Reklam
Reklam

ÇHC Pekin Büyükelçimiz Abdulkadir Emin Önen’den Dünya İnsan Hakları Günü mesajı

Türkiye’nin Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) Pekin Büyükelçimiz Şanlıurfalı Abdulkadir Emin Önen, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı.

ÇHC Pekin Büyükelçimiz Abdulkadir Emin Önen’den Dünya İnsan Hakları Günü mesajı

Türkiye’nin Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) Pekin Büyükelçimiz Şanlıurfalı Abdulkadir Emin Önen, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı.

ÇHC Pekin Büyükelçimiz Abdulkadir Emin Önen’den Dünya İnsan Hakları Günü mesajı
09 Aralık 2020 - 17:58
Reklam
Reklam

Şanlıurfalı Büyükelçi A. Emin Önen mesajında, insan hakları ihlallerinin insanlığın ortak sorunu olduğunu ve Türkiye’nin İnsan Hakları Beyannamesini kabul eden ilk ülkelerden biri olduğunu söyledi.
 
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi vesellemin Veda Hutbesindeki evrensel mesajlarını özet olarak hatırlatan ÇHC Pekin Büyükelçimiz Abdulkadir Emin Önen,“Sevgili Peygamberimiz; -Herkesin can, mal ve namusu tecavüzden korunmuştur. Kimsenin kimseye zarar vermeye hakkı yoktur. İnsanlar, ırk ve renk farkı gözetilmeksizin birbirlerine eşittirler. Kadınlar erkeklerin hayat arkadaşıdır. Onlara iyi muamele edilecektir. Onların da tıpkı erkekler gibi mal ve mülke tasarruf hakları vardır. Servetin bir elde birikmemesi için bütün varislere hisselerine isabet eden meşru hakları verilecektir. Zina ve aile hayatına zarar verebilecek her şey yasaktır. Bütün Müslümanlar kardeştir- demiştir. Bilindiği gibi bugün, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilişinin 72. yılıdır. İnsanların doğuştan hür ve eşit olduğu hakikati üzerine bina edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 72 yıl önce bugün, 10 Aralık 1948 tarihinde ilan edilmiştir.
 
 
“Türkiye ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabul eden ilk ülkelerden biri olmuştur”
 
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, modern insan hakları anlayışının temellerini atan ve 72 yıl boyunca insan haklarıyla ilgili çok sayıda sözleşme veya bildirinin ortaya çıkışına rehberlik eden belge olduğunu belirten ÇHC Pekin Büyükelçimiz A.Emin Önen, “Bildirge, bugün hala temel hak ve özgürlükler konusundaki en önemli referans belgesi olma özelliğini korumaktadır. Türkiye ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni kabul eden ilk ülkelerden biri olmuştur. Kanunlar önünde bireylerin eşitliği ve ayrımcılığa uğramamaları ilkelerine dayanan insan haklarına saygı Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilemez niteliklerindendir. Ülkemizde insan haklarının korunması ve ileri götürülmesi, devlet politikamızın öncelikli hedefleri arasındadır. Gerek yurttaşlarımızın istek ve beklentileri, gerek uluslararası yükümlülüklerimiz doğrultusunda ülkemiz bu alanda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Devletimiz, başta yaşama hakkı olmak üzere bir devletin kendi vatandaşları da olsa yapmış olduğu ağır insan hakları ihlallerine kayıtsız kalmamakta, mağdur ve mazlumun bu konuda yükselen sesi ve uluslararası arenada insan haklarının ve adaletin savunucusu olmaktadır” dedi.
 
 
“İslam düşmanı ve yabancı karşıtı akımlar batılı ülkelerde giderek siyasetin merkezine oturuyor”
 
Şüphesiz, bugün dünyanın farklı köşelerinde hayat hakkı başta olmak üzere insanların temel hak ve özgürlüklerini kullanmalarına en büyük tehdidin terör örgütlerinden geldiğini hatırlatan Çin/Pekin Büyükelçimiz Abdulkadir Emin Önen, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da söylediği gibi; DEAŞ, FETÖ, PKK, YPG, Boko Haram, El Şebab gibi eli kanlı çeteler, işledikleri cinayetler ve döktükleri masum kanıyla insanlığın en büyük düşmanıdır. Türkiye, hiçbir ayrım yapmadan, hukuk ve demokrasi içerisinde, terörle mücadelesini kararlı bir şekilde yürütecektir. Öte yandan demokrasinin beşiği olduğu iddiasındaki ülkelerde dahi ayrımcılığın, kültürel ırkçılığın ve hak ihlallerinin arttığına şahit oluyoruz. İslam düşmanı ve yabancı karşıtı akımlar batılı ülkelerde giderek siyasetin merkezine oturuyor. Dili, dini, rengi ve kültürü farklı olduğu için milyonlarca insan ötekileştiriliyor, baskı ve şiddet görüyor. Son olarak ta geçtiğimiz günlerde oynanan spor müsabakasında; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, MedipolBaşakşehir'in, UEFA Şampiyonlar Ligi H Grubu altıncı haftasında Paris Saint Germain ile oynadığı maçta, dördüncü hakemin, yardımcı antrenör Pierre Webo'ya ırkçı söylemde bulunmasına sosyal medya hesabından -Irkçılığa hayır- etiketiyle tepki gösterdi ve -Temsilcimiz Başakşehir'in teknik ekibinden Pierre Webo'ya karşı sarf edilen ırkçı sözleri şiddetle kınıyor, UEFA tarafından gereken adımların atılacağına inanıyorum. Sporda ve hayatın tüm alanlarında ırkçılığa ve ayrımcılığa kayıtsız şartsız karşıyız- açıklamasını yaptı. Unutmayalım ki sesiz ve tepkisiz kalınan her zulüm, zalimi daha da pervasızlaştırır. Görmezden gelinen her trajedi, yenilerinin habercisi demektir. Ülkemizde hak arama bilincinin ve haklara saygılı olma şiarının yaygınlaştırılması, hak ve hürriyetlerin dili, dini, ırkı, rengi, düşüncesi, cinsiyeti ne olursa olsun herkes için olduğu gerçeğinin sadece sözü ile değil özü ile kabul edilip yaşatıldığı bir dünyaya ulaşılması temennisiyle insanların 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü kutlarım” dedi.
 
 
“İnsan hakları ihlalleri sadece o ülkenin sorunu değil tüm insanlığın ortak sorunudur”
 
Küreselleşen dünyada, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması bugün artık devletlerin iç işleri olmaktan çıkarak, ulusal sınırları aşarak tüm dünyanın ortak hedefi haline geldiğini belirten Pekin Büyükelçimiz Şanlıurfalı Abdulkadir Emin Önen “Bu anlayışın hayata geçirilmesi uluslararası işbirliğini zorunlu kılmaktadır. İhtilaflara bağlı hak ihlalleri de giderek artmaktadır. Her ne hikmetse hep Müslüman insanların hakları ihlal edilmekte ve gerek NATO ve gerekse AB ülkeleri hep sessiz kalmaktadır. Ancak birçok Müslüman ülkelerde meydana gelen ihlallerin önlenmesi her zaman Türkiye’nin savunacağı ve değerlendirmelerine ışık tutacak temel ilkelerden biri olmayı sürdürecektir. Bütün ülkelerin hükümetleri, insan hakları ihlallerine meydan vermemeyi başlıca görev olarak kabul etmek durumundadır. Ancak insan haklarının korunması görevi, sadece Hükümetlerin başarabileceği bir iş değildir. Bu görev, bütün kuruluşların, bütün insanların işbirliğini gerektirmektedir. Devletimiz, sadece vatandaşlarımızın değil tüm dünya insanlarının haklarıyla ilgilenmektedir. Nerede yaşanırsa yaşansın gerçekleşen insan hakları ihlalleri sadece o ülkenin sorunu değil tüm insanlığın ortak sorunudur” diye konuştu.
 
 
 
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum