Özgür Eğitim Sen; "Türkiye Yüzyılı"nda Hedef Kamu Çalışanları!

Özgür Eğitim-Sen genel merkez yönetim kurulundan yapılan açıklamada, Kamu çalışanlarının hakları konusunda hükümete seslenildi.

Özgür Eğitim Sen Yönetim Kurulu şu açıklamada bulundu:

Türkiye’yi bunaltıcı bir ekonomik krizin içine sokan maceracı ekonomi yönetiminin kasayı boşaltmasının bedeli yine dar ve sabit gelirlinin sırtına yükleniyor. Hükümet ekonomiye nefes aldırmak için yine en kolay ve kısa yolu deneyerek vergi zamları yapıyor; KDV’yi 18’den 20’ye çıkarıyor, harçları yüzde 50 artırıyor, motorlu taşıtlar vergisini iki katına çıkarıyor, yurt dışından getirilen telefonlardan alınan harcı 6 bin liradan 20 bin liraya çıkarıyor.

Önümüzde yerel seçimler olmasına rağmen yapılan bu kıyıcı ve yıldırıcı zamlar, seçim sonrasında nasıl bir acı faturaya maruz bırakılacağımızı gösteriyor. Mayıs ayında vaat edilen memur maaş artışı iki ay içinde yüzde 30 değer kaybına uğramıştı. Resmi Gazete’de gece yayınlanan yeni vergi zamlarıyla, dün açıklanan maaş artışları henüz memurun cebine girmeden geri alınmış oldu.

Kötü ve beceriksiz ekonomi yönetiminin acı faturası: Kirasını ödeyemeyen memur, yaz ortasında domates alamayan emekli, sabit gelirli için her geçen gün zorlaşan yaşam koşulları…  
“Türkiye Yüzyılı”ından kasıt bu muydu? Krizden çıkışın dar gelirlinin cüzdanından arandığı, maaş zammının henüz ele geçmeden buharlaştığı, memurun kirasını ödeyemez hale geldiği, emeklinin trafik ışıklarında mendil satmaya başladığı bir Türkiye Yüzyılı.

Ülke ekonomisi sömürge valisi tarafından mı yönetiliyor, nedir bu hoyratlık? Zenginin vergi borcu silinir veya ertelenirken, lüks tüketim vergileri artırılmazken, dolaysız vergi toplanamaz hale gelmişken vergiyi tabana yayıp hıncını milletten çıkarmak nedir?

Daha sene başında tüm harç, vergi ve hizmet bedellerine yüzde 122 zam yapılmasına rağmen bunun üzerine ürkütücü boyutlarda yeni zamlar yapılması sabit gelirliye kaşıkla verilenin bol kepçe geri alınacağı anlamına geliyor.

Türkiye’de merkezi yönetim vergi geliri ortalama olarak yüzde 65 düzeylerinde dolaylı vergi, yüzde 35 oranında da dolaysız vergilerden oluşuyor. Yani vergilemede adalet ve eşitlikten söz edebilmek mümkün değildir. Ülkemizde vergi gelire göre alınmak yerine, KDV, ÖTV, MTV, cezalar, harçlar vb. kalemler üzerinden (geliri ne olursa olsun) herkesten aynı miktarda olmak üzere alınır. AB ülkelerinde dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içerisinde oranı yüzde 35’lerde, bizi kıskandığına inandırılmaya çalışıldığımız Almanya’da ise sadece yüzde 27,5 düzeyindedir. Bizde müteahhitin, sanayicinin vergi borçları ya ötelenir ya silinir, taksicisi, dolmuşçusu, tamircisi, emlakçısı başta olmak üzere esnaftan doğru düzgün gelir vergisi alınamaz. Lakin sabit gelirli memurdan hem doğrudan hem de dolaylı vergi kolayca alınabilir. O yüzden devlet, vergi sistemini adil hale getirmek yerine her sıkıştığında dolaylı vergilere yüklenerek sabit gelirlinin sırtına biner, memuru-işçiyi-emekliyi kırbaçlar.

Kamu çalışanlarının ücret politikasında ciddi adaletsizlikleriyle malul hükümet, adaletsiz vergi uygulamaları ve acımasız vergi zamlarıyla kamu çalışanlarına verdiği sözde zammı henüz vermeden geri almış oldu. Fatura yine hızla yoksullaştırılan ve geçim sıkıntısı içinde yaşamaya mahkûm edilen sabit gelirliye kesildi. Oysa krizden çıkışın yolu kamu çalışanının cüzdanında aranmamalıydı. Ancak verilen bir gün sonra fazlasıyla alınmış olduğu gibi kamuoyunda “Memur zamları nedeniyle vergiler artırıldı.” algısı oluşturularak kamu çalışanları tepkilerin odağı haline getirildi.

Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu

Haber: Mehmet Emin Kuş/Urfa Radikal Haber