Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Cezaevi Şartlarını meclise taşıdı

21 Nisan 2022 - 11:38

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
 
 
Türkiye cezaevlerinde, cezaevi yönetimlerinin sosyal faliyet, görüş, koğuş arama konusundaki keyfi tutumu tabloyu giderek kötüleştirmektedir. Belirttiğimiz ağır hak ihlalleri giderek derinleşmektedir. Urfa 1 No’lu Kapalı Cezaevi’nde cezaevi yönetimi, gardiyanlar ve cezaevi savcısı tarafından mahpuslara, hukuksuz, keyfi ve insanlık onurunu çiğneyen uygulamalar yaşatılmaktadır. Komuoyu bu konu da ciddi endişe taşımaktadır. Anayasa’nın 98’inci TBMM İç Tüzüğü’nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.
 
 
Ayşe SÜRÜCÜ
Şanlıurfa Milletvekili
 
 
GEREKÇE
 
Cezaevlerinde yaşanan keyfi tutum ve ağır hak ihlalleri sık sık basına ve kamuoyuna yansımaktadır.Cezaevi yönetimleri, özellikle siyasi mahpuslara yönelik kargolara el koyma, görüşleri engelleme, koğuşlara keyfi bir  tutumla baskın  yaptırma ve mahpusları darp etme, sosyal faliyetleri kısıtlama, infaz yakma,  gibi hak ihlallerini rutin hale getirmiştir. Bu hak ihlalleri kamuoyunu derinden sarsmıştır. Urfa 1 No’lu Kapalı Cezaevi’nin savcısının mahpuslara karşı tehditkar tutumu da basına yansımıştır. Savcının “Ben olsam seni idam ederdim” dediği iddia edilmiştir. Urfa 1 No’lu Kapalı Cezaevi’ndeki  uygulamaların ve hukuksuzlukların daha da arttığı ve cezaevi savcısının mahpuslara karşı tehditkar tutumu vahim bir hal almış durumdadır.
Koğuşlara gelip, ayağını sertçe yere vurup ‘pişeceksiniz’ tehdidinde bulunan cezaevi savcısının da psikolojik testlerden geçmesinde de ciddi fayda görmekteyiz.Ayrıca , cezaevlerinde  yeni faaliyete geçirilen görüntülü konuşmadan yararlanamamaktadırlar,
Üstelik, Urfa 1 No’lu Cezaevinde uzun sürmedik diş reviri, bulunmamaktadır. Örneğin,  bulunan 70 yaşındaki mahpus, Celal Ercan’nın tek bir dişi dahi yoktur. Uzun süredir protez diş yapılması için cezaevi idaresi ile görüşen mahpuslara dönüş yapılmamaktadır.  Aynı şekilde basına yansıyan bilgilerde, mahpuslara gelen kargolar “kantinde var” denilerek kendilerine verilmemektedir. Oysaki kantinde bulunanlar ise tek çeşit ve  çok oldukça pahalıdır. Ziyaretçilerin  mahpuslara verilmek üzere ilgili birime teslim etmek istediği eşyalar “kargoyla gönderin” denilerek aileler maddi açıdan mağduriyet esil edilmektedirler. Bu sorunlar, sözlü olarak dile getirilen veya yazılı olarak çözülmesine ilişkin başvurularda bulunan ancak ısrarla görmezden gelinen sorunlar olarak, cezaevinde ağırlaşarak sürmektedir. Bu sorunlara mahpusların cezaevi idaresi ile görüşme talepleri olmuştur fakat tümü karşılıksız bırakılmaktadır. Cezaevi birinci müdürü ve savcısının yaklaşımları ve cezaevindeki bu keyfi uygulamalar rutin hale gelmiştir. Öyle ki ucuzluğundan dolayı çoğu zaman tercih edilen  ‘Mekap’ markalı ayakkabılar ‘müdürün kararıdır yasaklıdır’ denilip verilmemektedir. Urfa 1 No’lu Cezaevi’nde yaşanan bu korkunç tablo bize son süreçte cezaevlerinde intihara sürüklenmelerin sebebini de açıklamaktadır. Konu hakkında da kamuoyunun TBMM’nin bir adım atması hususundaki beklentileri artmaktadır. Gerekli çalışmaların yürütülmesi ve TBMM’nin bu konu da daha etkin bir rol oynaması İçin araştırma komisyonu kurulmasını arz ederim.