Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Cezaevi şartlarını meclise taşıdı

12 Nisan 2022 - 13:25

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
 
 
Türkiye cezaevlerinde, cezaevi yönetimlerinin sosyal faliyet, görüş, koğuş arama konusundaki keyfi tutumu ve ağır hasta olan mahpuslara Adli Tıp Kurumu’nca verilen “Cezaevinde kalabilir.” Raporu tabloyu giderek kötüleştirmektedir.
Belirttiğimiz ağır hak ihlalleri giderek derinleşmektedir. Ayrıca hasta mahpuslara infaz erteleme veya tahliye verilmediğinden ağır hasta mahpuslar cezaevlerinde yaşamlarını yitirmektedirler. Komuoyu bu konu da ciddi endişe taşımaktadır. Anayasa’nın 98’inci TBMM İç Tüzüğü’nün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.  12/04/2022
 
 
Ayşe SÜRÜCÜ
Şanlıurfa Milletvekili
 
 
 
 
 
 
 
 
 
              GEREKÇE
 
Cezaevlerinde yaşanan keyfi tutum ve ağır hak ihlalleri sık sık basına ve kamuoyuna yansımaktadır. Cezaevi yönetimleri, özellikle siyasi mahpuslara yönelik kargolara el koyma, görüşleri engelleme, telefonda Kürtçe konuşulduğu için telefonu kapattırma, koğuşlara keyfi bir  tutumla baskın  yaptırma ve mahpusları darp etme, sosyal faliyetleri kısıtlama, infaz yakma,  gibi hak ihlallerini rutin hale getirmiştir.
Özellikle ağır hasta mahpusların içerisinde bulunduğu ağır hak ihlalleriyle dolu olan durum, hukuki bir düzenleme ile çözülebilecekken cezaevinden tabutların çıkması kamuoyunu derinden sarsmıştır. İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre Türkiye cezaevlerinde 604'ü ağır bin 600’ün üzerine hasta mahpus var. Bunlardan 200’ün üzerinde mahpusun durumu ağır.
Ağır hastalığı bulunan mahpusun, bu durumunun somut verilerle tehlike altında olduğunu belirten tam teşekküllü hastane raporuna istinaden serbest bırakılarak tedavisinin yapılması anayasal bir zorunluluk iken ATK’nın raporları bu durumu engellemektedir ve nihayetinde de cezaevinden hasta mahpusun, cansız bedeni çıkmaktadır. Oysaki mahpusun tıbbi bakımını uzman hekimler tarafından, sağlıklı ortamda yapılması hakkı var. Devlet, özgürlüğünden mahrum bıraktığı bir bireyin yaşam hakkını koruma yükümlülüğüne sahiptir.Kapalı hapishane ortamında bu tedavi olanağı da bulunmadığından bu mahpusların serbest bırakılması, infazının ertelenmesi hukuk devletinin sorumluluğundadır.  Ayrıca ağır hasta mahpusların sağlığa erişim hakkının engellendiği bir infazın sonlandırılması hem yasal gereklilik hem de insancıl hukukun gerekliliğidir. 
Kamuoyunun ve hasta mahpusların ailelerinin, ağır hasta mahpusların acil durumu için TBMM’nin bir adım atması hususundaki beklentileri artmaktadır.
Türkiye’deki mevcut infaz sisteminin, adil ve eşit bir infaz sistemine dönüştürülmesi için gerekli çalışmaların yürütülmesi ve TBMM’nin bu konu da daha etkin bir rol oynaması İçin araştırma komisyonu kurulmasını arz ederim.