TBMM Genel Kurulu’nun dün akşamki oturumunda Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (Ombudsmanlık) 2019 yılı raporu üzerine partisi adına söz alan CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal,vatandaşların devlet kurumlarıyla yaşadığı sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla 2013 yılında faaliyete geçen Ombudsmanlığın 8 yılını doldurduğunu hatırlattı.
Ombudsmanlığın hak arama kültürünün yaygınlaştırılması, yargının iş yükünün hafifletilmesi, mahkemeye gerek kalmadan bireylerin mağduriyetinin giderilmesi konusunda önemli bir fırsat olduğuna dikkat çeken Tanal, “Ombudsmanlık daha genç bir kurum. Bürokratik keyfiliğin sürdüğü, kurumların içinin boşaltıldığı bir süreçte, Kamu Denetçiliği’nin çalışmaları, çabaları son derece kıymetlidir.İmkanlar dahilinde en iyisini yapmaya çalışan Kamu Başdenetçisi Avukat Şeref Malkoç ve çalışma arkadaşlarını kutluyorum” dedi.
KURUMLARIN HUKUKA AYKIRI EYLEMLERİ TIRMANIŞTA
Kamu Denetçiliği, kamuoyunda tanındıkça kuruma yapılan başvuruların da arttığını belirten Tanal, şikayet başvurularının yıllık 5 bin 500’lerden 90 binlere ulaştığının görüldüğünü kaydetti.
2020 yılında yapılan başvurular ile 2019 yılı başvuruları kıyaslandığında yaklaşık yüzde 333.22’lik bir artış olduğunu aktaran Tanal, bu dikkat çekici artışların keyfiliğin, kamu kurumlarının hukuka ve hakkaniyete aykırı iş ve eylemlerinin de tırmanışa geçtiğinin göstergesi olduğunun altını çizdi.
VATANDAŞ “NE KADAR PARA LAZIM?” DİYE SORUYOR
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kamuoyunda bilinirliğinin, hak arama kültürünün daha da yaygınlaştırılması gerektiğini ifade eden Tanal, “Bazen vatandaşlar bizleri arıyor. Kamu Denetçiliği’ne başvuru yapmak için ne kadar paraya ihtiyaç duyulduğunu, avukata gerek olup olmadığını soruyorlar. Kendilerine Ombudsmanlığa yapılacak başvuruların herhangi bir ücrete tabi olmadığını, Ombudsmanın zaten ‘halkın avukatı’ olduğunu, internet üzerinden de kuruma başvuru yapılabileceğini, şikayet dilekçelerinin valilikler ve kaymakamlıklar aracılığıyla da Kamu Denetçiliği’ne ulaştırılabileceğini anlatıyoruz. Özellikle kırsaldaki vatandaşlarımıza Ombudsmanlık mekanizmasını iyice anlatmalıyız. Bu yüzden ‘Ombudsmanlık halkla buluşuyor’ temalı bölgesel toplantıları önemsiyoruz” diye konuştu.
“ALIŞVERİŞE TOK ÇIKIN” TEPKİSİ
CHP’li vekil Mahmut Tanal, kurumun tanıtımında medyanın da desteğine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Yandaş yayın organları, ‘Alışverişe tok çıkın, çocuklarınızı markete götürmeyin’ şeklindeki sözde tavsiyelerle yoksullaştırılan halkla dalga geçeceklerine, Ombudsmanlığa nasıl başvuru yapılacağını anlatsalar daha faydalı bir iş yapmış olurlar” ifadelerini kullandı.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI TAVSİYEYE UYMADI
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun etkinliğinin, verdiği tavsiye kararlarına kamu idarelerinin ne kadar uyduğuna bağlı olduğunu vurgulayan Tanal, şöyle devam etti: “Ombudsmanlığın tavsiye kararlarına uyum oranı, hatırı sayılır bir seviyeye ulaşsa da hala bazı devlet kurumları kararlara uymamazlık ediyor. Bizzat tanıklık ettiğim, şikayetçi konumunda olduğum için güncel 2 örneği aktarmak isterim.Kamu Denetçiliği Kurumu, Avukat Mahmut Tanal olarak yaptığım başvuru üzerine; ‘Çoklu baro’ düzenlemesine karşı yürüyen baro başkanlarının Ankara’ya girişlerinin engellenmesine ilişkin, ‘toplantı ve ifadeyi açıklama özgürlüğünün’ ihlal edildiğine karar verdi. Kararda, benzer kolluk müdahalelerinin yeniden yaşanmaması için barışçıl ve kamu düzenini aksatmayan toplantı ve düşünceyi açıklama özgürlüklerinin önünün açılması amacına yönelik gerekli tedbirlerin alınması konusunda İçişleri Bakanlığı’na tavsiyede bulunuldu. Ancak Boğaziçi üniversitesi protestolarında KDK’nın tavsiyesine uymak bir yana polis müdahalesi iyice sertleşti. Boğaziçi Üniversitesi’ne partili rektör atanması nedeniyle demokratik, anayasal protesto haklarını kullanan öğrenciler kötü muameleye maruz kaldı. Yerlerde sürüklendi. Tekmelendi. Kampüste ablukaya alındı. Ters kelepçe takılarak gözaltına alındı. Kanunların suç saymadığı şekilde silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullanan öğrencilere, Z kuşağı temsilcilerine biber gazı sıkıldı.”
AKP’Lİ ŞANLIURFA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SUÇLU BULUNDU
Yaptığı başvuru üzerine Kamu Denetçiliği Kurumu’nun, vatandaşları içme suyundan mahrum bırakan Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ni haksız bulduğunu anlatan Tanal, şunları söyledi: “19 yıllık Ak Parti iktidarında iyice yoksullaştırılan memleketim Şanlıurfa’da hemşerilerim temel ihtiyaçlara dahi ulaşamıyor.Şanlıurfa’nın en kronik sorunlarında biri, temiz içme suyu yokluğudur. Şanlıurfa Milletvekilimiz Aziz Aydınlık, CHP Şanlıurfa İl Başkanımız da her fırsatta gündeme getiriyor ama Ak Partili belediyeler vatandaşa hizmet götürmüyor. Şanlıurfa Harran’da Tanınmış kırsal Mahallesi’ne bağlı Küme Evler Mezrası’nda vatandaşlara su hizmeti verilmemesi nedeniyle Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki su ve kanalizasyon idaresi ŞUSKİ’yi Kamu Denetçiliği Kurumu’na şikayet ettim. Başvurumu değerlendiren Kamu Denetçiliği, Küme Evler Mezrası’ndaki su sorununu gidermesi için gerekli olan iş ve işlemleri makul sürede yapması hususunda ŞUSKİ’ye tavsiyede bulunulmasına karar verdi. Ancak ŞUSKİ’nin bu karar karşısında mezraya dahi uğradığı yok. Mezrada vatandaş, bu kışın ortasında hala uzak noktalardan traktörle evine içme suyu taşıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ni, ŞUSKİ’yi, Ombudsmanlığın kararına uymaya davet ediyoruz. Tabii karara uymak da yetmiyor. Mağduriyet katlanmadan tavsiye kararı doğrultusunda hızlı şekilde adım atılması gerekiyor.”
OMBUDSMANLIĞI YANILTMAYA ÇALIŞMIŞLAR!
Kamu idarelerinin, Anayasal bir kurum olan Ombudsmanlığın bilgi ve belge taleplerine olumlu karşılık vermekle de yükümlü olduğuna vurgu yapan Tanal, “6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrasında ‘Kurumun inceleme ve araştırma konusu ile ilgili olarak istediği bilgi ve belgelerin, bu isteğin tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde verilmesi zorunludur’ denilmektedir. Şunu da vurgulamak gerekir ki, talep edilen bilgiler ayrıntılı ve net şekilde Kamu Denetçiliği’neaktarılmalıdır. Devlet kurumları, soru önergelerimize verilen yanıtlar gibisoyut, ciddiyetten uzak, özensiz, gerçeği perdelemeye yönelik açıklamalarla Ombudsmanlığı yanıltmaya kalkışmamalı. Nitekim Ombudsmanlığın Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ŞUSKİ kararının değerlendirmesinde, istedikleri bilgi ve belgelerin ŞUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından süresi içerisinde gönderilmediği, bu durumun, iyi yönetim ilkelerinden ‘makul sürede karar verme’ ilkesine uygun olmadığının anlaşıldığı vurgulanıyor. Yine değerlendirmede, ŞUSKİ’nin başvuruya konu hususlara ilişkin olarak genel ve soyut cevaplar verdiği sonucuna ulaşıldığı vurgulanıyor. Bu durumun da iyi yönetim ilkelerinden “hesap verebilirlik”, ‘şeffaflık’, ve ‘kararların gerekçeli olması’ ilkelerine uygun olmadığı sonucuna varıldığı kaydediliyor. Zaten Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi yönetimin gecikmeli gelen cevabını inandırıcı bulmayan Kamu Denetçiliği Kurumu, gerekli araştırmayı yaparak, başvuruya konu edilen mezrada yaşayan bireylerin suya erişiminde sorun yaşandığı kanaatine varmış oldu” şeklinde konuştu.
KARARLARA UYMAYAN KURUMLAR İFŞA EDİLMELİ
Kamu Denetçiliği Kurumunun tavsiye kararlarına uymayan, bilgi ve belge taleplerine olumlu yaklaşmayan kurum ve kuruluşların temsilcilerinin, TBMM Karma Komisyon bünyesinde oluşturulan Alt Komisyona çağrıldığını anımsatan Tanal, “Bu bürokratlara neden Ombudsmanlığın kararlarına uymadıkları konusunda sorular soruluyor, eleştiriler yöneltiliyor. Bence bu yeterli değil. Nasıl ki Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda ürünlerinde hile yapan firmaları kamuoyuna açıklıyorsa;Ombudsmanlığın tavsiye kararlarına uymayan, istenilen bilgi ve belgeleri eksik ya da hiç göndermeyen, yanıltıcı cevaplar veren, Ombudsmanlığı ciddiye almayan kamu kurum ve kuruluşlar da listeler halinde ifşa edilmelidir” önerisinde bulundu.
HER BÖLGEDE OMBUDSMANLIK TEMSİLCİLİĞİ OLMALI
“Ombudsmanlık sadece ülkemize özgü bir sistem değildir” diyen Tanal, şöyle devam etti: “Günümüzde 115’ten fazla ülkede Ombudsmanlık kurumu bulunmaktadır. Ülkemizde 8 yıldır faaliyette olan Kamu Denetçiliği Kurumu’yla ilgili birtakım önerilerimiz olacak. İlk önce hakkını teslim edelim. Kamu Denetçiliği Kurumu başarılı işlere imza atıyor. Ancak faaliyetlerini TBMM adına gerçekleştiren Kamu Denetçiliği Kurumu’nun bütçesi ve uzman personel sayısı son derece yetersizdir. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun bütçesi arttırılmalı.Halkı canından bezdiren bürokratik keyfiliğe, sorumuzluğa karşı Kamu Denetçiliği’nin elini güçlendirmeliyiz. Hızlı ve yetkin sonuçlar elde edilmesi amacıyla bölgelerde Ombudsmanlık temsilcisi bulundurulmalıdır. Çocuk ombudsmanı, kadın hakları ombudsmanı, çevre ombudsmanı, tüketici ombudsmanı, işçi hakları ombudsmanı, eğitim ombudsmanı, çiftçi ombudsmanı gibi uzmanlaşmış ombudsmanlık uygulamasına geçilmelidir.”
HAYVAN HAKLARI YASASINA AKP ENGELİ
İktidarın Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hayvan haklarına ilişki tavsiyesine uymadığını açıklayan Tanal, “Raporda belirtildiği üzere, Kamu Denetçiliği Kurumu hayvan haklarıyla ilgili inceleme yaptı. Hayvanlarla ilgili bu yasanın çıkması gerekirken siyasi iktidar tarafından -raporda belirtildiği üzere- çıkarılmıyor. Yani eğer bu ülkede hayvan hakları yasası çıkarılmıyorsa bunun sorumlusu Ak Parti iktidarıdır. Yani burada, tavsiye kararında Kamu Denetçiliği Kurumu belirtmiş durumda” bilgisini verdi.
CUMHURBAŞKANLIĞI DA DENETLENMELİ
Kamu Denetçiliği Kurumu’na resen soruşturma başlatma yetkisi tanınması gerektiğini belirten Tanal, “Tamam ülkemizdeki Ombudsmanlığa İsveç ve Finlandiya’daki Ombudsmanlık gibi yargıyı denetleme yetkisi tanımayalım ama Kamu Denetçiliği’nin denetim alanına diğer kamu idarelerinin tamamı girmelidir. Buna Cumhurbaşkanlığı da dahil. Yürütüme yetkisini kullanan Cumhurbaşkanı her ne kadar mevcut olan kanunla, kanun hükmünde kararnameyle değiştiyse de maalesef bu alana girilmemekte ve bu alanla ilgili şikayetler de yapılmamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri de dâhil olmalıdır. Kamu Denetçiliği Kurumu’na ilişkin önerilerimizin hayata geçirilmesi amacıyla çok sayıda kanun teklifi sunduk. Ama her zamanki gibi komisyonların tozlu raflarında bekletiliyor” dedi.
“SOSYAL MEDYADA TROLLÜĞE SOYUNARAK…”
Ombudsmanlığın denetim kapsamına ayrıca bürokratların, kamu yetkililerinin de dahil edilmesi önerisini dile getiren Tanal, “Sosyal medyada trollüğe soyunarak bireyleri, şahısları, öğrencileri, aydınları, gazetecileri, grupları hedef gösteren atanmışlar, yönetimden kaynaklı insan hakları ihlallerini önleme görevini üstlenenKamu Denetçiliği Kurumu’nca denetlenmelidir. Şimdi Boğaziçilileri, öğrencileri, sosyal medya hesabından ‘İşinizi bitiririz’ şeklinde katliamla tehdit eden, şiddet çağrısı yapan dekan için Ombudsmanlığın da yetkilendirilmesi gerekmiyor mu? Kamu Denetçiliği Kurumu konusunda her türlü yapıcı adıma destek vermeye hazırız” ifadelerini kullandı.
“AK PARTİ İKTİDARI METİNDEN ÇIKARDI MHP’Lİ KARDEŞLERİM”
Daha önce Kamu Başdenetçisi ve denetçilerin göreve başlarken Meclis’te okuması için hazırlanan yemin metninden “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığı ve bağımsızlığı”, “Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü”, “Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliği”, “Anayasaya, hukukun üstünlüğü”, “Demokrasi”, “Atatürk ilke ve inkılapları”, “Laik Cumhuriyet ilkesi”, “Millî dayanışma”, “İnsan hakları”, “Temel hürriyetler” ifadelerinin çıkarıldığını aktaran Tanal, “Mevcut Ak Parti iktidarı metinden çıkardı sayın MHP'li kardeşlerim. Bu yemin metninde rahatsız eden ne husus var?” diye sordu. Kuşa çevrilen Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin yemin metninin eski haline getirilmesi amacıyla kanun teklifi verdiği hatırlatan Tanal, “Eğer bunu CHP verdiği için kabul etmiyorlarsa biz geri çekelim, siz teklif edin, bu kanunu çıkarın” dedi.
AKP’NİN KAMU DENETÇİLİĞİ RAHATSIZLIĞI
Genel seçimlerle uyumlu olması için Kamu Denetçiliği’nin çalışma süresinin 4 yıldan 5 yıla çıkarılması gerektiğini belirten Tanal, Ombudsmanlığa idarenin eylem ve işlemleri hakkında dava açma, Anayasa Mahkemesi’ne başvurma yetkisi verilmesi gerektiğini de vurguladı.
İktidar temsilcilerin, bakanların, Ak Parti’li yöneticilerin, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun çalışmalarından, verdiği kararlardan rahatsızlık duyduğunu anlatan Tanal, “Ombudsmanlığın, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 7'nci ve 22'nci maddesinde resen özel rapor düzenleme hakkı olduğu hâlde, bugün Ak Parti’li arkadaşlarım ‘Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırması nedeniyle, niçin siz böyle özel rapor düzenlediniz?’ diye karşı çıktılar. Ben bunu daanlamış değilim. Yani aslında Kamu Denetçiliği’ni şu anda siyasi iktidar engellemeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.
GÖREV SÜRESİ DOLAN KAMU DENETÇİSİNİ BAKANLIKTAN SÜRDÜLER!
Görev süresi dolan kamu denetçilerinin, daha önce çalıştıkları devlet kurumuna, bakanlıklara döndüklerinde eski görevlerine iade edilmediklerini belirten Tanal, bunun bir gözdağı, cezalandırma yöntemi olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Kamu Denetçiliği Kurumu’ndan aynı göreve iade edilmesi gerekirken şu anda ne yapılıyor? Örneği var: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan çok üst düzeyde gelen bir bürokratın süresi doluyor, efendim, bugüne kadar idarenin aleyhine kararlar verdiği için tenzili rütbe olarak il çevre müdürlüğüne tayin edilmiş durumda. Yani aslında siz şu anda bu yapıyla, bu uygulamayla Kamu Denetçiliği Kurumu’nu tehdit ediyorsunuz: ‘Eğer sen idarenin aleyhine karar verirsen, bak, süren bitince seni o geldiğin göreve iade etmeyeceğiz. Senin hiçbir güvencen yok. Seni daha kötü, tenzilirütbe anlamında bir başka yere, göreve atayabiliriz.’ Kamu Denetçiliği Kurumu, güzide bir kurum. Gelin daha fazla yetkilerle donatalım. Ombudsmanlık, Meclis’i temsil ediyor.”
YORUMLAR