Gazeteci Cengiz Aksan, Yargıtay Üyesi T.S.N. tarafından hakkında açılan davada beraat etti. İstanbul İstinaf Mahkemesi, Aksan’ın yaptığı haberin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmederek yerel mahkemenin verdiği 1 yıl 8 ay hapis cezasını bozdu.

Olayın Geçmişi

Cengiz Aksan, kara para aklama suçlamalarıyla gündeme gelen iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’ın bir Yargıtay üyesiyle restoranda yemek yerken çekilmiş fotoğrafını yayınlamıştı. Bunun üzerine Yargıtay Üyesi T.S.N., Aksan hakkında suç duyurusunda bulunarak, gazetecinin kişilik haklarını ihlal ettiğini iddia etmişti.

Yerel mahkeme, Aksan’ı suçlu bularak 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Ancak Aksan ve avukatları, haberin tamamen gazetecilik faaliyeti kapsamında olduğunu belirterek kararı istinafa taşıdı.

İstinaf Mahkemesi: Haber, Basın Özgürlüğü Kapsamında

Dosyayı inceleyen İstinaf Mahkemesi, Aksan’ın haberinin Anayasa’nın 28. maddesi ve 5817 sayılı Basın Kanunu’nun 3. maddesi çerçevesinde basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme kararında şu ifadeler yer aldı:

"Hakkında kara para aklama suçlaması bulunan ve bu nedenle kamuoyuna mal olmuş birinin, bir yargı mensubu ile birlikte kamuya açık bir mahalde yemek yemesinin haber değeri taşıdığı, sanığın paylaşımının Anayasa’nın 28. ve 5817 sayılı Basın Kanunu’nun 3. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü içinde kaldığı…”

Cengiz Aksan: “Adalet Yerini Buldu”

Beraat kararının ardından açıklama yapan Cengiz Aksan, “Bu karar basın özgürlüğü adına önemli bir zaferdir. Yargıtay üyesi hakkında haber yapmak, yargıyı yıpratmak değil, halkın haber alma hakkına hizmet etmektir” dedi.

Aksan, dava sürecinde kendisini savunan avukatları Av. Cüneyd Altıparmak ve Av. Ömer Avcı’ya teşekkür ederek, “Onların hukuki mücadelesi ve adaletin tecellisi için verdikleri emek çok kıymetliydi” ifadelerini kullandı.

Ayrıca kendisine destek olan meslektaşlarına ve Türk İnternet Medya Birliği’ne de teşekkür eden Aksan, “Basın özgürlüğü için mücadelemiz devam edecek” dedi.

Bu karar, Türkiye’de gazetecilik faaliyetlerinin suç unsuru olarak değerlendirilmemesi adına emsal niteliğinde bir örnek olarak yorumlanıyor.