Milletvekili Ayan, Şanlıurfa Cezaevini Meclise Taşıdı

24 Temmuz 2024 - 10:45

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, sık sık ölümcül olaylarla gündeme gelen ve kapasitesinin çok çok üzerinde mahkum yerleştirilen Şanlıurfa cezaevini ve kendini yakarak vefat eden mahkumu meclis ve insan haklarına sordu.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA
 
Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından Anayasa'nın 98'inci ve TBMM İçtüzüğünün 96'ncı ve 99'uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. 22.07.2024
 
​​   DİLAN KUNT AYAN
​​​​​​​​​    Şanlıurfa Milletvekili
 
Abdurrahim Yüksel isimli mahpus, “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “delilleri karartma” suçlarından toplam 11 yıl 3 ay hapis cezası almış, verilen cezanın kesinleşmesinin ardından 10 Temmuz 2024 tarihinde tutuklanarak Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevi’ne konmuştur.
İddialara göre, Yüksel, kapasitesinin 2 katı sayıda mahpusun bir arada kalmak zorunda olduğu bir koğuşa alınmış, koğuşa geldiği günden itibaren koğuştaki diğer mahpuslar ve bir kısım gardiyanlar tarafından rahatsız edilmiştir. Çıkan bir tartışmanın ardından gardiyanlar tarafından tekli hücreye alınmıştır. Yüksel, 20 Temmuz 2024 Cumartesi günü tutulduğu hücreyi ve kendisini ateşe vermiş, ağır yaralanan mahpus Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası'nda bulunan yanık ünitesine götürülmüştür. Yüksel, 22 Temmuz 2024 sabah saatlerinde hayatını kaybetmiş, cenazesi otopsi işlemlerinin ardından Mardin’e götürülmek üzere sevk edilmiştir.
Ceza İnfaz Kurumlarının Denetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’in “Disiplin cezalarının infazı” başlıklı 120. Maddesi, hücre cezasının nasıl uygulanması gerektiğini düzenlenmektedir. Buna göre, “Hücreye koyma cezasına infaz hâkiminin onayı ile başlanır.” ve “Hücreye koyma cezasının infazından önce ve infazı sırasında hükümlü, cezaevi tabibi tarafından muayene edilir. İlgilinin bu cezaya katlanamayacağı anlaşılırsa cezanın infazı sonraya bırakılır veya cezaevi tabibinin belirleyeceği aralıklarla infaz edilir.” Ancak Yüksel hakkında tek kişilik hücreye alındığı sırada verilmiş ve infaz hakimliği tarafından onaylanmış bir cezanın bulunup bulunmadığı öğrenilememiştir.
Yönetmelik’in 140. Maddesinde “a) Tutuklunun tek başına, sıkı bir rejim altında muhafaza edilmesi ve kaldığı odanın kamera ile izlenmesi” şeklinde kısıtlayıcı önlem bulunmakta, bu önlem aynı zamanda hücredeki kişinin sağlık ve güvenliği için uygulamaktadır. Cezaevi savcılığıyla yapılan kısa görüşmede hücrenin bu madde uyarınca, kamerayla izlendiğini belirtilmiştir. Buna rağmen, takip ve izleme altındaki mahpusun kendisini yakma eylemi girişimi sırasında neden herhangi bir müdahalede bulunulmadığı, geç müdahale nedeniyle ölümüne sebep olacak derecede ağır yaralanmasına sebep olan olay, ihmal ve sorumlular açıklanmamıştır.
Bu bağlamda;
1. Henüz 10 gündür cezaevinde olan Abdurrahim Yüksel’in bulunduğu koğuşta ne gibi sorunlar yaşamış, gardiyan ve diğer mahpuslar tarafından nasıl muamele görmüştür?
 
2. Bulunduğu koğuştan tekli hücreye alınması sırasında, usulüne uygun şekilde verilmiş bir hücre cezası var mıdır?
 
3. Hangi delillere göre disiplin cezası verilmiş, bu ceza infaz hakimliği tarafından onaylanmış mıdır?
 
4. Yüksel, tekli hücreye alınmadan önce ve infazı sırasında Kanun’un gereği uyarınca, hücrede kalmaya uygun olup olmadığına dair muayene edilmiş midir?
 
5. Tekli hücreye alınması sırasında üzerinde kendisine ve başkasına zarar verebilecek eşya kalmaması için arama yapılmamış mıdır, Yüksel tekli hücrede kendisini hangi yolla yakmıştır?
 
6. Sürekli olarak güvenlik kamerasıyla izlendiği belirtilen hücrede meydana gelen yakma eylemi neden ve nasıl fark edilmemiştir?
 
7. Yüksel’in odayı ateşe vermesinde ve kendisini yakma eylemi sırasında geç müdahale edilmesinde kimlerin ihmal ve sorumlulukları vardır?
 
8. Meydana gelen vakaya dair adli ve idari soruşturmalar açılmış mıdır? Açıldıysa akıbetleri ne aşamadadır?
 
9. Cezaevlerinde şüpheli ölüm ve intiharların önüne geçilmesi için Bakanlığınız tarafından hangi tedbirler alınmıştır?

​​​​​​​İNSAN HAKLARI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA
 
Abdurrahim Yüksel isimli mahpus, “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “delilleri karartma” suçlarından toplam 11 yıl 3 ay hapis cezası almış, verilen cezanın kesinleşmesinin ardından 10 Temmuz 2024 tarihinde tutuklanarak Urfa 1 Nolu Tipi Cezaevi’ne konmuştur.
İddialara göre, Yüksel, kapasitesinin 2 katı sayıda mahpusun bir arada kalmak zorunda olduğu bir koğuşa alınmış, koğuşa geldiği günden itibaren koğuştaki diğer mahpuslar ve bir kısım gardiyanlar tarafından rahatsız edilmiştir. Çıkan bir tartışmanın ardından gardiyanlar tarafından tekli hücreye alınmıştır. Yüksel, 20 Temmuz 2024 Cumartesi günü tutulduğu hücreyi ve kendisini ateşe vermiş, ağır yaralanan mahpus Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası'nda bulunan yanık ünitesine götürülmüştür. Yüksel, 22 Temmuz 2024 sabah saatlerinde hayatını kaybetmiş, cenazesi otopsi işlemlerinin ardından Mardin’e götürülmek üzere sevk edilmiştir.
Ceza İnfaz Kurumlarının Denetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’in “Disiplin cezalarının infazı” başlıklı 120. Maddesi, hücre cezasının nasıl uygulanması gerektiğini düzenlenmektedir. Buna göre, “Hücreye koyma cezasına infaz hâkiminin onayı ile başlanır.” 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Madde 48’e göre; “Hücreye koyma cezasının infazından önce ve infazı sırasında hükümlü, cezaevi tabibi tarafından muayene edilir. İlgilinin bu cezaya katlanamayacağı anlaşılırsa cezanın infazı sonraya bırakılır veya cezaevi tabibinin belirleyeceği aralıklarla infaz edilir.” Ancak Yüksel hakkında tek kişilik hücreye alındığı sırada verilmiş ve infaz hakimliği tarafından onaylanmış bir cezanın bulunup bulunmadığı öğrenilememiştir.
Yönetmelik’in 140. Maddesinde “a) Tutuklunun tek başına, sıkı bir rejim altında muhafaza edilmesi ve kaldığı odanın kamera ile izlenmesi” şeklinde kısıtlayıcı önlem bulunmakta, bu önlem aynı zamanda hücredeki kişinin sağlık ve güvenliği için uygulamaktadır. Cezaevi savcılığıyla yapılan kısa görüşmede hücrenin bu madde uyarınca, kamerayla izlendiğini belirtilmiştir. Buna rağmen, takip ve izleme altındaki mahpusun kendisini yakma eylemi girişimi sırasında neden herhangi bir müdahalede bulunulmadığı, geç müdahale nedeniyle ölümüne sebep olacak derecede ağır yaralanmasına sebep olan olay, ihmal ve sorumlular açıklanmamıştır.
Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde, mahpusların şüpheli şekilde hayatını kaybettikleri vakaların yanı sıra cezaevinde kendini öldürme vakalarının da arttığı somut verilerle ortadadır. Urfa 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde, Kasım 2023’te hayatını kaybeden Sedat Yamuktu isimli adli mahpusun şüpheli ölümü ardından Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde gerçekleşen bu intihar vakası, cezaevi genelinde ihmal ve sorunlar olduğunun işaretidir.
Başta Anayasa ve uluslararası sözleşmeler olmak üzere, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik ve konuyla ilgili diğer yönetmelikler, genelgeler, protokoller; cezaevlerindeki mahpusların yaşam hakkı, sağlık hakkı ve güvenliğinden Devlet’in sorumlu olduğunu, cezaevi idaresi ve yetkililerin bu konuda pozitif ve negatif yükümlülüklerini belirler.
 
 
Tüm bu nedenlerle;
➢ Henüz 10 gündür cezaevinde olan Abdurrahim Yüksel’in bulunduğu koğuşta ne gibi sorunlar yaşadığının, gardiyan ve diğer mahpuslar tarafından nasıl muamele gördüğünü,
 
➢ Bulunduğu koğuştan tekli hücreye alınması sırasında verilen hücre cezasının usulüne uygun verilip verilmediği,
 
➢ Tekli hücreye alındığı sırada hakkında verilmiş ve infaz hakimliği tarafından onaylanmış bir ceza olup olmadığını,
 
➢ Tekli hücreye mahpusun güvenliği nedeniyle alınması halinde, güvenlik tehdidi oluşturan kişi veya kişilerin kimler olduğu, haklarında hangi işlemlerin yapıldığı,
 
➢ Tekli hücreye alınmadan önce ve infazı sırasında Kanun’un gereği uyarınca, hücrede kalmaya uygun olup olmadığına dair muayene edilip edilmediği,
 
➢ Tekli hücreye alınması sırasında üzerinde kendisine ve başkasına zarar verebilecek eşya kalmaması için arama yapılması gerekirken, ne şekilde yakıcı bir madde taşıdığı,
 
➢ Sürekli olarak güvenlik kamerasıyla izlendiği belirtilen hücrede meydana gelen yakma eyleminin nasıl fark edilmediği,
 
➢ Yüksel’in odayı ateşe verme ve kendisini yakma eylemi sırasında geç müdahale edilmesinde kimlerin ihmal ve sorumlulukları olduğu,
 
➢ Meydana gelen vakaya dair adli ve idari soruşturmaların açılıp açılmadığı, açıldıysa akıbetlerinin ne olduğunu öğrenmek ve benzer olayların yaşanmasının engellenmesi amacıyla,
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun cezaevlerinde giderek artan şüpheli ölüm ve intiharlar gündemiyle acilen toplanmasını, komisyonun Urfa T Tipi Cezaevleri’ni yerinde ziyaret ederek gerekli çalışmaları yapmasını, Tutuklu ve Hükümlü Hakları Alt Komisyonu aracılığıyla yukarıdaki soruların cevaplarının araştırılmasını, kusur ve ihmali olan kişiler hakkında yasal ve idari süreçlerin takip edilmesini talep ederim. 22.07.2024
 
​​​​​​​​      DİLAN KUNT AYAN
​​​​​​​​      Şanlıurfa Milletvekili
​​​​​​​​             İHİK Üyesi