Doktorlardan 'varsın gidiyorlarsa gitsinler' diyen Erdoğan'a sert yanıt
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın kadın muhtarlarla buluştuğu programda yaptığı konuşmada hekimlere yönelik 'Varsın gidiyorlarsa gitsinler' sözlerine TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut tepki gösterdi. Bulut, 'Kenan Evren de hekimlerle ilgili benzer söylemler kullanırdı. Cumhurbaşkanının konuşmasında gitmekte olan birisinin acısını gördük' dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Külliye’de kadın muhtarlarla bir araya geldi. Erdoğan, burada muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada yurt dışına giden hekimleri eleştirerek “Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam eder buralarda yola devam ederiz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın ifadelerine Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve çok sayıda tabip odası, “Biz, topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak buradaydık, buradayız, burada kalacağız!” sözlerini paylaşarak tepki gösterdi. SÖZCÜ'ye konuşan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, “Cumhurbaşkanının konuşmasında gitmekte olan birisinin acısını gördük” dedi.
“KENAN EVREN DE BENZER SÖYLEMLER KULLANIRDI”
Onurlu bir meslek yaptıklarını belirten Bulut, Kenan Evren’den örnek vererek “Biz bu söylemlere Kenan Evren döneminden beri alışığız. Kenan Evren de hekimlerle ilgili benzer söylemler kullanırdı. Evren’i taklit eden bir konuşma oldu. 12 Eylül ikliminde yetişen bir siyasetçi olarak kendisine yakışanı yapmıştır. Kenan Evren bu gün hatırlanmıyor ama bizim mesleğimizin onuru ve kalitesi ortadadır. Yarında bu meslek ayakta kalacaktır. İstanköylü Hipokrat'tan, Bergamalı Galen'den bu yana bu meslek vardır. Recep Tayyip Erdoğan da gidecektir, ama hekimlik mesleği kalacaktır” dedi.
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut.
“MALA GELİNCE KAPİTALİST, HEKİME GELİNCE OTOKRATİK SİSTEM”
Erdoğan'ın söylediklerinin gerçeklerle uyuşmadığını belirten Bulut, şu ifadeleri kullandı:
* Hekimleri devletin yetiştirdiğini Kenan Evren de söylerdi. Devlet, dışarıdan sıradan insanları alıp yetiştirmiyor. Bu çocuklar Türkiye'nin en zeki çocukları, sınavları başarıyla geçerek tıbbı kazanıyorlar. Ailelerinin desteği ve emeği ile hem pahalı, hem de uzun bir eğitimi tamamlayarak hekim oluyorlar.
* Onların aileleri ne çektiklerini iyi bilir. Devlet sosyal hukuk devleti, tabi ki olanakları sağlar. Ama zeki insanlar o eğitimi alırlar. Devlet 6 yıl boyunca öğrenciyi okutup, masrafını üstlendikten sonra benim için 6 yılı şu paraya mecburi hizmet yapacaksın diyebilir. Ama maalesef bunun karşılığı Türkiye'de yoktur. Mala gelince kapitalist olan sistem hekimlere geldiğinde otokratik olabilmektedir.
KARAMOLLAOĞLU: SÖYLENMEMESİ GEREKEN CÜMLELER SARF ETMİŞ HEKİMLERİMİZ İÇİN
Erdoğan’ın ifadelerine Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu sert tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından bir dizi paylaşımda bulunan Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:
*Cumhurbaşkanı Erdoğan, söylenmemesi gereken cümleler sarf etmiş hekimlerimiz için. Hekim maaşlarını çok buluyor. Aslında; bugünkü şartlarda bir hekimin bir aylık maaşıyla, orta sınıf bir aracın yakıt deposunun en fazla altı kez dolacağını bilmiyor numarası yapmaya çalışıyorlar!
“ADETA HEKİMLERE YÖNELİK İTİBAR SUİKASTİ YAPIYORLAR”
*Bütçeden sonra Meclis'te görüşüleceği sözü verdikleri sağlık emekçilerinin maaş, ek ödeme ve emekli maaşlarında artış yapılmasını kapsayan düzenlemeyi Meclis'e getirmeyeceklerini ikrar etmek yerine; hekimlere yönelik itibar suikasti yapıyorlar adeta!
*Ayrıca madem yurt dışına gidenlerin dönmesini sağlayacak imkanlar verilecekse; şu anda yurtta bulunanlardan bu imkanlar neden saklanıyor? Hatta bu imkanlar var idiyse; neden daha öncekilerin yurt dışına gitmesine neden olundu ve seyirci kalındı?
*Ayrıca madem yurt dışına gidenlerin dönmesini sağlayacak imkanlar verilecekse; şu anda yurtta bulunanlardan bu imkanlar neden saklanıyor?Hatta bu imkanlar var idiyse; neden daha öncekilerin yurt dışına gitmesine neden olundu ve seyirci kalındı?
“BİR HEKİM KOLAY YETİŞMİYOR!”
*Hiç kimse kusura bakmasın! Güven vermek yerine tehdit eden devlet, vatandaşına nasıl nitelikli sağlık hizmeti sunacak?Erdoğan ve hükümeti ise ister anlasın ister anlamasın; bir hekim kolay yetişmiyor!
“HEKİMLERİMİZ VE DİĞER BÜTÜN SAĞLIK EMEKÇİLERİNE AHDE VEFA GÖSTERİLMELİDİR”
*Hekimlerimiz ve diğer bütün sağlık emekçilerine ahde vefa gösterilmelidir. Gösterdikleri emek ve aldıkları ücret arasındaki mağduriyet oluşturan fark giderilmelidir. Sağlığımızı koruyanları korumak yerine korkutmaya tevessül eden tavırlara da kesinlikle son verilmelidir!
“HÂLÂ BETONLA ÖVÜNMEYE DEVAM EDİYOR”
DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
* Sayın Cumhurbaşkanının sağlık çalışanlarımıza yönelik ‘Gidiyorlarsa gitsinler' sözleri hepimizi dehşete düşürdü. Pandeminin ortasında bile insana değil, betona değer veriyor. 2019 yılında Sağlık Bakanlığı bütçesinin yaklaşık yüzde 45'i personel giderlerine aktarılırken, bu oran 2020'de yüzde 42'ye, 2021'de ise yüzde 34'e kadar geriledi. Bu kaynak buharlaşmadı. İnşaat projelerine, mal ve hizmet bedellerine, kira ve gayrimenkul giderlerine aktarıldı. İnsana değil, betona yatırım yapıldı.
* Şehir Hastanelerine ayrılan kaynak, kamu sağlığına ve sağlık personeline ayrılmadı. Sayın Cumhurbaşkanı hâlâ betonla övünmeye devam ediyor. Biz, kendisine sesleniyoruz: Adalet sarayı inşa ederken hukuk devletini yıktınız, yetmedi. Havaalanı inşa edip, dış hatlarını gençlerin umut kapısı yaptınız, yetmedi. Şimdi de hastane inşaatıyla sağlık sistemini yıkıyorsunuz.
“DEVLETİ YÖNETENLER İNSAN GÜCÜMÜZÜ KOVMAYA ÇALIŞARAK BU ÜLKEYE DAHA FAZLA ZARAR VERMEMELİ”
* Ülkemizde her 100 bin hastaya 193 doktor düşüyor. Bu rakam, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri ortalamasında 379'dur. Ülkemizdeki hekim sayısı yetersizdir. Devleti yönetenler inşaat projeleriyle övünmek yerine derhâl hekim yetiştirmeli ve insana değer vermelidir. Yetişmiş, nitelikli insan gücümüzü kovmaya çalışarak bu ülkeye daha fazla zarar vermemelidir.
“BU ESER, İKTİDARIN İNSANA VERDİĞİ KIYMETİN NETİCESİDİR”
* Sosyal medyada ‘Türkiye bir hekim kaybetti, Batılı A ülkesi bir garson kazandı' esprileri hepimizi yaralamaktadır. Pandemi koşullarında gecesini gündüze katıp, sağlığını hiçe sayarak topluma hizmete kendine adamış olan hekimlerimize yapılan bu muameleyi DEVA Partisi olarak kabul etmemiz asla mümkün değil.
* Bu eser, iktidarın insana verdiği kıymetin neticesidir. İnsan yetiştirmekle, gençlere sahip çıkmakla övünmesi gereken iktidar; onların başka ülkelerde gelecek aramasına dahi kendince gerekçe bularak, gençlerimize aba altından sopa göstermektedir. Bu durumu kabul etmek ne siyaseten ne de vicdanen mümkündür. Sözcü