“İlkokul, lise, üniversite derken hayatımızın her döneminde sınavlara tabi tutuluyoruz. ÖSYM her yıl belki adını bile duymadığımız onlarca sınav yapıyor. Bütün bu sınavlar için sınava girenadaylardan belirli ücretler alıyor.Türkiye’de genç işsizliğin rekor kırdığı, ‘ev gençleri’ denilen bir kitlenin oluştuğu, ‘yoksulluk intiharlarının’ yaşandığı bir dönemde KPSS adaylarından alınan sınav ücretlerine fahiş zamlar yapılması kabul edilemez olup, kamuya atanmak umuduyla sayıları yıllar geçtikçe artan üniversite mezunu geçlerimizi çok zor bir durumda bırakıyor.
           
ÖSYM’nin yaptığı sınavlar ve bu sınavlar için adaylardan talep ettiği ücretler göz önüne alındığında ÖSYM’nin sosyal devlet ilkesinden uzaklaştığı ve adeta ticari uygulamalara geçtiğini görüyoruz. Kurum, merkezi sınavların başvuru ücretlerinden 2019 yılında 546 Milyon TL, 2020 yılında ise 860 Milyon 512 Bin TL gelir elde etmiştir. Bir başka deyişle, iki yılda sınav adaylarından toplam 1 Milyar 400 Milyon TL ücret tahsil edilmiştir.
           

• 2018 yılında 60 TL olan KPSS Genel Kültür oturum ücreti 2021 yılında 90 TL’ye,
• 2018 yılında 60 TL olan KPSS Eğitim Bilimleri oturum ücreti 2021 yılında 90 TL’ye,
• 2018 yılında 40 TL olan KPSS Alan Bilgisi oturum ücreti 2021 yılında 65 TL’ye yükseltilmiştir.

           
Ülkemizde devam eden salgın sebebiyle zaten işsizlik ve ekonomik zorluklarla boğuşan gençlerimiz, en azından bu sıkıntılı süreçte, sınav ücretlerinin bırakın artırılmasını hiç alınmaması beklentisi içindeyken, yapılan zamlar gençleri hayal kırıklığına uğratmıştır.Ayrıca sınav ücretlerinin hangi kriterlere göre belirlendiğini anlamak mümkün değildir. Sınav adaylarının maddi durumlarına bakılmaksızın tüm adaylardan aynı ücret tahsil edilmesi, fırsat eşitliği ve sosyal devlet ilkelerinin tamamen kaybolduğuna delalet etmektedir.
 
Konuyla ilgili olarak bir diğer hususta, gençlerimizin, öğrenim hayatı boyunca yaşadıkları tüm sıkıntılar ve verdikleri emeklere rağmen yapılan sınavlardan sonra kamuya alımların liyakat ve şeffaflıktan uzak yapılması, adalete ve ülkemizin geleceğine olan inançlarını zedelemektedir.
 
Bu olumsuz tablo karşısında, DEVA Partisi olarak; gençlerimiz için öğrenim hayatları boyunca fırsat eşitliğinin yaratılması ve maddi durumu yetersiz olanların desteklenmesi amacıyla Eğitim Politikaları Başkanlığımız tarafından tasarlanan ‘Eğitim Destek Banka Kartının’ ne kadar yerinde bir çözüm olduğunu bir kez daha anlıyoruz. DEVA Partisi, sosyal devlet ilkesine dayalı, şeffaf ve liyakatli uygulamalarla, gençlerimizin aidiyet duygularının gelişmesine ve motivasyonlarının artmasına katkıda bulunacaktır.
 
Bu vesileyle tüm gençlerimize girecekleri tüm sınavlar için başarılar diliyor ve her daim gençlerimizin hem eğitim hem de iş konusunda yanlarında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.