Kokaincinin peşini bırakmamak gerek

29 Mart 2021 - 10:17

Gazeteci yazar Süleyman Özışık Türkiye gazetesinin bugünkü köşe yazısında "Araç içinde kokain çeken kişinin AK Parti Genel Merkezi'nde büro elemanı olarak çalıştığı ortaya çıktı." dedi.

Araç içinde kokain çeken kişinin AK Parti Genel Merkezi'nde büro elemanı olarak çalıştığı ortaya çıktı.
Görüntüler sosyal medyaya düştüğü andan itibaren tabiri caizse ortalık birbirine girdi. Kendi partilerinde yaşanan onlarca taciz ve tecavüzün üzerini kapatanlar, bir büro personeli üzerinden AK Parti'ye vurmaya çalıştı.
Önce İzmir Milletvekili ve AK Parti Tanıtım Medya Başkanı Hamza Dağ'ın danışmanı olduğu yalanını köpürttüler. Hamza Dağ bu yalana anında cevap verdi.
Ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile çekilmiş bir fotoğrafını servis ettiler. Ancak uyuşturucu ile mücadele konusunda efsane işlere imza atan Soylu'nun talimatı ile kokainci kısa zamanda gözaltına alındı.
Sonrasını biliyorsunuz.
Tutuklama ve hapis...
Hep söylediğim gibi...
AK Parti bu tür durumlarda her zaman gurur duyulası bir hareketle bu tür çürük elmaları anında ayıklıyor.
Yalnız bu kez işin burada bırakılmaması gerekiyor. Bu uyuşturucu müptelasının geçmişinin de ciddi şekilde irdelenmesi gerekiyor.
Bunu şundan dolayı söylüyorum.
Kürşat Ayvatoğlu’nun eski arkadaşı olduğunu açıklayan gazeteci Muhammed Vefa, sosyal medyada dehşet verici bilgiler aktarıyor.
Anlattığına göre Ayvatoğlu'nun AK Parti'deki yükseliş hikâyesi, zenginleşme hikâyesi şöyle:
Kürşat Ayvatoğlu 2014’ten önce araba pazarında 5 lira karşılığında otomobil fotoğrafları çeken bir genç. 2014’te ise AK Parti Kastamonu Belediye Başkan Adayı olan Tahsin Babaş’ın seçim ofisinde grafiker olarak çalışıyor.
Photoshop’ta seçim çalışmaları yapan Ayvatoğlu, bir milletvekilinin önerisiyle Babaş’la çalışmaya başlıyor. Eski ve bozuk arabası olan Ayvatoğlu’nun hayatı Tahsin Babaş’ın seçimi kazanmasının ardından belediyede işe girmesiyle değişiyor. Kastamonu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak görev veriliyor kendisine...
Burada bağladığı işler üzerinden kendine pay ayırmayı unutmuyor!
Sonra şaşırtıcı bir şekilde şirket kurarak belediyeden takvim, ajanda, hediyelik anahtarlık gibi promosyon ihaleleri almaya başlıyor. Daha sonra yeme içme sektöründeki birçok firmaya ortak olmaya başlıyor. 
Sonra bir anda Başkan'ın özel kalem müdürü oluveriyor.
Ortak olduğu bir çekme helva firması belediyeye her gün helva satıyor. Bir süre sonra lüks araçlar almaya başlıyor. Şehirdeki bir alışveriş merkezinde pizzacı dükkânı açıyor. Seçimin kaybedilmesinin ardından Ankara’ya taşınarak lüks bir rezidansa yerleşiyor. Ardından bağlantılarını kullanarak AK Parti Genel Merkezi’ne personel olarak giriyor.
Ve kokain olayından sonra bir araba satış sitesinde milyon dolarlık araçlarını satılığa çıkarmasıyla biliniyor.
Üzülerek söylemeliyim ki AK Parti işte içten içe bu tür hikâyelerle yıpratılıyor. Yaşı henüz 30'u bulmamış bir tıfılın partiye emek veren milyonlarca gencin arasından bir anda sıyrılıp milyonluk servete kavuşması normal bir şey değil!..
Zaten AK Parti tabanının yıllardır en çok isyan ettiği şey de bu...
Dışarıdan ve sonradan gelen birilerinin partide birileri tarafından en ön saflara alınması ve aniden zenginleşmesi…
Bunların pek çoğu Gezi’de ve darbe 15 Temmuz’da AK Parti’ye küfreden ve hâlen küfretmeye devam eden tipler…
Bence AK Parti tabanda oluşan bu tiplere karşı tepkiye derhâl el koymalı…
Mesela….
Kokainci çocuğun bu zenginleşmeyi nasıl sağladığı ve Kastamonu'da hangi ihalelere girdiği belediye kayıtlarına bakılarak ortaya çıkarılmalı...
Ve bence AK Parti, partinin içine girdikten sonra böyle bir anda zenginleşen ve fakat gününü AK Parti’ye küfrederek geçiren kim varsa hepsini tek tek takip edip ortaya çıkarmalı.
Yatlarda eğlence yapanlar, milyonluk arabalara binenler, lüks rezidanslarda oturulanlar falan...
Bunlardan kurtulmadıkça genç kuşağı kazanmak mümkün olmaz. Gençleri kazanamayacağı gibi parti tabanındaki samimi dava eri gençleri de tutamaz.
Benden söylemesi... Türkiye