Sosyolog Aslan: İntihar olaylarını değerlendirdi
Toplumunda kangren haline dönüşen intihar olaylarının iletişim sorunlarından kaynaklandığını belirten Sosyolog Mehmet Guli Aslan, ailelerin ve eğitimcilerin çocuklarla birebir ilgilenmesi gerektiğini ifade etti.
Toplumda her geçen gün artan intihar vakaları, sosyolojik bir olgu olarak toplumsal düzeni tehdit ediyor.
Yaşanan intihar olaylarının tüm yönleri ile araştırılamaması ve sorun ile ilgili önleyici tedbirlerin alınamaması ise yeni intihar vakalarına zemin hazırlıyor.
Toplumsal açıdan önemli bir sorun olan intihar vakaları ile ilgili Sosyolog Mehmet Guli Aslan, İLKHA'ya konuştu.
Yaşadığımızın yüzyılda, iletişim araçlarının her geçen gün arttığı bir dönemde aile ve toplum içinde yaşanan iletişim sorunun ciddi travmalara neden olduğunu belirten Sosyolog Aslan, bu durumun çok ciddi anlamda sorunlara neden olduğunu ifade etti.
"Toplum ve birey olarak çok yoğun dezenformasyona maruz kalıyoruz"
İletişim çağında aile ile çocuk arasında büyük bir iletişim sorunu olduğunu belirten Aslan, "Her şeyin başı iletişimdir. Toplumlar da iletişim halindedir. İletişimin en yoğun yaşandığı dönemde; çok yoğun bir dezenformasyon var. Özellikle toplum ve birey olarak çok yoğun dezenformasyona maruz kalıyoruz. Bu da kişide umutsuzluk, mutsuzluk ve toplumdan kopuş getiriyor. İletişimin en yoğun yaşandığı bir çağdayız. Her şeye iletişim yolu ile ulaşabildiğimiz bir çağda iletişim eksikliğinden dolayı toplum intihara sürükleniyor. Bu konuda ailelere çok iş düşüyor. Hepimizde cep telefonu ve tablet gibi kitle iletişim araçları var. Çocuk, bunlarla çok iyi iletişim kuruyor, zaman geçiriyor; ama aileler ile çok iyi zaman geçirmiyor ve aileyi de dinlemiyor." şeklinde konuştu.
"Toplum bir ana merkezden yönlendiriliyor"
Bireyi şekillendiren ana etkenlere değinen Aslan, "Daha önce birey yetiştirirken bireyi şekillendiren 3 ana argümandan bahsederdik. Birincisi anne baba yani aile, ikincisi sokak, üçüncü ise okul ve öğretmendir. Öyle bir zamana geldik ki aile, sokak ve eğitimci gerçekten bu işin gerisindedir. Bir ana merkezden toplum yönlendiriliyor. Toplum dezenformasyona uğruyor. Sosyal medyada öyle bir dezenformasyon yapılıyor ki sosyal medyayı takip eden insan umutsuzluğa düşüyor. İletişim eksikliğinden dolayı karşısındakine bir şey ifade edemiyor. Bir de kapalı toplumun getirdiği sıkıntılar var. Özellikle Şanlıurfa ve Siverek bölgesini temel alırsak buradaki yaşanan intihar olayları; kapalı toplumun getirisidir." diye konuştu.
"Çocuk, toplumda bireysel olarak yalnızlaşıyor"
Gelecekten umudunu kaybeden insanın, umutsuz bir şekilde yaşayamayacağını vurgulayan Aslan, "Çocuk, anne ve babasına açılamıyor. Çocuk, toplumda bireysel olarak yalnızlaşıyor. Ana destekten destek alamıyor. Destek alamadığından da intihara sürüklenmeye meyilli oluyor. Ekonomi de intihara sürükleyen etkenlerden biridir. Ekonomik geleceği görememe var. Günümüzdeki gençlik, gelecekten umutsuzdur. Çocuk, yoğun dezenformasyona maruz kalınca gelecekten umudunu kaybediyor. Gelecekten umudunu kaybeden insan, umutsuz bir şekilde yaşayamaz." ifadelerini kullandı.
"Eğitimcilerimiz lütfen ama lütfen çocuklarla birebir ilgilensinler"
Toplumun bilinçlenmesinde eğitimcilerin rolüne dikkat çeken Aslan, "Aileler, mümkün oldukça çocuklarıyla daha iyi iletişim kursunlar. Birebir iletişim kursunlar. Çocuklarının dertlerini dinlesinler. Burada yetkililere de önemli görevler düşüyor. Yetkililerin üzerine düşen görevleri eğitimciler aracılığıyla çok iyi yapmaları gerekir. Eğitimcilere seslenmek isterim. Eğitimcilerimiz lütfen ama lütfen çocuklarla birebir ilgilenin. Çağın getirdiği bu zorlu yaşamı en iyi bilenler eğitimcilerdir. Belki birçok ailemiz eğitim konusuna vakıf değillerdir; ama eğitimcilerimiz bu işe vakıftırlar. Eğitimciler, çocukları çok iyi şekilde bilinçlendirsinler. Kitle iletişim araçlarını kullanırken de bilinçli kullanalım." dedi. (İLKHA)