"Hukuk Devletinden, Polis Devletine Mi Dönüyoruz?"
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Av. Ahmet TÜYSÜZ görüntü kaydının alınmasına ilişkin çıkarılan genelgeye tepki göstererek bir açıklamada bulundu.
Dün Dünya Basın Özgürlüğü Gününü kutlamayı çok arzu ettiğini belirten Tüysüz, Maalesef ortada kutlanacak bir şey göremediklerini buna karşılık kınanması gereken bir nedenle bu açıklamanın hasıl olduğunu belirterek şunları söyledi:
Emniyetin Genelgesi Hukuk Devletinden Polis Devletine Geçişin Resmi İlanıdır
“Emniyet Genel Müdürlüğünce 27.04.2021 tarih ve 3895 sayı ile yayınlanmış olan genelge gerekçe gösterilerek daha ilk gün 1 Mayıs kutlamalarında basın özgürlüğü kısıtlandı. İfade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı mücadele etmek, yalnızca basın emekçilerinin görevi değildir. Bu yasadaki haklar basın emekçilerine tanınmış bir imtiyaz da değildir bu haklar doğrudan kamunun haber alma hakkına dayanmaktadır. Bu konuda herkese sorumluluk düşmektedir. Çünkü toplumun yararını ve özgürlükleri savunan basının özgürlüğü, herkesin özgürlüğü demektir.
Yaşanan pratikler göstermiştir ki; kamu görevlilerinin işlediği suçlarda genel olarak bir cezasızlık politikası ile failler gizlenmiş ceza zamanaşımına uğratılmış, onların çektiği kamera kayıtları fail bir kamu görevlisi ise kameralar her ne hikmetse ya o açıyı çekmemiş veya o esnada o kameranın çalışmadığı sonradan anlaşılmıştır. Genelge bu koruma zırhını destekler mahiyettedir.
Kişisel Verilerin Korunmasına Dair Kanun bu genelgenin gerekçesi olarak lanse edilmiş ise de böyle bir şeyin olması ne hukuken ne mantıken mümkün değildir. Kamuya açık bir alanda bu yasa tersine çevrilmek suretiyle kamu görevlilerinin aleni suçlarını örtbas için yayınlanmış olan ilgili genelge örtbası zorlaştıracak sorumlu yurttaş bilinciyle suçu kamuoyuna duyurmak için sesli ve görüntülü belge kaydı tutanlara yönelik ve hiç bir kanunda yeri olmayan suç işlemek için teşvik edici, işlenmiş suçun delillerini yok edici, adeta işlediği suçun failini koruyucu kollayıcı bir ayrıcalık olarak kolluğa bahşedilmiştir. Hukuk devletinden polis devletine evrilmenin resmi bir ilanından başka bir şey değildir bu genelge.
Emniyet Genelgesi, sivillere yönelik kolluk suçlarını görüntüleyen veya ses kaydı alarak topluma duyuran, yurttaşlık bilincini suçlu ilan etmektedir. Suçüstü yakalanan kolluk memuruna, suç delilini karartma yetkisi vermektedir. Suçu belgeleyen sade vatandaşa suçlu muamelesi yapma görevi de vermektedir üstelik. Yani suçluyu kayıran, bilinçli vatandaşı ise cezalandırmaktadır. Yurttaşlık bilincini suçlu ilan eden bu genelge aynı zamanda kamu karşısında halkı koruma, halka hizmet prensibinden vazgeçildiğinin de en açık ilanıdır.
Emniyet Genelgesi kolluk gücüne kanunsuz emir niteliğindedir ve kanunsuz emir anayasaya aykırıdır. Kanuna açıkça aykırı suç oluşturan bir emrin yazılı olması halinde dahi talimatı alanın bunu yerine getirmesi durumunda sorumluluğunu bertaraf edemeyeceğini, genelge ile bu kaydı tutanları Kişisel Verileri Koruma Kanununa muhalefet ile tehdit edenlere ise TCK.Mad.278/1: “İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmüyle beraber hatırlatmak isteriz. Basının gerçekten özgür olduğu ve bu özgürlüğü doyasıya tadabileceğimiz kutlayabileceğimiz günlerde konuşabilmeyi umut ediyoruz. Bu konuda da umudumuzu yitirmemek için bu hukuksuz genelgenin bir an önce geri çekilmesi gerektiğini ve genelgenin iptali için de DEVA Partisi olarak dava açacağımızı değerli basınımıza ve kamuoyuna saygıyla arz ederiz” dedi.