu bağımlılığının ulaştığı korkunç boyutları, toplumun bu konu hakkındaki sorumlulukları ve bu sorunun köklü çözümünü anlatan makaleler yazdık, online paneller ve Bunları Biliyor musunuz başlığında bilgilendirme çalışmaları yaptık. Ayrıca madde bağımlısı olan veya bu bağımlılığı terk etmiş olan birçok kardeşimizle de özel görüşmeler ve röportajlar gerçekleştirdik.
Bu etkinliklerde üzerinde durduğumuz hususlar şunlardır:
Şüphesiz ki toplumlar açısından alkol ve uyuşturucu sadece sağlık değil yönetim, eğitim, hukuk, sosyal, iktisadi bir sorundur.
Uyuşturucu ve alkol başta olmak üzere insanlığı, ekini ve nesli yok eden cürümlerin ve günahların asıl müsebbibi bugün tüm dünyada tatbik edilen beşeri sistemlerdir.
Kapitalist devletler, batıl ideolojileri ile her türlü kötülüğün toplumda yayılmasına neden oluyor. Zira kapitalist devletler 1,3 trilyon dolar bütçesi olan uyuşturucu madde ticaretini kendi menfaatleri için kullanıyor, bu sayede uyuşturucu kartellerini, istihbarat örgütlerini ve yasadışı örgütleri yönlendiriyor.
Gençliğimizi ve geleceğimizi uyuşturucu bataklığından kurtarmanın yegane çözümü ancak İslam akidesi ve nizamıdır.
Ancak İslami bakış açısı, gençliğin insani, ruhi, ahlaki ve maddi kıymetlerini mükemmel bir nizam ile tatmin edebilir. Gençliğin içinde bulunduğu bu buhranlı hayattan kurtarabilir.
Köklü Değişim Gençlik Kolları olarak başlatmış olduğumuz kampanyamızı sona erdirirken biliyoruz ki bu sorun devam ediyor. Bu yüzden bu ve benzeri tüm sorunların köklü çözümü olan İslami bir hayat ve Raşidi Hilafetin kurulması için Köklü Değişim Gençlik Kolları olarak çalışmalarımıza tüm enerjimizi kullanarak, durmadan, ara vermeden devam edeceğiz.
Son olarak; kampanyamızı ilgi ve dualarla karşılayan kamuoyuna, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerine ve tüm kanaat önderlerine, ayrıca kampanya süresince karşılığını Allah'tan bekleyerek özveri ve samimiyetle, gecesini gündüzüne katarak çalışmaları yürüten Köklü Değişim Gençlik Kollarının her bir ferdine teşekkür ediyor, Rabbimizin onları mükafatların en güzeli olan Cennetiyle mükafatlandırmasını niyaz ediyoruz.
Gayret bizden zafer Allah’tandır.
“Gençliğimiz, Geleceğimiz Uyuşturuluyor! Ne Yapmalıyız?” Kampanya Sonuç Bildirgesi
Madde bağımlılığı, insanın içindeki insanlığı öldüren bir bağımlılıktır. Sadece bağımlıyı değil bir ailenin tüm fertlerini, yakın akrabalarını, komşularını da yakından etkilemekte; maddi ve ruhi sıkıntılara yol açmaktadır. Bu haliyle bireysel bir sorundan öte her geçen gün büyüyen toplumsal bir sorundur.
29 Kasım 2020 - 16:23
YORUMLAR