Reklam
Reklam

Bakan Bilgin'den asgari ücrete ek zam açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, katıldığı bir TV programında gündeme ve çalışma hayatına ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Bilgin, 7 bin 500 TL ve üzerinde emekli maaşı alanların ücretlerinde yapılacak iyileştirme ile ilgili düzenlemeyi Temmuz ayında yapacaklarını duyurdu.

Bakan Bilgin'den asgari ücrete ek zam açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, katıldığı bir TV programında gündeme ve çalışma hayatına ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Bilgin, 7 bin 500 TL ve üzerinde emekli maaşı alanların ücretlerinde yapılacak iyileştirme ile ilgili düzenlemeyi Temmuz ayında yapacaklarını duyurdu.

Bakan Bilgin'den asgari ücrete ek zam açıklaması
29 Nisan 2023 - 15:42
Reklam
Reklam

En düşük emekli aylığının 5 bin 500 TL’den 7 bin 500 TL’ye çıkarılması ile ilgili düzenlemeye ilişkin sorulan soru üzerine Bakan Bilgin, şu bilgileri paylaştı:

 

“Kamu çalışanlarımızın ve emeklilerimizin ücretleriyle ilgili 6 ayda bir düzenleme yapıyoruz. Ocak ayında 5 bin 500 TL olan emekli aylığını şimdi 7 bin 500 TL yaptık. Temmuz ayında sadece en düşük ücretlileri değil 7 bin 500 TL’nin üzerinde maaş alan emeklilerle ilgili düzenlemeyi yapacağız. Oranları farklılaştıracağız. Toplamda 15 milyon emeklimiz var, 7 bin 500 TL ve üzeri alanların sayısı yaklaşık 9 milyon, 6 milyon insan da bununla ilgili düzenlemeden etkilenecek.” 

 

“Türk Devleti, EYT Sorununu Çözdü”

 

EYT çalışmalarının süreci ile ilgili bilgileri paylaşan Bilgin, “EYT platformları ile görüştüm, taleplerini dinledim. Farklı grupları dinledim. Bir haksızlık vardı ve o haksızlığı görmemek mümkün değildi. Haksızlık şu; 8 Eylül 99’dan önce işe başlamış olanlar o tarihten sonra 8 Eylül 99 tarihinde çıkarılan bir kanunla sahip oldukları emeklilik haklarını kaybetmiştir. Diyorlar ki, evet o hak gerçekleşmiş bir hak değil, çünkü henüz emekliliğin diğer şartlarını yerine getirmedik. Ama şartlardan bir tanesini kaybediyoruz. Yaş sınırı geliyor, 58 yaş, 60 yaş vs. diye kademelendirilmiş. Bunu bakan olmadan, üç sene önce incelemiştim. Bununla ilgili bir çalışma yaptım. Sayın Cumhurbaşkanımıza izah ettim” diye konuştu.

 

EYT ile ilgili çalışmaları Sosyal Politika Başkan Vekiliyken yaptığını hatırlatan Bakan Bilgin, “Bakan olduktan sonra da konuyu inceledik. Eski SGK sisteminde elle tutulmuş kayıtlar vardı. Dosyalara girmiş, ne zaman işe sigortalı başlamışsınız, sonra memur olmuşsunuz, sonra ayrılmış kendi işinizi kurmuşsunuz ya da esnaf olmuşsunuz bunların birleştirilmesi lazım. Sayıları kaç kişi belli değil. Önce bunlarla ilgili bir çalışma yaptık. Uzun sürmesinin sebebi de tam sayıyı bulmak içindi. Netice itibarıyla bu sayıları bulduk, çalışmamızı bitirdik. Bu çalışmanın ekonomik maliyeti ne olur? Onun hesabını yaptık ve çalışmayı tamamladıktan sonra bu hakkın verilmesi gerektiği konusunda Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda kararını verdi ve bu sorunu çözdük. Türk Devleti bu sorunu çözdü” ifadelerini kullandı.

 

“Deprem Bölgesindeki Vatandaşlarımıza EYT’de Öncelik Verildi”

EYT başvurularında önceliği deprem bölgesine verdiklerinin altını çizen Bakan Bilgin, şöyle devam etti:

 

“Deprem bölgesinden müracaat edenlere öncelik verdik. Onların tamamı maaşını almıştır. Şimdi müracaat edenlerin ise bir milyonuna yakını maaşlarını aldı. Alamayanların da hiçbir kaybı yok. Çünkü her gün müracaat sırasına, prim gün sayılarını doldurma sürelerine göre işlem yapılıyor. Normal zamanda ayda yaklaşık 30 bin kişiye emeklilik bağlanıyordu şimdi biz bu rakamı 120-130 bine çıkardık. SGK personelimiz gecelerini gündüzlerine katarak çalıştılar. TBMM de onlara çok güzel bir jest yaparak, fazla mesailerini arttırdı. Gecikenler de hiç endişe etmiyorlar çünkü ücretlerini 1 Nisan’dan itibaren birikmiş olarak alacaklar. Mayıs ayında bütün EYT’liler kendileriyle ilgili yanıtı alacaklar. Bir milyon 700 bin civarında müracaat sayısı var, bunların bir kısmının prim gün sayıları eksik, diğer şartları tutmuyor. Biz yaş şartını kaldırdık. Çok hızlı bir şekilde cevap veriyoruz. EYT’de bir sorun yok. Gecikmiş olan da gecikmiş olarak birikmiş parasını alacak. Onun için kimse dert etmesin.”

 

“Küçük İşletmelerin Emeklilikte Prim Gün Sayısı İle İlgili Hazırlığımızı Yaptık”

 

Deprem bölgesi başta olmak üzere, çeşitli yerlerde görüşmeler yaptığına değinen Bilgin, “İş adamlarıyla, tüccarlarla, çiftçi odalarıyla görüştüm. Meclis açıldığı zaman çözülmek üzere önümüzde bekleyen dosyalardan birisi bütün teknik çalışmasını yaptığımız konu mikro işletmeler konusu. Esnafın, küçük tüccarın, çiftçinin prim gün sayıları çok yüksek. Yanında az sayıda kişi çalıştıran küçük işletmeleri büyük işletme sahipleri gibi değerlendirmek çok yanlış.

 

Biz belli bir ölçeğin altında olan küçük işletmeleri, yanında beş kişi veya daha az insan çalıştıranları ayrı bir kategoride ele alarak onların prim gün sayılarını emekçilerle aynı sayıya getirmenin hazırlığını yaptık. Hazırlığını yapıp çözemediğimiz sorunlardan birisi taşeron işçileridir, ikincisi de bu konudur. Burada daha makul bir düzenleme yapmayı düşünüyoruz” diye konuştu.

 

“Türkiye, Emeklilik Sisteminin Sürdürülebilirliği İçin İstihdam Yaratacak, Büyüyecek”

 

Gün ve ay farkıyla EYT’den yararlanamayanlar için kademeli emekliliğin gelip gelmeyeceği ile ilgili sorulan soru üzerine Bilgin, “Orada bir mağduriyet yok. 8 Eylül 99 tarihinde çıkan kanunun geriye işletilmesi ile ilgili bir mağduriyet vardı. Diğerleri zaten yeni kanuna göre işe girdikleri için bir mağduriyet yok. Siz bilinen bir kanunla, emeklilik tarihi, emekliliğin tarihi belli olan bir işe başlıyorsunuz. EYT reformunu yapmadan önce alt sınır üç çalışana bir emeklilik şeklindeydi. Reformdan önce 2.3 çalışana bir emekli düşüyordu. Şimdi bu sayı ikinin altına, 1.9’a falan düşecek. Dolayısıyla orada elbette emeklilik sisteminin sürdürülebilmesinde bir sorun ortaya çıkıyor. Bu sorunu nasıl aşabiliriz? Türkiye bu sorunu istihdam yaratarak ve büyüyerek aşacak” cevabını verdi.

 

“Demografik Fırsat Penceremizin Açık Olduğu Bu Dönemde Büyüme Oranımızı Yüzde 5’in Üzerine Çıkarmalıyız”

 

Bakan Bilgin, geçen sene Türkiye tarihinde ilk defa istihdamın bu kadar arttığına vurgu yaparak, “İstihdamı 31 milyonun üstüne çıkarttık. Bu Türkiye’de pandemiye ve dünyada yaşanan krizin yansımalarına rağmen oldu. Türkiye özellikle sanayide büyüyerek bu sorunu çözdü. Bunu daha da ileri taşıyarak büyümemizi hızlandırmamız lazım. Ekonomik büyümenin dışında işsizliği ortadan kaldıracak sihirli bir formül yok. Türkiye istihdam yaratacak. Onun için istihdam yarattıkça Türkiye’nin aktif nüfusunun pasif nüfusa oranını biz yine sigorta sisteminin sağlıklı işleyişi hesabına düzenlemiş olacağız. Yani fonlarımız erimeyecek. Sosyal Güvenlik Kurumumuzun gelirin gideri karşılama oranı yüzde 91’e kadar çıktı, bu çok önemli bir şeydir. Bu gelirler biraz düşecek ve biz bu gelirleri arttıracak bir siyaset uygulamak zorundayız. O uygulamanın da ekonomik büyümeden geçtiğinin altını çizmek isterim. Fransa’da 65 yaş krize sebep oluyor. Başka ülkelerde 67 yaş, Avrupa ülkelerinin hepsinde yaşlı nüfus çok yüksek olduğu için, emeklilik sigorta sistemi de bunu kaldırmadığı için emekli sayısında öyle bir düzenleme yapmak mecburiyetinde kaldılar. Biz hala genç nüfusuz. Türkiye hala demografik fırsat penceresi açık olan bir ülke ama bunu değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Bu demografik fırsat penceresinin açık olduğu dönemde büyüme oranımızı yüzde 5’in üzerine çıkarmamız lazım. Türkiye yüzde 5’in üzerinde büyürse yılda yaklaşık 800 bin istihdam yaratıyor” değerlendirmesinde bulundu.

 

“Kamu Emekçilerinin Tarihinde Yapılmış En Köklü Düzenleme 3600 Ek Gösterge Düzenlemesidir”

 

“EYT’yi çözeceğiz dedim, kamuoyuna da açıkladım ve çözdük” diyen Bakan Bilgin, şunları kaydetti:

 

“Çözemezler diyenler vardı, EYT sorununu çözdük. 3600 ek gösterge meselesini çözeceğiz dedim. 5 milyon 300 bin kişiyi ilgilendiriyordu. Önce dört grup; öğretmenler, polisler, sağlık personeli ve din görevlileri kapsama giriyordu ama biz herkesi kapsayacak şekilde 600 ek gösterge vererek işe başladık. Diğer kamu çalışanlarını da içine alarak 5 milyon 300 bin kişiyi kapsayan bir düzenleme yaptık. Bu düzenleme, kamu emekçilerinin tarihinde yapılmış en köklü düzenlemedir. Hem çalışırken ücretlerindeki dengesizlikleri düzeltiyor hem de emeklilikte onlara çok ciddi avantaj sağlıyor. Yaptığımız düzenleme, bazılarının emekli ikramiyelerinde 70 bin liralık bir fark yarattı. Ben bu dosyaları kapatmış olmakla övünüyorum. Toplumumuza karşı bir söz verdik ve sözümüzü tuttuk. Kamuda sözleşmeli personele kadro sözü verdik ve onlara kadro imkânı sunduk. Kamuda 32 çeşit olan sözleşmeli personeli düzenledik ve onlara isteğe bağlı kadro imkanı verdik.”

 

“Geçici İşçilere 1 Yıl Çalışma ve Kadro İmkanı Sağladık”

 

Bakan Bilgin, geçici işçi sorununu da çözdüklerini anımsatarak, “Geçici işçiler, 10 ay çalışıp maaş alıyorlardı sonrasında işten çıkarılıyorlardı. Şimdi onlara 12 ay çalışma imkânını getirdik. Aynı zamanda norm kadrolar var. Boş olan kadrolara kıdem sırasına göre atanmasını kanun ile düzenledik. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda yaptığımız çalışmalara ‘toplumumuzu korumak bizim görevimizdir’ anlayışıyla yaklaşarak sosyal politikalara öncelik verdi ve bütün bunları onun desteğiyle yaptık. Geçici işçiler ve sözleşmeli personelin kadro sorununu kanun ile düzenledik, bunlar yöneticilerin inisiyatifinde değil. Böylece keyfi uygulamaların önüne geçtik.

 

“Meclis Açılır Açılmaz Taşeron İşçilerinin Sorununu da Çözeceğiz”

 

Önlerindeki dosyalardan birinin de taşeron işçiliği olduğunu belirten Bilgin, “Çalışmayı tamamladık ama deprem oldu, Meclis çalışmalarına ara verdi. Dolayısıyla biz en son oturuma sadece geçici işçileri yetiştirebildik. Meclis açılır açılmaz taşeron işçilerinin sorununu da çözeceğiz” bilgisini paylaştı.

 

“Temmuz Ayında Asgari Ücreti Yeniden Değerlendireceğiz”

 

Bakan Bilgin, Temmuz ayında asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin sorulan soru üzerine ise “Asgari ücret konusunda Türkiye gerçekten çok duyarlı davrandı. Geçtiğimiz sene Ocak ayında çok yüksek bir zam yapmış olmamıza rağmen Temmuz ayında yeniden düzenleme yapmak zorunda kaldık. Çünkü fiyatlar asgari ücreti hızlı bir şekilde eritti. Bu sene de Ocak ayında kimsenin beklemediği bir zam yaptık. Cumhuriyet tarihinin dolar bazında en yüksek asgari ücretini verdik. Açıkladığımızda 467 dolardı. Bugün 455 dolar civarında. Asgari ücret zaten bunun altına düşmemesi için belirlediğimiz bir ücrettir. Asgari ücret çok önemli bir konu, asgari ücreti yukarıya çektiğimiz zaman asgari ücretin üzerinde çalışanlar da işletmelerden, işverenlerinden aynı oranda zam istiyorlar. Asgari ücretle birlikte bütün ücret sistemini yukarı doğru değiştiriyoruz. Asgari ücretin diğer ücretleri düzenleyici bir etkisi var. Temmuz’da da bunu değerlendireceğiz. Asgari ücret komisyonunda kararlaştırıyoruz. Bu sene işveren konfederasyonumuzla birlikte imzaladık. Türk-İş Genel Başkanı Ergun Bey 9 binin altında imza atmayacağını söyledi. Biz de 8 bin 500 lirayla uzlaştık. Ümit ediyorum önümüzdeki asgari ücrette oy birliği ile uzlaşırız” yanıtını verdi.

 

Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasına ilişkin ise Bilgin, şunları aktardı:

 

“Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını gerçekleştirme fırsatını bulduk. İlk defa sadece asgari ücretlilerin değil, bütün ücretlilerin asgari ücret düzeyindeki gelirlerini vergi dışı bırakarak yapısal bir reform gerçekleştirdik. Türk çalışma hayatında toplu sözleşmeden sonra bence en önemli adımlardan birsi budur. Çünkü asgari ücret diyorsunuz ve ondan vergi alıyorsunuz. Bunun mantığı olmaz. Anayasanızda sosyal devlet yazıyorsa bunu yapamazsınız.”

 

“Toplu Sözleşmelerin Ücretleri Dengeleyici Bir Etkisi Var”

 

Bakan Bilgin, kamu işçileri için devam eden toplu sözleşme görüşmeleriyle ilgili de, “En düşük işçinin rakamıyla ilgili biz 12 bin TL sendikalar ise 12 bin 500 TL teklif ettiler. Şu anda kamuda 700 bini aşkın işçi ile ilgili toplu sözleşme görüşmelerimiz devam ediyor. Kamu adına toplu sözleşme görüşmelerini Türkiye Kamu İşveren Sendikaları (TÜİS) yapıyor. Ben orada sosyal devletin temsilcisiyim. TÜİS, 10 bin 500 TL teklif etmişti ben onu 12 bin TL’ye çıkarttım. Oranı çok düşüktü, yüzde 40’a yaklaştıralım bunu dedim ama sendikalarımız daha yüksek istiyorlar. Bu bir toplu pazarlık, yine bir araya gelecekler, görüşecekler. Biz sosyal devlet adına, sendikalarımızla oturup bir uzlaşma noktasında buluşacağız. Kamudaki çalışanlarımızın toplu sözleşmeyle elde edecekleri ücret seviyeleri fevkalade önemli. Çünkü kamu toplu sözleşmeleri belli bir seviyeye gelince özel sektörde çalışanlar artık onun altında sözleşme yapamaz hale geliyorlar. Dolayısıyla orada da dengeleyici bir etkisi olduğunu dikkate almamız lazım. Biz Ocak ayında enflasyon farkı da dâhil refah payıyla birlikte kamu çalışanlarımıza yüzde 30 zam yaptık. Yaklaşık yüzde 14 civarında bir refah payı verdik. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Bu şartlarda kamu çalışanlarımızı korumamız gerekir’ dedi. Böyle bir kararı onayladı ve kamu çalışanları o zaman çok da memnun oldu. Temmuz’da bunu yeniden refah payıyla birlikte ele alacağız. Hiç endişe etmesinler” ifadelerini kullandı.

 

“Kamu Çalışanları İle İlgili Düzenlemede Akademik Hayata Ayrı Bir Yer Veriyoruz”

Akademik personelin maaşlarının yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Bilgin, “Bunu yeniden ele almamız lazım. Çünkü akademi çalışma alanı olarak birincil bir tercih olarak görülmüyorsa orada bir problem vardır. Kamu çalışanları ile ilgili düzenlemede akademik hayata ayrı bir yer veriyoruz. Ayrı bir çalışma yaparak ayrıntılı olarak çalıştık. Asistanlarla ilgili bir düzenleme yaptık. Onlar geçici çalışıyorlardı, 50d diye bir kadroyla onları sabit kadroya aldık. YÖK Başkanımızla kanun tasarısını hazırladık, Meclisimiz de bunu çıkardı. Bu konuda kapsamlı bir düzenlemeyi Temmuz ayındaki kamu çalışanlarıyla ilgili düzenlemeyi gerçekleştireceğiz” açıklamasını yaptı.

 

“Staj Mağduriyeti Doğru Bir Kavram Değil”

 

Bakan Bilgin, staj sürelerinin neden emekliliğe sayılmadığı ile ilgili sorulan sorular üzerine, “Staj mağduriyeti doğru bir kavram değildir. Bu bir eğitim süreci, eğitimin devamı dolayısıyla orada bir mağduriyet söz konusu değil. Sosyal güvenlik sistemine kayıt olmayı iş akdiyle gerçekleşen bir olaydan sonra başlatıyoruz. İşe giriş işleminiz o şekilde gerçekleşiyor. Eğitimin bir parçası mı değil mi? İş mi? Oradan bakacağız. Devlet onlara sağlık sigortası yaptırıyor ve orada sağlıktan dolayı başına bir şey geldiği zaman ben korurum diyor. Ama kimseyle bir iş akdi gerçekleşmiyor” diye konuştu.